İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Valilere talimat verdim, CHP’li il başkanlarını şehit cenazelerinde protokole almayın’ açıklamalarına ilişkin oluşan gündemi Karadeniz'de Sonnokta Gazetesi Yazı İşleri Müdür Ali Yahya Öztürk, "Hırsız ‘Yavuz’sa ev sahibi de ‘Soylu’" adlı yazısı ile kaleme aldı.

İŞTE O YAZI
Evet..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kitabın orta yerinden konuşan bir siyasetçi..

Evet..

Lafı eveleyip gevelemeden söyleyen bir şahsiyet..

Evet..

Siyaset yaptığı toprakların neler hissettiğini bildiğinden özgüvenli ve cesur…

Evet..

Türkiye’nin pek de alışık olmadığı tarzda bir devlet adamı..

Ancak kim ne derse desin bu ülkenin Doğu’sundan Batı’sına, Kuzey’inden Güney’ine herkesin takdirle izlediği bir İçişleri Bakanı.

Sadece oy için değil, vatan millet için gecesini gündüzüne katan, ülkenin 40 yıllık belası terör konusunda ortaya koyduğu irade ile gönülleri fetheden bir vatan evladı.

Bu yüzden son çıkışı ilk değil son da olmayacaktır.

***

Kolay değil..

Süleyman Soylu, gecesini gündüzüne katıp Doğu ve Güneydoğu’yu adım adım ilmek ilmek işledi.  

Öyle turistik gezi için değil ha, devletin varlığını bölgede hissettirmek için yaptı bunu.

Sefa sürmek için değil, yıllardır yalnız bırakılan bölge halkının gönüllerini fethetmek için yaptı.

24 Haziran seçimlerinde de bu mücadelenin meyvesi alındı.

Bölge halkı PKK’nın destekçisi olan HDP’ye ciddi anlamda set çekti. İlerleyen dönemlerde bu mesafe daha da artacaktır. Ancak Soylu Doğu’nun gözünü açarken, Batı’daki İrlandalılar(!) Doğu’daki bu yangına adeta suyla müdahale etti.  

Bu mücadeleyi verenler için bu durumu kabullenmek kolay değil.

Bunu teröre her an lanet okuyan bir milletin siyasetçisinin sahiplenmesi düşünülemez.

Kim yaparsa yapsın bu böyle olmalı.  

*** 

İşte Süleyman Soylu’nun da isyanı buna.

Sertliği buradan kaynaklanıyor.

Soylu, HDP’li Pervin Buldan’a, “Sizi CHP bile kurtaramayacak” derken Doğu ve Güneydoğulu vatandaşların, “Devletin ne olduğunu bize gösterdiniz” sözlerini kastediyordu.

Böylesine kararlı bir mücadele ortaya koyan bir Soylu’nun, teröre, teröre destek verene, teröre destek verene alkış tutana, sırtını sıvazlayana, öyle ya da böyle sessiz kalana dahi tahammülü olmaz.

Bundandır bu açık sözlülük.

Bundandır, terörle arasına mesafe koyamayanlara, “Şehit cenazelerine CHP İl Başkanlarının katılmaması” konusundaki talimatı.

Soylu’nun bu sözleri, PKK tarafından kaçırılıp şehit edilen Gümüşhaneli Necmettin Öğretmen’in ardından “Gencecik bir öğretmeni öldürüp suya atmak neyin insanlığıdır” diye teröristlere lanet okuyan, Tunceli İl Başkanı Ali Rıza Güder gibi CHP’liler için geçerli değildir.

PKK’ya isyan eden Ali Rıza Güder ve onun gibi düşünenlerin partiden uzaklaştırılmasına sebep olan PKK ile dirsek temasını hiç ama hiç kesmeyen, HDP ile birlikte ‘İyi sallayan’ CHP’lileredir.

Yaşanılanları milletçe tez unutsak da biz hatırlatalım.

***

“PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyen kimdi Allah aşkına?

Sırtlarını YPG’ye, YPJ’ye, PYD’ye, bilmem daha neresi varsa oraya dayadıklarını söyleyenler kimdi?

“O keleşleri size çevirmesini çok iyi biliriz” diyerek devleti tehdit eden kimdi?

Devletin polisine tekme tokat girişen HDP’li Sebahat Tuncel o haddi kendinde nasıl bulmuştu? O tokada iktidar ve MHP’nin dışında tepki koyan tek bir Allah’ın kulu var mıydı? “Biz PKK’yı silahlı bir halk örgütü olarak tanımlıyoruz!” diyen güzellemeler yapılan Selahattin Demirtaş değil miydi?

“Halkı için 14 yıldır İmralı’da bir beton çukurda direnen Kürt halkı, önderlerinin posterini Kürdistan’a asamayacak da nereye asacaklar? Buna alışsanız iyi olur… Çünkü daha biz Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini!” diyen Selahattin Demirtaş’ın ta kendisiydi.

İşte Bakan Soylu’nun siniri, hıncı, hırçınlığı buradan geliyor.

Millet neye sinirliyse, millet neye tahammül edemiyorsa o da ona kinlenmiş…

Bakan Soylu’nun, “HDP ve PKK ile ittifak edeceğinize ülkenin yarınlarını düşünün. HDP ve PKK ile ittifak edeceğinize, bu ülkeyi bölmeyi düşünenlerle değil eksi 30 derecede karda kışta varlığını ve birliğini kimseye teslim etmeyen, ana, baba, yar, eş, çocuk düşünmeden vatanım diyen o insanlarla ittifak et” sözlerinden kim gocunuyor?

Her karışı şehit kanı ile boyanan bu vatanın has evlatları vallahi de billahi de gocunmuyor.

Kim gocunuyor?

Hatırlatayım…

***

Terörist cenazelerinde gözyaşı akıtan CHP’li Gamze İlgezdi’den başkası değildi.

Trabzonlu hemşerimizin ürettiği yerli ve milli savunma araçları için, “SİHA’lar sivilleri öldürüyor” diye ortalıkta feryat eden CHP’li Sezgin Tanrıkulu’ndan başkası değildi beyler.

CHP’lilerin daha dün Türk Ordusu için, “giremezsiniz” dediği PKK inlerinde teröristlerle el ele kol kola dolaşan CHP 24. Dönem Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’dü, Aygün..

Arkasını bir yerlere dayadığını söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, dayanaklarından biri olan PYD için, “Terör örgütü değildir” diyen CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi ya!

Kimse o yana bu yana sallamasın kendini..

Bunların hepsi yakın tarihte tüm Türkiye’nin gözü önünde oldu.

Oslo, Habur, Şivan Perver, Barzani, Marzani, karşılamaları falan hatırlatacakları da anlıyorum.

Hatanı yüzüne vuran olunca sen de başkasının hatasını ona hatırlatırsın.

Evet!

Ama bu senin hatalı olduğun gerçeğini asla ve asla değiştirmez.

Öyle ‘demokrasi’ diyerek, ‘insan hakları’ diyerek ‘Hak hukuk’ diyerek kimse gerçek amacını gizlemeye çalışmasın artık.

Çünkü o devir geride kaldı, artık yemezler..

***

Demokrasi; sırtını terör örgütüne, hain ve katillere, yasa dışı örgütlere, ona buna dayayanlarla değil sırtını sadece ve sadece millete dayayanlarla konuşulacak bir kavram.

Artık maskeler düşmeli. Saflar netleşmeli.

Kimse, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” hesabı da yapmasın..

Artık hırsız Yavuz’sa ev sahibi de bir o kadar ‘Soylu’.

Bu siyaset, parti ya da adam meselesi değil.

Bu memleket, vatan, millet meselesidir..

Editör: Haber Merkezi