Ortahisar Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, Çay TV’de Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Turgut ve Taka Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Harun Yavruoğlu’nun sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin fındık fiyatlarıyla ilgili sorusuna Başkan Genç, “Dünyada fındık üretiminin % 70’ini Türkiye karşılıyor. Fındıkta hükümetimiz doğrudan gelir desteği veriyor. ÇKS yani çiftçi kayıt sistemine kayıt olan üreticilerimiz bu desteği alıyor. Her zaman olduğu gibi fındıkta bir beklenti var. Bazı muhalefet partileri bu konularda gerçekçi konuşmuyor. Arz-talep dengesini gözetmek lazım. Her zaman konuşulan ama bir türlü gerçekleşmeyen lisanslı depoculuk sistemini de fiyat dengelemesini yapacak kabiliyete sahip olmak lazım. Fındıkta arz talep dengesinin oluşturduğu bir fiyatlandırma var. Cumhurbaşkanımız Trabzon mitinginde fındık üreticilerinin sorunlarına vakıf olduğunu ifade ettiler. Cumhurbaşkanımızın üreticinin lehine bir fiyatlandırma politikası yürüteceğini düşünüyorum” cümleleriyle cevap verdi.

İHANETLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Normal seçimlere bir buçuk yıl daha varken Sayın Cumhurbaşkanının neden erken seçim kararı aldığıyla ilgili sorusuna Başkan Genç, şöyle cevap verdi: Türkiye neden bu sisteme geçti diye sorduğumuzda geriye dönüp bakmamız lazım. Devletimiz bütün Türk devletleri dâhil en büyük ihanetle karşı karşıya kaldı. Buraya biraz değinmemiz lazım. Bu ülkede 1950'de tek başına iktidar olundu. 1965’te rahmetli Demirel tek başına iktidar oldu. 1985'te Özal tek başına iktidar oldu. Ama tek başına iktidarlar belli bir yere kadar bu ülkeyi yönetebildi. Ve tek başına iktidar olunmasına rağmen milli irade bir yere kadar tecelli edebildi. Ve o bir yere kadar olan sınırı rahmetli Menderes zorladı ama bunu canıyla ödedi. Rahmetli Özal zorladı o da aynı şekilde bedelini ödedi. Rahmetli Erbakan zorladı ona da bedel ödettiler. Demek ki demokratik sistemde tek başına iktidar olsanız bile bu devletin içinde kapalı alana müdahale edemiyorsunuz.

HANTAL BİR YAPI VARDI

Bunun adına derin yapı deyin, paralel yapı deyin, bürokratik, oligarşik yapı deyin müdahale edemiyorsunuz. Cumhurbaşkanımız tek başına iktidar olmasına rağmen defalarca bürokratik oligarşiden yakındılar. Bunun en son tezahürünü de içimize 40 yılda sinsi bir şekilde sızıp emperyal güçlere hizmet eden bir ihanet şebekesiyle karşı karşıya kaldık. Sistem sizi bir yere kadar götürüyor. Öyle bir ihanet şebekesi ki bizi inancımızla, Allah ile aldatmaya kalktılar. Ama onun karşısında da bu millet durdu. Daha önceki darbelerde olmayan oldu. Ve 15 Temmuz'da halk sokaklara dökülerek darbeye karşı durdu. Millet iradesine kast eden böyle yapılar olduğu için dolayısıyla bir sistem değişikliği zaruri hale geldi. Cumhurbaşkanımız bu değişikle aslında zoru seçti ama ülkenin kaderi için bu zoru seçti. Ülkenin bekası söz konusuydu. Biz Türkiye'yi hantal bir yapıdan kurtardık. Maalesef hantal bir bürokratik yapı vardı.

SEÇİM NEDEN GEREKLİYDİ?

Seçimlerin öne alınmasına gelirsek... Türkiye 15 Temmuz'da büyük bir işgal girişimiyle karşı karşıla kaldı. 2008'de AK Parti'ye kapatma davası açıldı. 2012'de MİT krizleri yaşandı. Hep aynı örgütün eylemleriydi. Daha sonra 17 ve 25 Aralık ve gezi olayları yaşanmış. Bu olaylarda istediklerini elde edemeyenler 15 Temmuz'da bu işgal girişimiyle beraber bu işi sona erdirmek istediler. Bütün bunlara rağmen biz millet ordu özelliğimizi ortaya koyarak 15 Temmuz'dan 20 gün sonra Fırat Kalkanı harekatını başlattı bu ülke. Üstelik orduda bu kadar hain olmasına rağmen bu ordu sınır dışına çıkmıştır. Niye çıkmıştır, ülkenin bekası için. Şayet çıkmamış olsaydık bir Kürt koridoru sınırımızda oluşturulmuş olacaktı. Kimler ABD ve yandaşları. Şimdi bunu başaramayanlar ekonomiyle Türkiye'yi vurmaya başladılar.

HAL VE GİDİŞAT MECBUR KILDI

Ben 46 yaşındayım ben ilk kez hafta sonu doların yükseldiğini gördüm. İşte bunu da gören bir akıl var, cumhurbaşkanımız var. Sayın Devlet Bahçeli var. Bu ekonomik spekülasyonun 1.5 yıl daha yapılarak ülkenin ekonomik belirsizliği gitmesine engel olmak istediler. Yani bir an önce bu belirsizliği ortadan kaldırmak istediler. Ülkemiz yoluna kudretli ve kuvvetli şekilde devam etmesi için en erken tarihi aldılar. Cumhurbaşkanımızın yakinen biliyorum prensibi erken seçim yapmak değildir. Ama ülkenin hal ve gidişatı buna mecbur kılmıştır. İnşallah 24 Haziran'dan sonra da ülkenin makro ekonomik istikrarı devam edecektir.

GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYOR

Öte yandan Ortahisar Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, 24 Haziran Genel Seçimleri için gece-gündüz demeden çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşlara seçimle birlikte hayata geçecek olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili bilgiler veren Başkan Genç, Türkiye'nin yeni yönetim sistemiyle hantal yapılardan kurtularak, hızlı icra dönemine gireceğini söyledi. Vatandaşlara mahalle mahalle 24 Haziran seçimlerini anlatan Başkan Genç, "AK Parti, 15 yıllık iktidarında devasa projeleri hayata geçirdi. Ama bunların arasında en önemli proje hiç şüphesiz ki, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Artık Türkiye hantal yapılarından kurtularak hızlı icra dönemine gireceği bir yönetim sistemine kavuşmuştur." dedi.

SİYASİ ÇEKİŞMELERDEN KURTULDUK

Güçlü AK Parti iktidarlarıyla Türkiye'nin kısır siyasi çekişmelerden kurtulduğunu ifade eden Başkan Genç, "Artık Türkiye kısır siyasi çekişmelerle zamanını heba etmiyor. Güçlü iktidar yapısıyla enerjisini ekonomik kalkınma hamlelerine harcıyor. Polemiklerle, siyasi kavgalar son buldu. 3 Kasım 2002 yılı seçimleriyle iktidara gelen AK Parti istisnasız her seçimden güçlenerek çıktı. İlk defa gerçek anlamda halkın temsilcileri iktidara gelerek devleti asıl sahiplerine teslim etti. Yıllarca ezilen, sömürülen ve devlet kapılarından dışlanan millet gerçek anlamda ilk defa devletiyle AK Parti iktidarlarıyla barıştı. İşte AK Parti'ye asıl gücünü veren millet her seçimde AK Parti'yi daha güçlendirdi. Milletimiz her şeyin farkında” dedi.

YAPILANLAR ORTADA  

Başkan Genç sözlerine şöyle devam etti: Eğer AK Parti iktidardan düşerce ranttan beslenen vesayet odakları tekrar iktidarı ele geçirecek. Ve milletin kaynaklarını sömürmeye, kemirmeye devam edecekler. Bu vesayet odakları tüm güçlerini 24 Haziran için seferber ettiler. Hangi vaatlerle ortaya çıksalar da halk bunlara prim vermeyecektir. Çünkü bunlar hiçbir zaman sırtlarını millete dayamadılar. Güç odaklarının arkasında saklandılar, milletle mesafeli oldular. Halka tepeden baktılar. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı görenler gelip AK Parti'nin saflarına katılacaktır. Bundan en ufak bir şüphemiz yok... Zira AK Parti hizmet ve projeleriyle rüştünü ispatlamış bir partidir. Yapılan ortada. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanların toplamından daha fazla eseri Türkiye'ye kazandırmıştır. Ve milletimiz de bunu çok iyi biliyor.

BÜTÜN YASAKLAR KALKTI

Hatırlayın!.. 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce bu halk devletin kapılarından içeri sokulmuyordu. Kızlarımız başörtülü diye üniversite kapılarından geri çevriliyordu. Sırf inancından dolayı eğitim hakkı elinden alınıyordu. Kamu alanı diye başörtülü vatandaşlarımız devletin bütün kurumlarından dışlanıyordu. AK Parti, en temel insan hakları olan inanç hürriyetini getirerek, başörtüsü yasağını kaldırdı. Artık başörtülü kardeşlerimiz öğretmenlik, polislik, askerlik ve doktorluk gibi istediği her meslek dalında hiç çekinmeden rahatça çalışabiliyor. Şu anda herkes özgürce hem inancını yaşayabiliyor, hem de dini en doğru şekilde öğrenebiliyor. Her ilçede imam hatip okulları var. İsteyen hiç korkmadan çocuğunu bu okullara göndererek dini eğitim aldırabiliyor. Bu zihniyet devrimini yapan, bütün yasakları kaldıran partinin adı AK Partidir.

VAAT DEĞİL, ESER ÜRETİYORUZ

Yapılan adalet sarayları, okullar, karayolları, şehir hastaneleri ve her ile yapılan üniversiteler ile Türkiye çağ atladı. Savunma sanayiindeki yerlilik oranı % 20'lerden % 65’e çıkmış durumda. Kendi tankımızı, uçağımızı, topumuzu, tüfeğimizi, helikopterimizi ve insansız hava aracımızı yapıyoruz. Artık İHA'lar için İsrail'e tek kuruş para ödemiyoruz. Parasını ödediğimiz İHA'lar için İsrail bizi yıllarca bekletiyordu. Şu anda ise yurtdışına İHA ihraç eder hale geldik. Milli tankımız Altay'ı, milli uçağımız Hürkuş'u, ATAK helikopterini, fırtına obüslerini, Milli gemimiz MİLGEM'İ, milli uyduğumuz Göktürk'ü, piyade tüfeğimizi ve birçok savaş aracımızı yapar hale geldik. Bunlarla gurur duyuyoruz. AK Parti diğer siyasi partiler gibi vaat değil, eser ortaya koyuyor. Yaparsa AK Parti yapar sözü işte bunlardan dolayı çok doğru, yerinde bir sözdür.

Editör: Haber Merkezi