Böyle bir günde maç izlemek, yorum yazmak çok güç. Bunları yaparken kendimi suçlu gibi hissettim. 36 Şehidimizin acı haberi tüm Türk Halkı gibi beni de derinden yaraladı. İnsanın hiçbir şey yapası gelmediği gibi yarım yamalak izlediğim karşılaşmadan bazı notları sizinle paylaşmak istedim. Yazıma geçmeden önce böyle acı, kasvetli bir günde neden Milli Yas ilan edilmez anlamış değilim. Başka hangi durumda Milli yas ilan edeceğiz merak ediyorum.

Karşılaşmaya gelecek olursak Trabzonspor'un Rizespor karşısında galip gelmekten başka çaresi mi vardı? Eğer şampiyonluğu istiyorsan varını yoğunu ortaya koyup rakibini yeneceksin. İşte bu parolayla oyuna başlamasını beklerken Rizespor'un golü geldi. Tabi ki bordo mavili takım düşüncesi bu yönde iken Rizespor'un futbolcularının eli de armut toplamayacaktı. Maalesef biz Rizespor'un üzerine çıkacak bir oyun ortaya koyamayınca Trabzonspor yenik duruma düştü. İlk yarıyı galip bitiren Rizespor gerçekten güzel futboluyla 2. gole yakın taraftı.

Bordo mavili futbolcular ikinci yarının başına kadar istediği futbolu sahaya yansıtamadı. Son günlerin formda yıldızı Sörloth'un istediği topları alamamasından dolayı iş iyice zora bindi. Rizespor stoperlerinin zamanında yaptığı müdahaleler Trabzon'un işini iyice zorlaştırdı.

Taki Nwakaeme'nin oyuna dahil olmasına kadar. Maça girer girmez, takıma doping etkisi yarattı. Öyle ki ilk yarıda ki vasat futbol gitti yerine sahada ayak basmadık bir takım geldi. Her ne olursa olsun işi baştan sıkı tutmak gereksiz stres çekmeye gerek kalmaz. Diğer türlü 65 dk'da gelen golle Trabzonspor bir açıldı pir açıldı. Nwakaeme ve Ekuban'ı durdurmayı başaramayan Rizespor karşılaşmadan 5-2 yenik ayrıldı. Mikel kırmızı kartla oyun dışında kalırken Abdulkadir Ömür ve Parmak'ın oyuna dahil olmaları ve katkı vermeleri sevindirici haberdi. Trabzonspor şampiyonluk yolunda emin adımlarla yürümeyi sürdürdü. Kalın sağlıcakla...