Türkiye'nin de kurucu üyesi olduğu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) 7 Aralık'ı Dünya Sivil Havacılık Günü ilan etmiş.
Bu yıl da öyle olacak ve irili ufaklı tüm resmi ve özel, kurum ve kuruluşlar, Dünya Sivil Havacılık Günü için klasik içi boş sözlerle kutlamalar yapacak.
Başta, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olmak üzere, Sivil Havacılık Genel Müdürü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarının bilumum genel müdürleri ve ağzı laf yapanları demeçler vererek çalışanların, yani emek verenlerin Sivil Havacılık Günü’nü kutlayacak. “Türk sivil havacılığının bu gün geldiği ileri seviye” diye başlayan demeçlerinde çalışanların çalışma koşulları, maaşları ve geçinmeleri için şunları da yaptık diye bir kelimeye asla rastlamayacağız. Çünkü, öyle bir şeyin olmadığı ortada. Kamuda çalışan işçiler ve memurlar emir komuta zincirinin bir halkası olan toplu iş sözleşmelerine tabiidir. Bu ücretlere karşı itiraz etmek ve greve kalkışmak asla kabul görmez.
Milli güvenliğin veya kamu güvenliğinin tehlikeye düşmesi gerekçe gösterilerek grevler hep ertelenir. Ama sivil havacılık günü ise törenlerle kokteyllerle ve de neşeyle kutlanmaya devam edilecek.
Devlet babanın, genel müdürleri kutlar da sivil havacılığın adı üstünde sivilleri yani özel sektör aktörleri boş durur mu?
Havayolu şirketlerinin patron ve CEO’ları kurumsal iletişimcilerin yazdığı metni göz ucuyla okuyup imzalayacaklar.
Onlar, yaygın ve sosyal medyada caf caflı laflarla, karın doyurmayan Dünya Sivil Havacılık Günü’nü kutlaya dursun; patronun paşa keyfi öyle istediği için bir gecede iflası ettiği söylenen, aslında bal gibi iflas ettirilen Atlas Global Airlines’ın çalışanları için kimse bir şey yapmadı. Sayın Bakan’ın ağzından bu konuda hiçbir şey duymadık. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ise, gelişmeleri hep arkadan takip etti. Şirketin gidişatını görüp, maaş ve tazminatlar için girişimde bulunmadı. İşveren yeni şirketlerle yola devam edip, bu konu da artık böylece unutturulurken
Atlaszedeler’ın sesi soluğu çıkmaz oldu.
Kim bilir, şimdi nerede nasıllar bilen yok. Ne yiyorlar, ne içiyorlar soran eden yok.
Siz, Dünya Sivil Havacılık Günü’nü alayla valayla kutlasanız ne, kutlamasanız ne?
Biz, Atlaszedeler’in haklarını alabilmek için verdiği ekmek kavgasını izlerken, o tarihlerde bir başka şirketin Onur Air çalışanlarına aylarca maaş veremedi.
Kural koyucu ve denetleyici olan SHGM bu konuda da üzerine düşeni yapmadı.
Şirket, ha satıldı, ha satılacak diye aylar boyu bekleyen yüzlerce kişi sefalette iken, otoritenin ve bizim Havacılık Günü kutlamamız, beş parasız ortada kalan bu insanlara karşı saygısızlık olmaz mı?
İnsan, haklarıyla insandır. İşsiz kalarak açlığa mahkum olan binlerce insanın durumunu görmek, çözüm bulmak ve de dertlerine derman olmak sosyal devletin en başta gelen görevi olmasına rağmen bu konuda hiç bir şey yapmayan bütün ilgili, sorumlu ve yetkili makamları bir kez daha uyarıyoruz. Bırakınız, Sivil Havacılık Günü kutlamayı da, açlığa mahkum edilen havacılara sahip çıkınız. Kamu vicdanı sizden bunu bekliyor!