Trabzonlu olarak Ganita Projesi ihale edilecek haberini okuyunca elbette çok sevindim. Tebriği başa koyalım.

Sonra Trabzon’u denizinden koparan ruha ağız dolusu sözler söylemek istedim. Ahlakım el vermedi.

Sonra aklıma başka Trabzon projelerinin maketleri geldi, maket başka yapılan başka. Örneğin, Akyazı projesinin maketleri ile şimdi yapılana bakın, arada stadyum dışında benzerlik yok. Ganita-Faroz projesi de böyle maket kandırmacası olmasın uyarısını buraya bırakalım.

Sonra Kalepark-Ganita’nın üstü- Trabzon halkına geri verilmeden, Kalepark’ta güneşi batırmadan yapılacak tüm projeler eksik kalır. Halkla birlikte ordu mensupları da oranın tadını çıkarır. 

Sonra yollar yollar, birincisi eski sahil yolu, ikincisi yeni sahil yolu, üçüncüsü bu yollar arasındaki trafiği rahatlatmak için kurgulanan bağlantılar ve kavşaklar. Bu yollar azaltılmadan sahilin tadı çıkmaz. Sahile vardığımda kulaklar rüzgârın ve denizin sesini dinleyecekken arabaların uğultusunu dinliyor.

Sonra burada bir kültür oluşturmak gerek, bu kültürü oluşturmak için de Vali, Değerli Hanımefendi ile burada sık sık nefeslenmeli. Belediye Başkanı Saygıdeğer Hanımefendi ile yürüyüş yapmalı, odalar, borsalar vd. ailece burada gözükmeli. 

Sonra yoldan karşıdan karşıya nasıl geçeceğiz. Arabamız yok ki veya her seferinde arabayı mı alacağız. Cumhuriyet Caddesi’nin Kunduracılar kavşağında yaya yolu bile yok. Bebek arabası ile buradan nasıl geçilecek. Gazipaşa’dan bebek arabası nasıl inecek. Bariyerler nasıl geçilecek. Yapılacak yeni bağlantılar gene kötü bir görüntü oluşturacak. 

Sonra projenin basına yansıyan bölümünde şurada da biz yüzeceğiz, burada güneşleneceğiz açıklaması yoktu. Araplar yüzmez ama biz Trabzonlular yüzeriz.

En son bu proje hiç yoktan elbette kat be kat iyidir. Trabzon tam anlamıyla yeniden deniz ile buluşturulmalı. İki hırçın sahilde buluşmalı. Başka türlü bu şehrin hırçınlığı Uzunsokak’ta azalmaz.