Ekmek;

atmamamaya, atılmış olanı kaldırmaya özen gösterdiğimiz kutsalımız. Yeminimiz, baştacımız. Varsa sorun yoktur, yoksa sorun çoktur gerçeğimiz.

Ekmek aşktır ve vatandır, onun vatanıysa Trabzon’dur. Beşikdüzü’nden Of’a kadar bütün Trabzon.

Az da olsa şehrimizin markalaşmış  ürünleri var. Bunların başında “Trabzon Ekmeği” geliyor. Birçok yerde Vakfıkebir ekmeği diye kimlik sahibi olmuşsa da, “Trabzon Ekmeği” daha genel bir tanımlamayla türk insanının belleğinde yer yapmıştır.

Sürmene Çamlıca Fırını işletmecisi Alper ÇAKIR’ı dinledikten sonra, konunun cilalandığı kadar parlak olmadığını çok ciddi sorunlarla sektörün yürütülmeye gayret edildiğini gördüm.

Tabii ki  ana sorun, ismin tescil edilmesi sorunudur. Edirne’den Van’a kadar “Trabzon Ekmeği” tabelası asma yarışı, işin cılkını çıkartmıştır. Neredeyse sabah erken kalkan bu tabelayı asar  olmuştur. Ne bir standart engeli, ne kalite endişesi, ne ismi kullanma hakkının sorgulanması ne şu, ne bu, hiç bir şey engelleyememiş istismarcıları. İsmimizin, ekmeğimizin  karalanması kimsenin umrunda olmamış. Bu ekonomik bir skandaldır,  tüketiciyi kandırma girişimidir, ekmeğin ana vatanına ihanettir, sorumsuzluktur, saygısızlıktır...

Bu sorun elbette ulusal bir sorundur. Konuyu başta Trabzon Fırıncılar Derneği ele almalı, ekmeğimizi tescil ettirme girişiminde ısrarcı olmalıdır. Ayrıca Trabzon’un siyasileri, yerel yöneticileri, yazar- çizerleri, sanatçıları herkes ama herkes bu konuda hamleci olmalıdır. Artık ülke genelinde ki bu kandırmaca sona ermelidir. Tescil ve standart acilen devreye girmeli, Trabzon dışında ki “Trabzon Ekmeği” ismini kullanan işletmecilere bu yeni standartlar dayatılmalıdır.

Konunun Trabzon yerelinden de alınması da gerekmektedir. Bunun için Alper çakır’la dertleşmeye devam ettik bir o söyledi bir de ben:

  • Artık Trabzon ‘da bile geleneksel ekmeğimizi bulamaz olduk.
  • Biz de geleneksel buğdayımızı bulamıyoruz.
  • Her taraf taşfırın ekmek ilanıyla dolu, hangisine inanacağız bilemez olduk.
  • Biz de taşfırın ustası bulamaz olduk.
  • Sanıyorum şehrimiz fırınlarının da ciddi bir standart sorunu var.
  • Sadece fırınların mı? Her alanın bir standarda sorunu yok mu?
  • Fırınlarımızın net bir şekilde hijyen sorunu olduğu görülüyor.
  • Genelleme yapmamak gerekir, tüketici olarak iyiyi takip etmek özendirmek göreviniz var.
  • Ekmek ulaştırma araçlarının çok özensiz düzenlendiğini, bu hizmette bulanan kişilerin de ekmeğe ve yaptıkları işe saygılı omladıkları söyleniyor.
  • Bu konuda fırınların sorumluluğu kadar, tüketicilerin ve ilgili kurumların da denetleme eksikliği var.

Gördüm ki tüketici tarafından ne söylesek, işletmecinin kendi cevabı var. O halde biz susalım söz işetmecinin olsun. Bir dokunduk, işte işittiğimiz ahlardan bazıları:

  • Bayramsız, pazarsız 7- 24  çalışılması,
  • Herkesin ama herkesin ekmek satması,
  • Fırın açma standardının uygulanmaması,
  • Meslek dayanışmamasının yaşanmaması,
  • Çırak- kalfa- usata süreci yaşayan ustaların bulunamaması,
  • Geçtik ustayı çırak bile bulmanın giderek zorlaşması.
  • İtibar koruyucu tedbirler alınmaması,
  • İşin giderek ayağa düşmesi,
  • ...................

Biz ulusal anlamda “Trabzon Ekmeği” kimliği konusunda yoğunlaşmışken,gördük ki yerelde ki sorunlar hiç de küçümsenecek boyutta değil. Hatta işletmecinin ifadesiyle sorunların çözümü için atılan adımlar henüz bir arpa boyu.

  • Anladım ki  sorunun çözümü için, bir çok fırın ekmek yememiz lazım...