Bahadır Otomotiv’deki ekonomi panelinde Trabzon ekonomisi masaya yatırıldı.

Volkswagen Kasko’nun katkılarıyla NTV tarafından hazırlanan EkoAnadolu panelinin son durağı Trabzon oldu. Şehirlerin ekonomik yapılarının masaya yatırıldığı panel, Trabzon Volkswagen Yetkili Satıcısı ve Servisi Bahadır Otomotiv'in Showroom'unda görkemli bir organizasyon ile gerçekleştirildi. Panelin moderatörlüğünü Doğuş Yayın Grubu Ekonomi Grup Başkanı Servet Yıldırım yaptı. Panele konuşmacı olarak ise NTV Ekonomi Danışmanı Mahfi Eğilmez, Milliyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Güngör Uras ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu yer aldı. Trabzon ve Türkiye ekonomisinin enine boyuna masaya yatırıldığı panelde önemli mesajlar verildi.

URAS: TRABZON ÖNEMLİ BİR MERKEZ

Panelin açılış konuşmasını yapan Milliyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Tevfik Güngör Uras, Trabzon’da önemli gelişmeler gördüğünün altını çizerek, “Trabzon 3 önemli saç ayağı üzerine gelişmesini sürdürüyor. Gördüğüm kadarıyla bir KTÜ, iki fındık ve üç turizm.. Bunların gelişmesi veya geri kalması şehrin ekonomisinde ciddi bir realite olarak göze çarpıyor. Trabzon’un ayrıca lojistik merkez olması gibi ayrı bir özelliği de var. Bölgede Samsun, Ordu, Giresun gibi illerin de merkez olma gibi bir iddiası var. Bunun yanında Trabzon ne gibi projelerle merkez olma iddiasını sürdürebilecektir” diye konuştu. 

FINDIKTA VERİM ARTTIRILMALIDIR

Güngör Uras, “3 noktaya temas etmek istiyorum. Birincisi verimlilik. Trabzon’da toprakların büyük bölümü olan fındıklıklarda verimi sağlamak lazım. Yamaçlarda 80 kg verim elde edilirken Düzce’de 150 kg verim alınıyor. Verimi arttırmak demek geliri elde etmektir. 1985 yılından itibaren Türkiye genelinde fındıkta verim yüzde 72 artmış Trabzon ‘da ise % 47 artmış. 2. nokta denizcilik. Deniz şehri olan Trabzon’da balıkçılık sektöründe önümüzdeki senelerde neler yapabiliriz diye tartışmamız gerekiyor. Karadeniz balıkçılığında Trabzon’un rolü ne olabilir bu çok önemli. Gemi inşaat sanayide çok büyük öneme sahip. Üniversitelerin hem balıkçılık hem de gemicilik faaliyetlerine ağırlık vermektedir. Trabzon’da yarıca bir silah merakı var. Silah sanayinin daha aktif şekilde nasıl kullanılabileceği üzerinde de devlet tarafı düşünmelidir. 3. nokta ise kongre turizmi. Bu turizm için gelenler sadece otelde vakit geçirmek için gelmeyecektir. Yerel kültür ve şartları koruyarak çağdaş yaşam şartları da korumak gerekiyor” diyerek şöyle devam etti:

VALİLER SİYASETÇİ OLURSA..

Trabzon’da yerel girişimler çok önemli. Bir devlet var bir vali var ve STK’lar var. Yakın zamana kadar kaymakam ve valiler o yörenin insanı olarak şehrin ekonomik sorunlarında çok aktif bir rol alırlardı. Ancak son yıllarda kaymakam ve valilerimiz politik yana kaçtılar ve ekonomik konulara olan ilgilerinin tamamen kestiler. Bu büyük bir sorun işte. Hal böyle olunca büyük görev belediyeler ve STK’lara yani odalara düşüyor. Burada asıl tehlike de belediye başkanları ve STK’ların da daha çok politikaya ağırlık vermeleridir. Ekonomiyi bıraktılar. Vali kaymakam, belediye başkanı odalar ve borsalar, STK’lar bir şehrin ekonomisi yerine siyasetle ilgilenirse o şehir sahipsizdir.

HACISALİHOĞLU: GÜVENİLİR BİR MERKEZİZ

Panele konuşması olarak katılan TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu ise, “Öncelikle Trabzon’dan bahsederken 2000 yıldan bu yana neler yapıldı ve hedef ne olmalı diye bakılması gerekir. Trabzon geçmişten bu yana hep bir ticaret merkezi olmuştur. İpekyolu’nun Karadeniz’e açılan son noktası olması da ayrı bir özelliğidir. Geçmişte Trabzon’da yer alan 2 liman Türkiye’nin doğuya açılan kapısı özelliğini kazandırmıştır bu şehre. Günümüzde ise şunu belirtmekte fayda var. Trabzon’un hinterlandında bulunan İran ve Kafkasya gibi yerlere baktığımızda yine en güvenilir merkezdir. Çünkü bu saydığımız coğrafyalarda dönem dönem sıkıntılar yaşanırken bizim bölgemizde herhangi bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Bu bakımdan insanlar yatırım için istikrarlı bir yer arar ki Trabzon bunu karşılayan bir şehir. Sanayi olarak bahsettiğimizde şu anda 4 tane OSB var 3’ü dolmuş durumda. Artık iş adamlarımız sanayileşmeyi ön plana aldılar. Bu bunu gösteriyor. Trabzon güvenilir bir yatırım merkezi konumunda olduğunu gösteriyor” dedi. Hacısalihoğlu şöyle devam etti.

DÖNÜM BAŞINA 80 KİLO FINDIK 

Tarıma baktığımızda elimizde tamamıyla ihracat yaptığımız bir fındığımız var. Bu fındığın sorunlarında fiyat politikası ve birim alandan alınan fındık miktarının az olması. Bunun da ortalaması dönüm başına 80 kilogram fındık artık verimli bir fındık değildir. Eski bahçelerden alınan bu miktar asla yeterli değildir. Yapılan çalışmalarla bunun 3 katı verim alınabileceği kanıtlanmıştır. Bizim üzerinde durduğumuz konu yaşlı fındık bahçelerinin sökülerek yeni örnek bahçelerin oluşturulmasıdır. Mevcut durumda pilot bahçeler belirlendi. Bu doğrultuda bakanlığımızdan gerekli desteği bekliyoruz. Projelere başladık ve bunların acilen desteklenmesi gerekiyor. Çünkü dünya fındık üretiminin yüzde 70’i Türkiye’den Türkiye’nin fındık ihracatının yüzde 52’si ise Trabzon’dan karşılanmaktadır. Bunun yanında çayı da ihmal etmememiz gerekiyor. Çay da ülke ve bölge ekonomisi açısından önemli bir girdi sağlıyor.

HEDEFİMİZ 3 MİLYON TURİST 

Tarımın yanında turizm de öne çıkan bir başka konu. Geçmişte kültür ve tarihi turizm açısından batı ülkelerinden turist alıyorduk. Yıllık 250-300 bin yabancı turist ağırlıyorduk. Yerli turist olarak da 2,5 milyon civarında bir turist sayımız vardı. Bütün bunlara baktığımızda bölgemizin dış ülkelere tanıtılmasının ardından özellikle Körfez ülkelerinden turistler geldiğini gördük. Bundan 5-6 yıl önce bu rakam 10-12 bin iken bugün 500 bine çıkmıştır. Bizim burada koymuş olduğumuz 3 milyon turist..Burada esas amacımız bölgenin doğal güzelliklerini o coğrafyaya satabildiğimizde bölgemizin ekonomisine çok önemli bir girdi sağlayacağız. Aynı zamanda istihdamın da gelişmesine çok önemli bir katkı sunacaktır.

KRUVAZİYERDE İDDİALIYIZ 

Turizme baktığımızda onların burada kalıcı olarak, bölgenin dışarıya tanıtılması adına olumlu bir elçi olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Doğa turizmi, yayla turizmi, eko turizm, kültür ve tarih turizmi ve aynı zamanda bölgede gelişmekte olan sağlık turizmi ve en önemlisi de kış turizmiyle, kongre ve kruvaziyer turizmiyle turistleri kentimize çekmenin gayretindeyiz. Karadeniz 7 ülke 7 kültür diye bir kruvaziyer turizmi projemiz var. 7 ülkenin içinde bulunduğu bu platformda Trabzon olarak biz de varız. Bu turizmi geliştireceğiz. Kongre turizminde ise bugün 30 bin yatak kapasitesine ulaştık. Ülke çapındaki kongreleri de kentimize çekme gayretindeyiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan Bey’İn Katar emiri’ni şehrimize davet etmesi sırasında Katar Emiri’nin bölgeye bu tür bir yatırım yapacağı bilgisi de bizlere gelmiştir.

CENNETİ GÖRMEK İSTEYEN TRABZON’A GELSİN 

Karadeniz denilince akla ilk gelen doğal güzellikleri. Biz burada diyoruz ki “Karadeniz’e gelip de 1 hafta kalan cennette acemilik çekmez” Sloganımız bu. Hedefimizi 3 milyon turist olarak koyarken bu sloganı belirledik. Şehrimizde 65 bin öğrenci var. Ülkelerin yarışında yüksek teknolojilerin olduğunu göz önünde bulundurarak, özellikle üniversiteden çıkan genç mühendislerimizi İnovasyon Merkezimizde teknoloji ile tanıştırıyoruz. Sanayinin gelişmesi ile ilgili de talepleri topluyoruz.

KENT MÜZESİ ÇOK ÖNEMLİ 

Panelin moderatörlüğünü yapan Doğuş Yayın Grubu Ekonomi Grup Başkanı Servet Yıldırım ise, Trabzon’un turizm ve tarih konusunda önemli bir kent olduğunu belirterek, “Böylesine önemli bir kentin bir müzeye de ihtiyacı vardı. Aldığımız bilgilere göre de Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin bu yönde bir çalışması olmuş ve o müze de 24 Şubat’ta açılıyormuş. Müzenin açılmasının turizme de büyük katkısı olacağını düşünüyorum. Bu adımı da şehir için oldukça önemli buluyorum” dedi. 

EĞİLMEZ: ANALİZ YAPAN ELEMAN YOK

NTV Ekonomi Danışmanı Mahfi Eğilmez ise, “Türkiye’nin sorunları yıllardır devam ediyor ama biz bu sorunu yıllardır çözemedik. Ama 2001 krizinden sonra Türkiye önemli adımlar attı bir tanesi AB ile tam üyelik görüşmelerinin başlaması adımıydı. Türkiye yapısal reformları yapamadığı için bu tarihi fırsatı kaçırdı. Türkiye maalesef yapısal reformları kriz kapıya gelmeden yapamıyor. Son yıllarda yaptığımız 3 tane reform var. Bir bankacılık reformu.. İki Bütçe reformu.. Üç kamu borç stokunu düşürdük. Bunları hep bir kriz sonrası gerçekleştirdik. Daha yapmamız gereken bir sürü reformumuz var. Eğitim var, vergi var.. Ama biz maalesef analiz yapabilen eleman yetiştiremiyoruz. Sorgulamayan analiz yapamayan bir toplum buluş yapamıyor. Buluşu olmayan bir toplumda hiçbir şey üretemiyor. İşte bu yüzden ciddi bir eğitim reformuna ihtiyacı var bu ülkenin” diye konuştu. 

TÜM MERALARI YOK ETTİK 

Eğilmez, “Son 15 yılda sadece Trabzon’da değil tüm ülkede yanlış bir hayvancılık politikası izledik. Tüm meraları yok ettik, her yeri inşaat yaptık. Bugün Antalya’da bir portakal bahçeleri yok ediliyor. Tarım ve hayvancılık politikamız yanlıştır. Bizim oturup yeniden tarım ve hayvancılık politikamızı belirlememiz gerekiyor. Bu bozukluktan Türkiye’de belki de en az etkilenen yerlerden biridir Trabzon. Her yerde bu sorun var çünkü. Hayvancılığı kaybettik. Bildiğiniz üzere mercimeğin anavatanı Anadolu’dur ama biz bugün Kanada’dan mercimek ithal eder bir durumdayız. Kanada bizden aldığı mercimeği şimdilerde bize satıyorlar. Hayvancılık politikasında da aynı şeyler olduğundan şimdilerde eti dünyanın 3-5 katı daha yüksek fiyata alıp yiyebiliyoruz. Bu kadar ciddi kaybettik.

HER EVDE 3-5 TANE İNEK VARDI

Katılımcılardan gelen sorulara da cevap veren TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu, şöyle konuştu: Diğer ülkelerde de fındık var ama bölgenin fındıkta bir damak tadı var. Bugün Türkiye’de tüm verimsiz alanlarımıza rağmen izlenen yüksek fiyat politikası nedeniyle Türkiye pazarı dahi elinden kaçırma tehlikesi ile karşı karşıya. Sadece alışılagelmiş bir damak tadının varlığından bahsedersek Karadeniz fındığının ne kadar hassas bir konu olduğunu anlayabiliriz. İşsizlik konusuna gelince evet işsizlik büyük bir sorun ancak hükümetimizin başlattığı istihdam seferberliği kapsamında işletmeler eleman alınacak. Ancak alınan başvuruların % 50’si hiçbir meziyeti olmayan işsiz gençlerimiz. Herkes kolay iş arıyor. İşletme de işine yarayacak bir eleman arıyor. Maalesef teknik elemanın olmadığı bir ülkedeyiz. Eğitim için açtığımız programlara ise gençlerimiz fazla rağbet göstermiyor. Geçmişte Trabzon’da her evde 3-5 tane inek vardı. Bunların sütleri toplanıp fabrikalara gider işlenirdi. Tonya, Vakfıkebir gibi bölgelerin bir özelliği vardı. Zamanla köylerimiz boşaldı, şehirler doldu. Devletin şu anda ciddi manada hayvancılığa destek programları var. Mera alanların yok edilmesi de başlı başına bir sorun. Meralarda değil de ahırlarda yapılan hayvancılıkta ot fiyatlarının yüksekliğini düşünecek olursanız da ciddi bir külfet meydana geliyor.

Editör: Haber Merkezi