TÜBA Ödülleri Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması şöyle:

"F KLAVYE KULLANILMASI İÇİN GENELGE YAYINLAMIŞTIM"

* Her şey gibi bilim de insan içindir. Kendimizi daha iyi tanımamız içindir. Günümüzde ülkelerin ve toplumların güvenlik anlayışları toplu bir değişime uğradı. Unutmayalım ki her medeniyet kendi kültürünü ve değerini üretir. Ecdadımızın yaptığı camilerle birlikte kullanılan teknikte bizim medeniyetimizi yansıtır. Eğer kendi teknoloji ve biliminizi üretemezseniz onun kültürüne da katkıda bulunamazsınız. İki örnek vereceğim. TÜBİTAK'ın ürettiği Pardus'ta kullanılan teknoloji bize ait olmadığı için geçerli ve yaygın kullanılan bir ürün olmadı. Aynı şekilde Başbakanlığım döneminde kamu kurumlarında F klavye kullanılması için bir genelge yayınlamıştım. Onda da ciddi bir yol katedemedik. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde geliştirmek vardır. Reddiye bizde yoktur. Burada sorun bilgisayar değil. O bilgisayarın insanların hayatına nasıl gireceğidir. Bu serzeniş hasetlikten değil. de öncülüğü kaybetmiş olmanın verdiği üzüntüdür. Nitekim geçtiğimiz 14 yılda bilimsel çalışmalara verdiğimiz önemle çok önemli mesafe katettik. Kısa zamanda ulaşımda, boğazın derinliklerinden ve üstünden inşaa ettiğimiz dünyada ilk 5 içindeki Marmaray ve Avrasya ile, Yavuz Sultan Selim ile kendi bilim-teknoloji anlayışımızı dünya bilim ve teknoloji anlayışı ile özdeş hale getirdik. Milli gelir oranımızı yükselttik. Burada aslolan özel sektöründe bu Ar-Ge çalışmalarında nasibini alması lazım. Her şey devlet dememeleri gerekir.

"FETÖ DENİLEN ŞER ŞEBEKESİ..."

Bilim sadece somut çıktıları itibariyle değil zihinlerde yol açtığı değişimle ülkeler ve milletler için önemlidir. Tarihimizdeki istikrarsızlıklara baktığımızda hepsinin arkasında kültürel yozlaşmanın bulunduğunu görüyoruz. Selçuklu'yu kalbinden vuran Haşhaşiler bu boşluktan yararlanmıştr.  denilen şer şebekesi milletimizin hassasiyetlerini istismar ederken bu tür eksikliklerden faydalanmıştır. Bu örgütün içindeki akademisyenler, yargı mensupları, polisler, askerler, öğretmenler, iş adamları iyi eğitim almış, fiyakalı okullardan mezun olmuş olabilirler ama bu durum hakikatler karşısındaki körlüklerini, cehaletlerini, kalplerini ve zihinlerini bir şarlatana kiralamış oldukları gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bunun için ilişmle birlikte ecdadımız irfanı ilmin yanına koymuştur. Bir de hikmeti koymuştur. İlimle hikmeti beraber anmıştır. Hikmet olmassa o bilginin hiçbir anlamı yok. Biz kendimizi bilmezsek birileri gelir ne olduğumuz anlatmaya başlar.

"ONLAR BİRER MANKURT!"

Pek çok sapkın yapı gibi FETO'cular da yollarını kaybetmişlerdir. Ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emrettiğini yapan birer mankurta dönmüşlerdir. Öyle ki 15 Temmuz'da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğünü ancak bir asır önceki işgal günleriyle mukayese edebiliriz. FETÖ'nün Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalamasıyla Osmanlı Meclis-i Mebusanın kapatılması aynı şeydir. Aynı amaca yöneliktir. Orada bir fark yok. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları işlemez hale getirerek ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı gütmektedir.

"BU KÖR TESLİMİYETİN ADI CEHALETTİR"

Allah'tan başka hiçbir güce kul olmadık, olamayız. Siz kalkıpta Pensilvanya'ya bu iki itikadi başlığı teslim ederseniz işte orada her şey kaydı demektir. Rabbimiz emrediyor: Akletmez misiniz? Onların dediği ise akletme, düşünme. Bunun adı Kur'ani bir ifade ile cehalettir. Bu kör teslimiyetin inancımızda yeri yoktur.

Editör: Haber Merkezi