Sessizlik tırmalıyor kulaklarımı. Ellerimi duymak istercesine bastırıyorum boşluklara. Nefes nefese kalmış bedenler. Alamıyorlar nefes.

Ne garip şu insanlar, sonuçtan çok nasıl olduğuna bakarız. Affetmek gözümüze bile gelmez, siler atarız. Bir anlık sinirle nelerimizi heba etmeyiz değil mi? Sus artık! Kelimeler ağzından çıktıkça ne kadar yakıyorsun canımı. Görme, bakma bana utanıyorum senin karşında yaşamaktan bile. Ne kibirlisin sen? Kendini sevmek iyidir belki ama abartılı değil mi bu kadarı? Sevmek, sevilmek aynı şey değildir unutma.

Sevmek tek taraflı, sevilmek ise çift taraflıdır. Ne ilginç bir bilmece. Bir kuşun kalp atışları kadar hızlı akıyor zaman. Bu benzetme? Evet, çok garip, bir kuş varmış ve kalbi hızlı atarmış boş versene. Sevmek yok etmektir, sevilmek ise yok edilmeye işarettir. Peki, bu nasıl? Bence oldu. Hep sevgiden bahsediyorum değil mi? Muhtacım sevgiye, mutluluğa. Hiçbir zaman bulamadığım gerçeklere muhtacım. Yalvarmıyorum yalnızca rica ediyorum sevgiyi. Ama yine de her defasında kovuluyorum. İnsanların yüzleri ve sözleri defol dercesine bakıyor, içime işliyor.

Neden yaptın? Neyi? Hani o gece yapmıştın ya?

Unuttum. Neyi, neden yaptığımı, kimleri sevdiğimi unuttum. Kimler var etrafımda, kimler dostum ve ya düşmanım unuttum. Açıkta kaldı kalbim gelen geçen bakıyor zaten boş versene.

Çevir yüzünü, bakma bana. O zaman göremem ki kendimi. Ne garip şey şu aynalar. Bakmadan göremiyor insan kendini.