Çok partili sisteme geçiş ile beraber başlayan ve genel başkanların kendilerini mecbur hissettiği, delegelik ağıyla oluşturulan politbüro her dönem Cumhuriyet Halk Partisi içinde kendini göstermiş, etkili olmuş ve maalesef halen bu gelenek devam etmektedir. Politbüro kendi içinde il örgütlerinde kurduğu küçük lobileri idare eder, geçmişi ve geleceği kurguladığı tezini savunur. Politbüro üyelerinin ortalama siyasi hayatı 40 yıl sürer ve her cümleleri, “Ben 40 yıllık CHP’liyim.” ile biter. En başarılı oldukları siyaset tarzı böl, parçala, yönettir.

Kentimizde 2000 yılı itibari ile gerçekleşen seçimlerde politbüro lobilerinin hareketlerini rahatlıkla sayısal verilerde görebilirsiniz. Araştırmayı derinleştirirseniz Trabzon CHP siyasetinde gelenekselleşen İl-Merkez ilçe (Bugün Ortahisar ve Akçaabat) çekişmelerini rahatlıkla görebilirsiniz. Son dönem ortak çalışma ilkesini ön planda tutan CHP Trabzon İl Başkanı ve CHP Ortahisar İlçe Başkanı uyumlarıyla dikkat çekerken, hareketlenen politbüro lobisine karşı önlem almalı ve etkilenmemelidir. Politbüronun lobileri ile 2015 yılında CHP geleneklerinin hiçbir yerinde olmayan işgal taktiğinin sonuçlarını göz ardı etmemelidir. Tabanda ve sokakta benimsenen siyaset tarzlarını daha ileri taşımalı, vatandaşın sorunlarını dinlemeye devam etmelidir.

ORTAHİSAR
Trabzon kentinin 2009 yılında başlayan büyükşehir hikâyesi 2012 yılında yürürlüğe giren “Büyükşehir Yasa Tasarısı” ile tamamlandı. Kentimizin Büyükşehir statüsüne geçmesi için ilk açıklamayı dönemin Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu yapmış yine dönemin Valisi Nuri Okutan tarafından desteklenmişti. O günlerde kurucusu olduğum dernek tarafından bizler de sorumluluk alarak imza kampanyası düzenlemiş, yaklaşık 16 bin imzayı yetkililere teslim ederek Meclis Başkanlığı’na göndermiştik. Güzel de tepki almıştık. “Siz kimsiniz de Trabzon’un büyükşehir olmasını istiyorsunuz, size ne?” cümleleri manşet oldu, köşe yazarları bizi paralı asker ilan etti.

Büyükşehir Yasa Tasarısı ile beraber belde belediyeleri tüm itirazlara rağmen kapatıldı. Aslında Büyükşehir değil “bütünşehir” yasasıydı bu ve hizmet başlığı altında oy kaygısıydı. Velhasıl, Trabzon büyükşehir oldu ama merkezde kurulacak ilçe sayısı gündeme oturdu. Muhalefet milletvekillerinden Volkan Canalioğlu diğer milletvekillerine de çağrıda bulunarak merkezde iki ilçenin kurulması yönünde teklifler sundu, mektuplar yazdı, Meclis konuşmaları yaptı. O günlerde kalem oynamazken bugünlerde bazıları Ortahisar ismi üzerinden söz dalaşı yaratmaya çalışıyor. Kentin dikkatini dağıtmak için kalem oynatıyor. Bugün konuşulacak olan belediyenin ismi değil verilen hizmettir. Neden 2 ilçe kurulmasına karşı çıkıldığı, Ortahisar Belediyesi’nin nereye ne kadar yetişebildiğidir?

ŞEHR-İ EMİN
Unutulmaya yüz tutsa da çok eski olmayan zamanlarda belediye başkanlarına söylenen sözdür bahsi geçen başlık. Şehr-i Emin kentlinin kentini teslim ettiği kişilerdir. Sorumlu olduğu kitlenin sevincine, üzüntüsüne, heyecanına ortak olmak için en çok çalışandır. Kentin ağabeyi, ablası, annesi ya da babasıdır. Liyakati önde tutan, kentin menfaatine çalışan vicdan sahibi insandır.

BİR ANI
Yıl 2007 ve Belediye Başkanı kenti geziyor. Yol kenarında ağlayan bir çocuk görünce arabasını durdurup çocuğun yanına geliyor. Çocuğa ağlama nedenini sorunca, “Babamın dükkânı yıkıldı ve babam işsiz kaldı. Bu yüzden ağlıyorum.” cevabını alıyor. Belediye Başkanı çocuğu teselli edip, “Babana söyle yarın yanıma gelsin.” diyerek oradan ayrılıyor. Baba çocuğundan aldığı haber üzerine Belediye Başkanlığı’nı ziyaret ederek davet sebebinin Belediye’ye işe alınması olduğunu öğreniyor. Ağlayan çocuk şimdi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenimini sürdürüyor ve Belediye Başkanı’na minnettarlığını her platformda dile getiriyor.