Bu coğrafyanın insanına hiçbir şey bırakın altın tepsiyi, gümüş tepside bile sunulmamıştır. Biz hep zorluklarla mücadele etmişizdir. Bir atasözümüz var hani, “Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur” diye, işte bu coğrafyada insanın insana kavuşması bile çok zordur. Yollarımız aman vermez çünkü. Şimdi diyeceksiniz ki, “Yıl olmuş 2022. Dağları deliyoruz artık, coğrafya engel mi?” Haklısınız 2022’de coğrafya engel değil, lütfedip okursanız neyin engel olduğunu da yazacağım.

***

Tamamlandığında, Dünya’nın en uzun 3’üncü, Avrupa’nın ise en uzun çift tüplü kara yolu tüneli unvanına sahip olacak Zigana Tüneli’nde kazı çalışmaları bitti.

Geçtiğimiz hafta içerisinde tünelde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun katılımıyla ışık görme töreni düzenlendi. Emeği geçen herkesi kutluyor, bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.

Tören ile ilgili haberleri, sosyal medyada yapılan paylaşımları vs. takip ettim. Fotoğraflara takıldı aklım. Zira Trabzon ve Gümüşhane protokolünün yer aldığı fotoğraflarda AKP’li vekiller, AKP il yöneticileri ile bazı ilçelerin başkanları da vardı. Bu bir sorun mu? Hayır değil! Ama bir sorun var ki o da niye o fotoğraflarda muhalif partilerin vekilleri ve belediyelerin başkanları yok?

Vekillerimizin durumunu bilmiyorum ancak Beşikdüzü ve Yomra Belediyelerinden sorduğumda kendilerine davetiye gitmediğini öğrendim.

O tünelin parası bu devletin kasasından çıkıyorsa, o para o kasaya her vatandaştan alınan vergilerle giriyorsa, bu başarı kutlanırken her vatandaşı temsil eden bir siyasi aktör orada olmalıydı.

Eğer o başkanlar davet edilip de gitmeselerdi, bu sefer de gidilmemesini eleştirirdim.

Vatandaşa hizmet yolunda particilik yapılacak tek yer seçim meydanlarıdır. Sandıklar açıldıktan sonra her vekil, kendisine oy versin vermesin milletin vekilidir, her belediye başkanı ilinin, ilçesinin her bir sakininin başkanıdır.

Sanıyorum ki, “Neden muhalefet partilerinden kimse yoktu?” eleştirimin nedenini “Yaparsa AK Parti yapar.” minvalindeki paylaşımlar açıklıyor.

Devlet ve hükümeti birbirine karıştıran bir zihniyetle karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin devamlılığı ve sarsılmaz otoritesini, A ya da B hükümetinin yarın ne olacağı belli olmayan varlığı ile bir anmak, kim tarafından yapılırsa yapılsın büyük bir yanılgıdır. Halkın çoğunluğunun reyini alan partilerin kurdukları hükümetler, devleti halk adına işleten mekanizmalardır. 

***

Eğer buraya kadar okudu iseniz, “İşte bu coğrafyada insanın insana kavuşması bile çok zordur.” değerlendirmemin nedenine geldi sıra.

Yomra ilçemizde bir yol var. Özdil-Oymalı-Yağmurdere Karayolu. Yaklaşık 10 bin kişi tarafından, bütün yıl boyunca kullanılan bu yol yaz aylarında Gümüşhane bağlantı yolu olarak da hizmet veriyor. Tam 21 sene önce, dönemin Bakanı Koray Aydın tarafından karayolları ağına dahil edilen yol aradan geçen sürede bir türlü nihayete erdirilemedi. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2019 mahalli seçimleri öncesi Trabzon’da yaptığı mitingde de, 2021 yılında partisinin il kongresinde de aynı cümleyi kurdu; “Bu yıl inşaatı bitireceğiz!”

Bitmedi!

İYİ Parti Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs bu yolun durumunu bir süre önce Meclis gündemine taşıdı, “Her seçim döneminde bitirileceği vadedilen, bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından defalarca söz verilen yol, öyle anlaşılıyor ki İYİ Parti iktidarını beklemektedir. İnşallah, ilk seçimde iktidar olacağız ve adeta yılan hikayesine dönen bu yolu biz yapacağız.” diye konuştu.

Az önce AKP taraftarlarını eleştirdiğim konuda dikkatli olması uyarısında bulunmadan edemeyeceğim Sayın Vekil, daha önce Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığı gibi seçimi, sandığı işaret ediyor. Anlaşılan o ki Yomra’dan Özdil-Oymalı ’ya hatta Gümüşhane’ye güvenli ve konforlu şekilde gitmenin yolu sandıktan geçecek!

*-*-*-*-*

ENES ÖLDÜ, ETİK YAŞASA NE OLUR?

Geçtiğimiz hafta 20 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın intihar haberi ile üzüldük. Ertesi gün arkadaşları ile yapacağı gevezelikleri düşünerek gülmesi gereken gözler, “Yaşama sevincimi kaybettim” sözlerinin ardından açılmamak üzere kapandı.

Enes’in intiharı, olayın gerçekleştiği “yurt” nedeni ile de gündemi meşgul etti. Her yönü ile çok acı olan olay sonrası siyasi partilerin mensuplarından ve liderinden de açıklamalar geldi; Kemal Kılıçdaroğlu hariç!

Bu durumu sosyal medyada çokça eleştirilen CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, “Öfkeyi politik puana döndürme adına, bilimin uyarılarına kulak asmamayı doğru bulmuyorum. Bana kızanları anlıyorum ama etik sebeplerden dolayı paylaşım yapmayacağım.” sözleri ile ifade etti düşüncelerini.

Daha önce intiharlar, cinayetler hakkında açıklamalar yapan, grup toplantısında bir intihar mektubu okuyan Sayın Kılıçdaroğlu, bahsettiği bilimsel uyarıların yeni farkına varmış ve bu doğrultuda bir tavır takınmış olabilir. Bunu yadırgamam. Ama yadırgadığım ve bu yapılan açıklama ile çeliştiğini düşündüğüm noktayı da ifade etmeden geçemeyeceğim. Partisinin kurmayları günlerce, her mecrada Enes Kara’nın intiharına ilişkin açıklama yapan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu neden bu bilimsel verileri onlarla da paylaşıp açıklamalarına engel olmadı?

Konu o kadar hassas ve her yönüyle o kadar önemli ki, ya parti olarak ortak bir tavır alarak sessiz kalınmalıydı ya da Sayın Genel Başkan ‘bilimsel uyarılara’ ters düşmeden üzüntüsünü dile getirmeliydi.

Enes’in ölümü bildiğimiz, inandığımız bütün “etik” değerleri yerle bir etmişken, aklıma gelen bir tek cümle var; “Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil!”