Arife günlerindeyiz, hem de çifte bayram arifesi. 
Belli ki yaşanacak coşku bayramdan ötesi.
O halde şafak vaktine uyanıp, tan yerini dolanalım,
Renklerimize bürünüp, bayramlarımızı kucaklayalım.

Milli ve dini bakımdan önemli ve kutlamaya değer kabul edilen gün ya da günler.
Sevinç, neşe ve eğlenceyle kutlanılan özel gün ya da günler.
Bu ve benzeri anlamda yapılabilecek diğer tanımlamalar, bayram kelimesinin karşılığını oluşturur.
Şu günlerde Trabzon halkı, tutkuyla tuttuğu iki değerinin bayramına hazırlanıyor.
Zira Trabzon’da iki şey tutkuyla tutuluyor, “Oruç ve Trabzonspor.”
Mübarek ramazan, bayrama kavuşmak üzere.
Yılların şampiyonluk özlemi vuslata ermek üzere.
Hiç şüphe yok ki, böylesi kırk yılda bir denk gelir.
Artık bu şehrin halkı;
Bayram çocuğu gibi formasını giyinmiş, duasını yapmış,
bayram topunu bekliyor.
Köylüsü kentlisi, zengini fakiri, genci yaşlısı,
bayram alayı hazırlığında, bayram hediyesini bekliyor.
Belli ki bu seneki, bayram havası unutulmaz olacak,
bayram namazı huşuyla kılınıp,
bayram ziyaretleri başka bir aşkla yapılacak.
Ve sanırım şehir, tarihi bayramlardan birini yaşayacak.

Her ne kadar “Müslüman Ülkeler” arasında bayramın başlangıç günü konusunda ittifak olmasa da Ramazan Bayramı İslam dünyasının en büyülü günlerini oluşturur. Yılın iki kutbundan biri, evrensel bir arınma.

Trabzonspor üzerinden beklenen “Şampiyonluk bayramını” da sadece bu kente aitmiş gibi algılamak çok yanlış olacaktır.
Belki evrensel bir büyüden henüz bahsedilemez, ancak herkes biliyor ki, Trabzonspor artık, sadece bu şehirden ibaret değildir.
O bütün ülkeye mal olmuş sportif bir kimliktir.
Üstelik albenisi ve değeri giderek artan bir üst kimlik.
Zira Trabzonspor ulusal bir değerdir; Artvin’den Edirne’ye, Muş’tan Urfa’ya, Ardahan’dan Diyarbakır’a.
Bilim dünyasından edebiyat dünyasına, sanat dünyasından siyaset dünyasına.
Birçok isim Trabzonspor dünyasına ilgi duymakta ve değer katmakta.  
Ve hatta evrensel anlamda da Trabzonspor’un hızla değer kazandığı bilinen bir gerçektir.
Çünkü Trabzonspor artık; Üsküp’ten Kosova’ya, Gine’den, Azerbaycan’a, Türkmenistan’dan Liberya’ya etki alanı hızla büyüyen bir değer.
Peki, ne buluyorlar bu insanlar Trabzonspor’da?
Şüphesiz ki, bu bir araştırma konusu olacak kadar değerli ve kapsamlıdır. Konu üzerinde çalışmalar yapılmış ve daha fazlası mutlaka yapılacaktır. Sanıyorum ki Trabzonspor dair yapılacak bütün çalışmalar büyünün merkezine “Trabzonspor’un egemen güçlerin düzenine başkaldırı” gerçeğini koyacaklardır.
Mevcut durumu kabullenmeme, statükoya başkaldırma, ötekinin ben de buradayım çıkışı, taşranın merkeze meydan okuması, futbolun feodal düzeninin sonlandırılması, futbol baronluğunun yıkılışı.
Trabzonspor elde ettiği şampiyonluklarla egemen anlayışı yıkmış ve her yıl aynı mücadelenin içinde kalarak devamlılığını ispatlamıştır.
Sanırım bu yönüyle Trabzonspor; taşradakilerin, horlanmışların, itilmişlerin, mevcut durumu sindiremeyenlerin, asi ruhluların “rol modeli” olmuştur.
Birçok insan kendini, kendi rotasını görüyor Trabzonspor’da.
O, sporla ilgili ya da ilgisiz, köylü ya da kentli, bu şehirli ya da değil.
Dik duruşun simgesidir.
Ve artı bu “simge kimlikten” asla vazgeçemez.

Bayramlarımız kutlu olsun, coşkulu olsun,
Ve tabii ki seviyeli olsun.