Recep Tayyip Üniversitesi rektörü Prof.Dr.Arif Yılmaz’ı istifa etmeye kadar götüren süreci hatırlayalım..
Daha çok sıcak.
Geçtiğimiz günlerde “oldukça duygusal” bir ortamda istifa eden Prof.Dr.Arif Yılmaz’ın başını gazeteye verilen bir ilan yemişti.
Hatırlayın o ilanda torpilin resmi belgesi vardı.
Üniversiteye alınacak öğretim görevlileri aleni ilana yazılmış,torpil ve kayırmacılığın belgesi ortaya çıkmıştı.
Yani zaten önceden belirlenmiş,anlaşma yapılmış bölümler için iş olsun diye ilan verip kamuoyunu ve bilim camiasını bir anlamda aptal yerine koyup kandırıyorsunuz?
Bu olay ulusal medyada patlak verince peruk düştü kel göründü..!
Prof.Dr.Arif Yılmaz yaşanan skandalı başka bir skandal açıklama ile örtmeye çalıştı ama başarılı olamadı!
Neyse o konu daha çok su götürür.
Bu olayın  içyüzünü araştırayım dedim.
Tek kurban acaba Rize’mi?
Başka illerde böyle durumlar olmuyor mu? Gerçekten üniversiteye alınacak öğretim görevlileri hile yapılmadan,torpil olmadan mı ilan verilip alınıyor?
Derine indikçe durumun çok daha vahim olduğunu gördüm.
Anladım ki Recep Tayyip Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr.Arif Yılmaz vallahi tam bir medya kurbanı..
Deşifre olmanın bedelini ödüyor
Oysa deşifre olmadan, gizli kapaklı bu işler yıllardır üniversitelerde yapılmaya devam ediliyormuş!
Oysa kadrolar adamına göre açılıyormuş.!
Oysa rektörlerin dediği oluyor, açılan kadrolara ikinci başvuru bile yapılmıyormuş.
Üstelik YÖK’te bu yaşananlara seyirci kalıyor, hiçbir denetim yapılmıyor
Ne adalet var, ne liyakat!
Alın size kendi üniversitemizden bir örnek..
KTÜ Mimarlık ve Mühendislik Bölümü için geçtiğimiz haftalarda resmi ilan verilmiş, kadro için çağrı yapılmış..
Oysa bu bölüm için iki isimle çoktan anlaşılmış bile..
Ben açık ve net o isimleri size buradan yazayım..
Biri Prof.Dr.Soner Çevik diğeri Prof.Dr.Ali Asasoğlu..
Bu hocalarımızla çoktan anlaşma yapılmış, iş bitmiş, kadro verilmiş..
Daha neyin ilanını veriyoruz ki..Aslında bu yaşanan skandal ile Rize Recep Tayyip Üniversitesinde yaşanan skandal arasında bir fark yok ki?
Biri deşifre olmuş diğeri gizli kalmış, açığa çıkmamış.
Ben buradan bu oyunu bozuyorum. Eğer yalansa çıksın biri açıklama yapsın.
Doğruysa da rektörlük koltuğunda bulunan kişi istifasını versin.
Ha şimdi diyeceksiniz ki “Kardeşim sen şimdi bunları buradan yazdın adamlar o iki hocayla anlaşmaz, seni de yalancı çıkarırlar. O zaman ne yapacaksın”
Haklısınız böyle de bir durum var..
Burası da işin vicdan meselesi. Ama ben bu iki öğretim üyesinin ilan verilmeden kafadan anlaşma yapıldığına yüzde bin eminim..