Sık sık gündeme gelen, toplumun endişelerini daima gündemde tutan önemli bir sorun var. Bu sorun, siyaset üstü görülmekle birlikte, ülkemiz de bugün bu ciddi konuya kayıtsız kalınmakta, hatta kaosun artmasında çaba gözlenmektedir. Strateji bakımından da önemli olan sorun, yani değişmeyen gündem, azınlık sorunu, bir diğer ismiyle mülteci sorunu. Evet, devletlerinin oluşturduğu, olmazsa olmazları güvenliktir. Güvenliği sağlayamayan her toplum, diğer toplumların asimile ortamına girer, yani kendini yok eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, sınırlarıyla bütünlük oluşturması eksiksiz sağlamdır. Fakat geçmişte etrafımızda olan savaşı bahane ederek, ülkemize gelen, yabancı “İstihbaratların” kontrolündeki Suriyeli ve Afganlıların, Türkiye'de çok ciddi olumsuz ortamda bulundukları, adeta bu ülkeyi abluka altına aldıklarını dikkatle takip ediyoruz.

Aslında, olumsuz ortam diye nitelendirdiğimiz durumları, duygu sömürüsü dahilinde olduğundan, genel olarak sahip oldukları imkân kendi insanımızdan çok çok fazladır. Her türlü devlet yardımı yapılan, bu azınlık/ mülteci vs. insanların, kendi ülkelerinde hiçbir savaş vs. olmadığı göz önünde bulundurulursa, neden hala Türkiye'de bulunduruldukları endişe dahilindedir. Süratle nüfus olarak çoğalan bu insan topluluğunun, şartsız ve ön koşulsuz ülkelerine gönderilmeleri gerekmektedir. Bu büyük tehlikenin içinde olan Trabzon ise, çok tehlikeli oluşumları içinde barındırmaktadır. Trabzon'a bugünkü siyaset, yaptığı en büyük kötülüğü bu tehlikeli durumu bu şehre reva görmekle yapmıştır. Adeta Trabzon'u örtülü işgale muhatap eden zayıf düşünceli idare ve politik düşüncenin, bu büyük tehlikeyi Trabzon'dan çok acil uzaklaştırması gerekmektedir. Aksi durumda, ahtapot gibi ilin her tarafına dağılan/ dağıtılan bu tehlikeyi önlemek için vatandaş kentin sağlığı ve istikbali için kendi ölçüsünde ne gerekiyorsa yapacağı endişesi mevcuttur. Neden ve niçin Trabzon'da bu insanlar iskan ettirilmektedir? Neden Trabzon'un, Türkiye'nin en önemli stratejik merkezinin bu tezgaha dahil ettirilerek yok edilmesi istenmektedir. Sonuç olarak, süratle nüfus çoğalmasıyla binlerce tehlikeli insan topluluğuna yer edinmeye çalışılan bu beladan Türkiye'yi, stratejik olarak Trabzon'u kurtarmak her vicdan sahibi, vatanını bayrağını seven herkesin görevidir. Bugün, vakit geç olmadan ne gere