İşte o konuşmadan satır başları

Yargıda geldimiz bu noktada, sadece yargıda yaşananlar değil, son yıllarda adalet sistemimizde hiç hak etmediği bazı olayları yaşadı. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye bir yargı icadıyla karşı karşıya kaldı. 367 milletvekili olmadan Meclis'te Cumhurbaşkanı seçimi yapılamayacağı gibi, yargı camiasının duayeni sayılan isimlerin ortaya attığı icatla yargı sistemi tıkandı. Biz Cumhurbaşkanlığı sistemine giden adımları, o gün yaşananlardan dolayı attık. Bugün anayasa değişikliği esasen 2007'de Cumhurbaşkanının seçilememesinden dolayı, gittiğimiz halk oylamasında, anayasa değişikliğinin eksik kısmının tamamlanmasıdır

TATARINDAN KAÇARKEN BETERİNE RASTLADIK

Erzincan'da başlayan ve sonra büyüyen yargıyla ilgili bir takım gelişmeler, yargıyla ilgili yeni bir reformu gündeme getirdi. Burada amaç yargıdaki adam kayırmacılığını ortadan kaldırmaktı. Bir tehlikeyi bertaraf ederken, başka bir tehlikenin kapımızı çaldığını fark edemedik.Bizim memlekette bir tabir var; tatarından kurtardık beterine rastladık.

GEÇ KALAN ADALET ADALET DEĞİLDİR

FETÖ'cüler sinsi bir şekilde yargıyı kendi kirli emellerini kullanma cihetine gitmiştir. 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimi artık bu aymazlığın, hukuk tanımazlığın zirveye ulaştığı olaylar olarak karşımıza çıktı. Trafikte hız felaket, adalette yargıda hız berekettir. Yargının hak ettiği güveni kazanması için yargılamada hızlanmamız lazım. Geç kalan adalet adalet değildir. İnsanlar adaletin erken tecelli etmesini, yüreğinin soğumasını arzu ediyor.

BU YOL YOL DEĞİL

Ülkemizin en acil konusu adaletletin hak ettiği itibarını kazandırmaktır. Vatandaşın beklentisi, soruşturma ve kovuşturma iki aşama var. Vatandaş, yargı, soruşturmayı polise, kovuşturmayı da bilirkişiye havale etmiş. Bu haksızlık. Soruşturmanın neden polise havale ettiği kanaati var, biz bunu 17 Aralık'ta gördük. Bu yol yol değil. 

EN YAKINIMDAKİ İNSANI DİNLEDİLER

17 Aralık'ta bütün foyaları ortaya çıktı. İsim vermeyeceğim. Benim en yakınımdaki insana dinleme yapılıyor. Bunu bir şekilde ben öğreniyorum. O dönemdeki İçişleri Bakanı'na söylüyorum, dinleme var diyorum. Gidiyor ilgili birime, deniyor ki, "Böyle bir şey yok" "Olmaz" diyorum, gidin bir daha bakın. UYAP'a bakıyorlar, UYAP'da yok, polisin dosyalarında bakıyorlar orada yok. İki gün sonra dinleme kesiliyor. Sonra ikinci hakimlikten yapılan bu dinleme dördüncü hakimlikten tekrar başlıyor. Tekrar arkadaşları yola çıkarıyoruz. Gidip geliyorlar yine bir şey yok. Bu dosya 17 Aralık'ta önümüze çıkan dosya. Ne UYAP'ta var ne dosyada. Tamamen masa altı bir çalışma. Yani yasadışı bir yasal işlem. Bu camiaya yakışır mı? Camianın itibarını aşağıya çeken onlarca olay yaşadık.

15 TEMMUZ BİR MİLAT

Allah'a şükür bunlar geride kaldı. 15 Temmuz Türkiye için her bakımdan bir milat oldu. O gece savcılarımızın, elimizdeki vatansever asker, polis, emniyet müdürlerimizle beraber aynı anda gözaltıları başlattılar. İşte o zaman bu alçaklar, asker kılığındaki teröristler bir kez daha gördüler ki, bu ülkenin vatansever evlatları FETÖ'cülere, bölücülere bu ülkeyi asla teslim etmeyecek.

SİZE KAZIK ATTILAR

Yargıdaki temizlik devam ediyor. Bu alçak FETÖ örgütüyle ilgili temizlikte yargıdaki başarımız diğer kurumlara göre çok daha iyi durumda. Bunun için sizleri tebrik ediyorum. Bu tesadüfi değil; çünkü siz en önce yüzleşen kurumsunuz. 2010 referandumundan sonra FETÖ'cüler su yüzüne çıktılar. Size kazık attılar ve kendilerini ifşa ettiler. O kadar özgüven sahibiydiler ki, artık bize kimse bir şey yapamaz dediler. Kendilerini ele verdiler, günü geldiğinde hepsini teker teker tespit edip ayıkladınız. Bugün 3 bin 581 hain sizin aranızda artık yok. Yardımcı personelden 5 bin 235'ini yine sistemden temizlediniz. Hala alt kademelerde bu yapıya sahip olan PDY ve FETÖ organizasyonuna sahip olan insanlar mutlaka vardır. Bu konudaki çalışmaları rehavete düşmeden devam etmenizi bekliyorum.

Editör: Haber Merkezi