Geçen hafta içinde Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Ali Murat Ersoy’a ait Atlas Global Havayolu şirketinin karara bağlanmak üzere olan iflas davasıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

TBMM Genel Kurulu’nda konuşan ve Ersoy’un halen Türkiye’de 47, İsviçre’de de 6 şirketi olduğuna dair iddialar olduğunu kaydeden Budak, '”Diğer şirketler faaliyetlerine devam ederken Atlas neden iflas ettirildi?” diye sordu.

CHP’li Milletvekili Budak, sayıları 2 bine yaklaşan, “16 aydır hiç maaş ve tazminat alamayan Atlas Global çalışanlarının mağduriyeti giderilmeli” diye konuştu.

14 Şubat 2020'de Bakırköy İcra Mahkemesi’ne iflas istemiyle başvuran şirketin, personele olan borç miktarı 18 milyon 838 bin TL. Söz konusu miktara tazminat ve özlük hakları dahil değil.

Bilindiği üzere Atlas Global Havacılık A.Ş. tam da pandemi öncesi, 13 Şubat 2020 tarihinde iflas için başvurmuştu.

VE İFLAS İSTEĞİ KABUL EDİLDİ!
17 Haziran 2021 tarihinde Bakırköy Adliyesi’nde yapılan son duruşmada Atlas Global’ın iflas isteği mahkemece kabul edilerek kararın, İstanbul Ticaret Odası’na ve Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğüne bildirilmesine karar verildi.

Atlaszedeler’ın savunmasını üstlenen Av. Arif Tuymaz ve Hava-Sen’den Av. Şehnaz Taygur, şu andan itibaren kurulacak İflas Masası ile alacakların tahsil edilebilmesi için Atlas Global ve İştiraklerinde bulunan mal varlıklarının İflas Masası tarafından icra yoluyla satışından sonra elde edilen hasılat hak sahiplerine dağıtılacak. Tabii bu sürecin çok kısa zamanda sonuçlanması zor.

Ama burada asıl önemli olan, 500 büyük şirket arasında 109’uncu sırada olan, 20 uçaklık filosuyla 4’cü büyük bir havayolu şirketinin nasıl batık hale getirildiğidir.

Büyük bir gayrimenkul portföyü olan şirket sahibi Ali Murat Ersoy’un “Biz de paranız kalmaz” derken, nasıl iflas gibi bir noktaya geldiği konusu da kafalarda istifam uyandırıyor. Her ne kadar kanun önünde bu iflas kabul edilse de, kamu vicdanı böyle bir iflasa razı değil derim.

Adaletin görünen yüzü değil de, arkada kalan ve görünmeyen yüzünün alacaklı emekçilerin hakkını veremediği ortada.

Hak sahipleri, şairin deyimiyle “Kalsın benim davam mahşere kalsın” diyecek ise, bu dünyadaki mahkemeler daha ne işe yarar diye sormak yanlış olmaz gibi.