Bundan yaklaşık 1 yıl önce, Çin’in Wuhan eyaletinden başlayan, nedeni bilinmeyen zatürre bulguları (ateş, öksürük ve nefes darlığı) gösteren, oldukça bulaşıcı ve öldürücü bir virüsün saptandığı, tüm dünyada hem görsel hem de yazılı medyada yer almaya başladı. 

Başlangıçta bunun ne anlama geldiğini ve ne gibi etkilere yol açacağını hiç kimse anlayamadı, biz de anlayamadık. 

Ancak, özellikle youtube gibi sosyal medyalarda, sokakta, hastanelerde ölen insanlar gösterilmeye başlanınca; bunun ne denli ölümcül bir hastalık olduğunu idrak etmeye başladık. İlerleyen günlerde, diğer ülkelerde de vakaların görülmesi ile birlikte, 11 Mart 2020 tarihinde dünya sağlık örgütü, bu hastalığı pandemi ilan etti. 

Ve derken aynı gün ülkemizde de ilk vaka bildirildi. Artık ilk ateş, ilk korku içimize düşmüştü. 15 Mart’ta Covid 19’a bağlı ilk ölüm ile sarsıldık, sonrasında ölümler önce sayı, sonra istatistiklere dönüşmeye başladı. 

Koronavirüsler, yeni bir virüs değil, daha önce çok iyi bilinen hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. 

İnsanlarda, birkaç koronavirüsün soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu bilinmektedir. Şu anda dünyayı etkileyen yeni koronavirüs hastalığına, SAR-CoV-2 (Covid 19) virüsü neden olur. Covid-19, Çin’in Wuhan eyaletinde muhtemelen hayvan pazarından, yarasa kaynaklı insana bulaşırken mutasyona uğramış ve hem bulaştırıcı hem de ölümcül bir virüs haline gelmiş.  Başta solunum sistemini tutmakta, bunun yanında kalp damar sistemi, böbrek, sindirim sistemi ve beyin olmak üzere tüm organları etkileyebilmekte, yaş arttıkça ölüm oranları da artmaktadır. 

İlk çalışmalarda virüsün, özellikle yaşlıları etkilediği bildirilse de, doğumdan ölüme kadar her yaşta insanı etkilediği gösterildi. Ancak tüm Covid 19 pozitif olguların sadece % 1’i  % 6’sı arasını çocuklar oluşturmaktaydı. Çocuklarda ve erişkinlerde Covid 19 açısından önemli farklar vardır. 

Çocukların yaklaşık % 14-15’inde hiç hastalık belirtisi yokken, erişkinlerde bu oran yaklaşık % 5-10 civarındadır. Çocuklara hastalık bulaştıktan sonra bir klinik bulgu gösterme süresi ortalama 6-13 gün iken, erişkinlerde bu süre 2-7 gün gibi çok daha kısadır.

Çocuklarda virüsü aldıktan sonra hiç semptom göstermemesi veya hafif-orta derecede hastalık göstermesi olguların % 95.9-99.3 arasında iken, bu oran erişkinlerde % 80-85 civarındadır. 

Ciddi hastalıklar çocuklarda % 0.6-2.5,  erişkinlerde % 14-15; kritik hatalık çocuklarda % 0.3-0.6, erişkinlerde % 5-6; ölüm çocuklarda % 0.1 in altında, erişkinlerde % 2-3 civarındadır. Aslında tüm bu çalışmaların bir özetini yapacak olursak, çocuklarda ciddi hastalık % 1, erişkinlerde ise % 14-15 civarındadır. 

Hem taşıyıcılık hem de bulaştırıcılık sanılanın aksine, çocuklarda erişkinlerden çok daha düşüktür.  Sorun çocuklarda klinik bulguların çok belirsiz olması, maske kullanımında, el yıkamadaki sorunlar nedeni ile çocukların hastalığı erişkinlere veya diğer çocuklara daha kolay bulaştırıyor olmaları olabilir. Covid 19 enfeksiyonunun erişkinlerdeki en belirgin klinik bulguları, yaklaşık sırası ile % 60-90 ateş, % 60-70 öksürük, % 30-40 yorgunluk, % 30-40 balgam çıkarma, % 15-20 nefes darlığı, % 10-15 boğaz ağrısı, % 10-15 baş ağrısıdır. 

Çocuklarda ise ateş %50-80, öksürük %30-40, burun akıntısı % 13-15, ishal % 8-10, bulantı kusma % 7-8 oranında görülmektedir.  Çocuklarda dikkat edeceğimiz diğer bulgular, nefes darlığı, ishal, gözde kızarıklık, baş ağrısıdır. 

Sonuçta, istatistiklere ve bu konuda yapılan çalışmalara bakacak olursak, tam nedenini bilmesek de, evet çocuklarda etkilenme çok daha azdır, ancak son dönemlerde çocuklarda gözde kırmızılık, kalp tutulumu, döküntü, dilde kırmızılaşma, şişmiş dudaklar gibi Kawasaki benzeri hastalık bulguları tanımlanmıştır.

Üstelik bu hastalıkta kalp tutulumu, Kawasaki hastalığına oranla çok daha yüksektir. Şükür ki, bu olguların çok önemli bir kısmı tam olarak düzelmektedir. Ancak çocuklarda, son zamanlarda tanımlanmaya başlanan, sıklıkla 5 yaşından büyük çocuklarda, tıpkı erişkinlerde de olduğu gibi Çoklu Sistemik İnflamatuvar Sendrom (MIS-C) hastalığının görüldüğü bildirildi. Bu olgularda düşmeyen yüksek ateş ve çoklu organ yetmezliğine bağlı ölüm olabilmektedir. 

Erişkinlerde olduğu gibi, çocuklarda da ağır astım, kronik akciğer, karaciğer, böbrek ve kalp hastalıkları, diyabet, kanser veya bazı metabolizma bozukluklarında daha dikkatli olunmalıdır. Bunun yanında, kronik hastalığa sahip erişkinlerin aksine, kronik akciğeri olan çocuklarımızda bile hastalık genelde hafif olarak atlatılmakta, bu da kronik hastalığı olan çocuklarımızda, COVİD 19, erişkinlerden çocuk daha hafif atlattığımızı göstermektedir.

Asla rehavete kapılmamız lazım. Covid 19 geçiren çocuklarda ve erişkinlerde halen akciğerde, kalpte, özellikle beyinde ne gibi hasarlar kaldığını halen tam olarak bilmiyoruz. Bu yüzden, halen en etkili şey, hastalığa yakalanmamaktır. Hem çocuklarda hem erişkinlerde mesafe, maske ve el temizliği Covid 19’dan en etkili korunmadır. 

Aşıların çıkması ile birlikte, 2021’e umutlu giriyoruz. İnşallah 2021, Covid 19’dan büyük oranda kurtulduğumuz yıl olur.  Yeni yılınız kutlu olsun. 

***

Kaynaklar; Dong Y et al. Pediatrics (2020). Tu H et al. J infec (2020). Patel NA et al. Am J Otolaryngol (2020). Tian S et al, J infect (2020). Guo et al. BMC Medicine (2020). Sankar j et al. Indian J Pediatr (June 2020). C.D. De Luca et al. Paediatric Respiratory Reviews (2020). Ho C.L.T. AIMS Public Health (2020). Andrea Remuzzi, Giuseppe Remuzz.  Lancet 2020; Diorio C. J Clin Invest (2020).