Türk tarihinin çok az tanın şahsiyetlerinden biridir Chichi. Kısaca tanıtmak isterim: M.Ö 40’lı yıllarda Büyük Hun İmparatorluğu zor günler yaşamaktadır. Devletin kağanı Ho Hon Ye ki Chichi’nin ağabeyisidir; kurtuluşu Çin egemenliğine girmekte görür. Kağanın bu anlaşılmaz tutumu karşısında Chichi, ağabeyine çok sert eleştireler getirir, O’nu Türklerin geleceğini satmakla suçlar ve onursuz kaderine terk ederek güçleriyle birlikte Fergana Vadisine doğru çekilir. Bu kola artık Batı Hunları denecektir.

Çin ve destekçisi olan Ho Hon Ye güçleri, Chichi kağanın yaptırdığı kaleye saldırıya geçtiler. Türkler kale savunması konusun birikim sahibi değildirler, tarihlerinde böyle bir savunma savaşı yapmamıştırlar. Dolayısıyla gidişat kötüdür. Bu zor şartlarda Chichi Yabgu askerlerine şöyle seslenir: “Boyun eğmeyeceğiz çünkü bu, son ve şerefle yaşamış ecdadımıza karşı büyük bir ihanet olur. Bizlere geniş ülkeler ve istiklalimizi emanet ettiler.

…Korumakla vazifeli olduğumuz bütün bu emanetleri, adi bir ömür uğruna feda edemeyiz. Hepimizin bildiği gibi savaşta erlerin kaderi ölümdür. Şimdi ölürsek dünya durdukça kahramanlık şanımız yaşayacak.”

Ve ne yazık ki bu kale savunması savaşı kaybedildi ve Chichi Kağan son nefesine kadar savaştı ama sonuç ölümdü.

***

Türk tarihinde bağımsızlık için kellesini veren ilk Kağan’dır.

***

Asırlar asırları kovaladı, Chichi’nin yaktığı bağımsızlık ateşi, bin yıllarca Türklerin ana karakteri oldu.

Şu işe bakın ki M.Ö 40’lı yıllarda yaşananların bir benzeri 1918’de Türklerin son kalesi Anadolu’da sergilenmeye başladı.

İşgaller, işbirlikçiler ve Mütareke basını!

İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve onların piyonu Yunanistan; yani neredeyse bütün dünya yığınak yaptı Anadolu’ya. Buradan bakıldığında Kurtuluş Mücadelesinin yedi düvele karşı verildiği söylense hiç de abartılı olmaz aslında.

Keşke mücadele sadece bu güçlere karşı verilmiş olsaydı, ama öyle olmadı. Ne yazık ki Ho Hon Ye ruhu Türkleri terk etmemiştir. İşbirlikçiler, çıkar çevreleri, eşkıyalar, bir kısım ağalar, feodal güçler ve içinde korku besleyen zayıf yürekliler. 

Tekmili birden çullandılar Anadolu’ya, her türlü yokluk da cabası.

Oda ne? Sanki asırlar öncesinden Chichi Kağan’ın ruhu çıktı geldi Anadolu Bozkırına, bütün dünyaya ve işbirlikçilerine efelendi: “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.”

Mustafa Kemal, ruhu devralmıştı. Artık o bir Chichi Kağan’dı. 

Üstelik o; kutsal mücadelesini, silah arkadaşlarıyla birlikte sağ salim tamamlamıştı.

Chichi’den Atatürk’e, mayalanmış bir karakter, “Ya istiklal ya ölüm.”