Çocuklara verdiğimiz rol hangisi? 

Kız çocukları doğuştan sevgiye eğilimli,  erkekler şiddete mi eğilimlidir yoksa bu rolleri biz mi veriyoruz onlara?

Hormonların etkisi olduğu bir gerçek.

Kadınlık hormonu östrojen, enerjik ve mutlu hissettirir.

Erkeklik hormonu testesteron özgüven hissini artıran güç hormonu.

Kadınlarda döngüsel olarak östrojen azalınca progesteron artar ve gerginlik, sinirlilik ve ağlama nöbetleri görülebilir ancak genelde östrojen yüksek olduğundan kadınların ruh halleri daha neşelidir, sevgi doludur.

Kadınlar için bir şans da oksitosin hormonuna sahip olmalarıdır.

Mutluluk ve sevgi hormonu olarak da bilinen oksitosin eşine ve çocuklarına bağlılık duygusunu oluşturur. Erkeklerin hormonlardan gelen bu dezavantajlı durumu biraz da bizim katkımızla sevgi ve huzur duygularını daha da kötüye götürebilir.

Erkek çocuklara silah, action man gibi savaşçı adamların maketi, tank, asker gibi oyuncaklar alarak şiddeti kodlarız.

Erkek olmanın savaşla silahla kavga ile olduğunu hafızasına yerleştirmeye başlar.

Büyüdükçe internet oyunlarında kanlı sahnelerle adam öldürmeyi öğrenir.

“Sen erkeksin”, “erkekler ağlamaz” diyerek duygularını bastırmayı, sana karşı geleni gerekirse döv diyerek şiddeti tavsiye ederiz.

Erkek çocuğu, karate, boks, judo gibi şiddet içeren sporlara göndeririz.

Erkek çocuklarda gördüğümüz bu güç ve şiddet merakında hormonları mı yoksa biz mi daha etkiliyiz, bir hesap yapalım bakalım.

Kız çocukları ağlayarak duygularını yaşar. Anne babaya sarılarak öperek sevdiğini söyleyerek duygularını coşturur. 

Bebeklerle oynayarak çocuk sevgisini çocuk yaşında tatar. Oyunlarında ev, anne, baba, çocuk gibi sevgi ve şefkat kahramanları vardır her zaman.

Kız çocuklar zaten doğuştan gelen hormonal avantajlarına bir de ailenin yetiştirme tarzı eklenince bir sevgi ışığı haline gelirler. 

İşte neden kız çocukları anne ve babaya daha çok sevgi gösterir, erkekler daha soğuktur sorusunun cevabı ortada sanırım.

Hormonal durumlarını da değerlendirerek erkek çocuklarını daha dikkatli yetiştirmeliyiz.

Erkek çocuklarını şiddetten uzak tutmalıyız. Güç kavramını öne çıkaran savaş, dövüş çatışma içerikli filimler ve bilgisayar oyunlarından uzak tutmalıyız. 

Onların da sevgi şefkat gibi duygularını ortaya çıkarmalıyız. Tiyatro, resim, heykeltıraşlık gibi sanat faaliyetleri, tenis, yüzme, atletizm gibi sporlarla daha yatıştırıcı spor dallarına yönlendirmek gerekir.

Kız veya erkek hepsi evladımız ancak yetiştirme tarzlarımız ruh hallerinde çok etkili.

Erkek çocuklarının sevgi ve şefkat duygularının biraz daha geliştirilmesi temel bir ihtiyaçtır.