SONNOKTA RÖPORTAJ - AK Parti Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu gazetemize açıklamalarda bulundu.

Ayvazoğlu şunları dile getirdi: “Genel Kurul tatile girdi ama bu milletvekillerinin tatile girdiği anlamına gelmiyor. Sadece Genel Kurul çalışmaları belli bir müddet için sona erdi. Bu bizim için aslında tatil değil fırsat. Elimizden geldiği kadar Trabzon’un bütün ilçelerini, bütün mahallelerini dolaşıyoruz. Hemen hemen her gün sahadayız. Mutlaka ulaşamadığımız, yanına gidemediğimiz karşılaşamadığımız hemşerilerimiz de olacaktır.

Bazen aynı kişiyle 5 kez karşılaşıyorsunuz. Bazı kişilerle hiç karşılaşmıyorsunuz. Ama milletimiz en azından şu konuda müsterih olsunlar ki, sorunlar aşağı yukarı ortak. Yani ben bir kişinin sorununu dinlediğim zaman hiç karşılaşmadığım bir insanın sorununu da çözmüş ya da o sorunu Ankara’ya iletmiş oluyorum bu vesileyle.”

Milletvekili Ayvazoğlu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Selahattin Özcan’a konuştu.

VAKTİ GELDİĞİNDE YAPILIR
“Erken seçim bizim gündemimizde hiçbir zaman olmadı ama biz her zaman seçim olacakmış gibi çalışmalarımıza devam ediyoruz. Muhalefet için erken seçim çığırtkanlığı siyasi anlamda çok kullanışlı bir söylem. Dolayısıyla onu istiyor gibi gözüküyorlar. Ama bugün için bir seçim kararı alınsa ülkeyi nasıl yöneteceklerine dair milletimizin önüne koydukları ne bir fikir ne de bir projeleri var. Neticede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi beş yılda bir seçimi öngörüyor. Yani milletimiz hükümetimize ve yasama erki TBMM’ye beş yıllık yetki vermiş. Bizim bu yetkimizi milletimizin hayrına kullanmak dışında gündemimiz yok. Cumhurbaşkanımız da tüm açıklamalarında erken seçimin gündemimizde olmadığını defaten deklare etti. Vakti geldiğinde yani; 2023 Haziranı’nda bizim için seçim zamanıdır.”

BENİM HEDEFİM…
“Benim bu dönemdeki milletvekilliğim Allah şahittir bir hayal ya da bir hedef üzerinde kurgulanmış değildi. Aslında belki de bunu en yalın bir şekilde anlatan ifade nasip kelimesi. Siyasetin içerisindesiniz. Kurulduğu günden beri partimizin içerisinde farklı görevlerde milletimiz ve partimiz için mücadele ediyorum. Uzun yıllar ismimizin önünde hiçbir sıfat da olmadı. Ama neticede teşkilatımız tarafından tanındık ve bilindik. Belki gayretimiz, belki yaptıklarımız, yapabileceklerimiz teşkilat içerisinde dikkat çekti ve sonrasında hep söylüyorum kadın kolu başkanlığıyla biraz daha görünür hale gelen bir pozisyonumuz oldu. Bu çalışmalarımızla birlikte milletvekili adaylığımız partimizin yetkili kurulları ve en nihayetinde kıymetli Cumhurbaşkanımız tarafından uygun görüldü.

Hem iradesini ortaya koyup beni o listeye layık gören Cumhurbaşkanıma, hem de partimize teveccüh gösterip bana vekalet görevi veren milletimize karşı sorumluluğumun farkında olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Ama ben aday adayı olduğumda da söyledim bugünde söylüyorum bu listelerde hiç kimsenin garantisi yoktur. Garantisi olan tek şey milletimiz ve ülkemiz hayrına çalışmalarımızın Rabbim katında ve milletimizin gönlünde elbette bir karşılığının olduğudur. Bizim liderimizin tek gayesi bu iken bizim başka gayeler peşinde koşmamız doğru bir yaklaşım olmaz. Önümüzdeki süreç içerisinde elbette ki Cumhurbaşkanımız takdir eder ve beni o listede görmek isterse emir kabul ederim. Derse ki bu sene biz seni bir listeye koymayacağız başka bir alanda değerlendireceğiz ya da hiçbir alanda değerlendirmeyeceğiz onu da emir telakki kabul ederim. Çünkü hep söyledim verilen de imtihandır verilmeyen de imtihandır. Benim hedefim bu 5 yılı anlımın akıyla tamamlayıp vicdanen kafamı yastığa rahat koymaktır.”

ABİ-KARDEŞ İLİŞKİMİZ VAR
“Kıymetli İçişleri Bakanımız Türkiye tarihinde terörü sıfır noktasına kadar indirmiş ve terörle ve her türlü yasa dışı oluşumlarla mücadeleye damga vurmuş bir isimdir. Trabzon Milletvekili olarak ve onun öncesinde Kadın Kolları Başkanı olarak kıymetli Bakanımız ile birlikte eş zamanlı yürüttüğümüz çalışmalarımız neticesinde sağ olsun onun da bize destek vermesiyle gelişen siyaset üstü tabir edeceğimiz Bir abi kardeş ilişkisi oluştu diyebilirim. Kıymetli Bakanımız ve kabinedeki tüm Bakanlarımız, büyüklerimiz meyve veren ağaç taşlanır sözündeki gibi bir takım çevrelerin algı operasyonlarına maruz kalmışlardır. Neticede Süleyman Soylu Türkiye’de marka olmuş bir isimdir. Yapmış olduğu çalışmalar özellikle milletimiz nezdinde teveccüh görmüştür, görmeye de devam etmektedir. Cumhurbaşkanımızın etrafındaki bu isimlerin itibar suikastine maruz bırakılması, olmamış şeyler üzerinden ahlaksız ithamlar ile karşı karşıya bırakılması, bu isimlere karşı sevgi ve saygının sıfırlanmaya çalışılması noktasında muhalefetin asıl hedefi Cumhurbaşkanımızı yalnızlaştırma amacıdır ve hamaset güden siyasi etikten uzak bir yöntemi tercih etmişlerdir. Ben bunu çok ahlaksız bir yöntem olarak görüyorum. İçişleri Bakanımız görevinin başında, terörle mücadelenin merkezinde, milletimizin her derdinde yanında ve hala o başarılı çalışmalarını ivme kaybetmeden devam ettiriyor. Teşkilatımız yanındadır, biz yanındayız. Ve ben böyle bir bakanla birlikte eş zamanlı çalışmanın onuruna nail olduğumu düşünüyorum. Kendimi şanslı addediyorum.”

ATATÜRK’ÜN KURDUĞU ÇİZGİDEN UZAKLAŞTILAR
“AK Parti 20 yıllık iktidarında ülke yönetimindeki maharetini fazlasıyla kanıtladı. Değişen Dünya’da Türkiye’nin de bu değişimden olumlu manada payına düşeni alması için gereken tüm adımları kararlılıkla attı. Buna karşın; sürekli yerinde sayan, statükocu ve gerçek manada gericilik tanımına uygun bir muhalefetle karşı karşıyayız. Biz hep ileriye bakıyoruz. Çünkü Atatürk’ün hedef koyduğu muasır medeniyet seviyesi dediğimiz noktayı aslında hiçbir zaman yakalanamayacak bir hedef olarak milletimizin bilinçaltına işleyen bir muhalefetle karşı karşıyayız. Bugün milletimizin ekseriyeti ana muhalefet partisi CHP’nin Atatürk’ün kurduğu partinin çizgisinden fersah fersah uzaklaştığını bambaşka mecralara yöneldiğini müşahede etmektedir. Aynı CHP’nin ecdadımızın kemiklerini sızlatacak birlikteliklerle yeter ki iktidarı zayıflatayım, benim için her yol meşrudur mantalitesiyle hareket ettiğini düşünüyorum. İnşallah bu bakış açılarından bir an önce sıyrılırlar. Olması gereken kimliklerine kavuşurlar da bizde karşımızda gerçek bir muhalefet görürüz.”

YÜZLERİNİ GÖRMEDİĞİMİZ VEKİLLER VAR
“TBMM’de siyasi grupların ve dolayısıyla biz milletvekillerinin genel kurul çalışmalarımızın günleri belli. Normal şartlarda Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerinde çalışıyoruz. Bazen özel durumlarda hafta sonları, gece sabahlara kadar çalışmalarımız uzayabilir. Milletimizden aldığımız vekâlet görevi gereği bu çalışma günlerinde hassasiyet gösterip hepimizin genel kurulda olmamız ve yasama faaliyetlerinin içinde bulunmamız gerekmektedir. Ama bir bakıyorsunuz muhalefet sıralarına özellikle CHP’nin sıralarına 20 tane milletvekili. Diğer milletvekilleri Genel Kurul’da yoktur, çoğunlukla da gelmezler. Yüzlerini görmediğimiz milletvekilleri bile vardır.”

ASIL İŞİMİZ
“Şimdi ben soruyorum. Milletimizin Genel Kurul’da yasama faaliyetlerine katıl diye yetki verdiği bu milletvekilleri ne yapıyorlar, neden görev yerlerinde yoklar? Yasama çalışmalarımız sürerken onlar olmaları gereken yerde değil de 40 Milletvekili ile illere çıkarma yapma derdinde. Şu an Meclis tatilde, şimdi yapsalar ya bu faaliyetlerini. Çok merak ediyorum niye kimse sormuyor ki senin şu an Genel Kurul’da işin yok muydu niye sokaklardasın. Mesela bizim hiçbirimiz genel kurul olduğu gün sokakta olmayız. Asıl işimiz odur çünkü. Milletvekillinin işi yasama faaliyetine katkı sunmaktır. Sadece çalışmaları kilitlemek üzerine kurguladıkları bir muhalefet anlayışları var. Vatandaşımız bunu bilmiyor. Dolayısıyla muhalefette olabilmenin gerekliliği bu değil aslında. Muhalefetsen geleceksin Meclis’te muhalefetini de yapacaksın ama çözüm önerilerini de sunacaksın.”

ALLAH İKTİDARLARINI NASİP ETMESİN!
“Biz iktidar partisinin milletvekilleriyiz, soruyorlar hiç önergen var mı? İktidar partisinin milletvekili olarak niye önerge vereyim? Eğer konu yönetmelik veya idari tasarrufla çözülecek bir şey ise gider ilgili Bakan’a veya bürokrata konuyu iletirim. Yok, kanunla çözülecek bir şey ise kendi grubumda gündem eder yasa teklifinin oluşmasına vesile olurum. Ama muhalefete hiçbir şey yapmayarak, AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın çözüme kavuşturulmak üzere girişim başlattığı, konular için önerge veriyor, sonra önerge verdik de AK Parti reddetti diyorlar. En basit örneği milletimize ücretsiz uyguladığımız aşılar için aşı ücretsiz olsun diye önerge verdiler. Zaten reddedileceğini biliyorsun, sırf rol çalmak için böyle manasız işler yaptırmak milletimizden aldığın oya ihanet değil midir? Böyle bir muhalefet dünyanın hiçbir yerinde yok. Muhalefetin iktidara gelme gibi bir derdi de yok. Muhalefet olmaktan çok hoşlanıyorlar. Çünkü iktidara geldiklerinde bu mantaliteyle zaten yapamayacaklarını biliyorlar. Altından kalkamayacaklarının ziyadesiyle farkındalar. Ben sadece hamasi politikalarla birlikte muhalefette kalayım, bunun ekmeğini yiyeyim derdindeler. Tek dertleri bu. Allah bunların iktidarını bu ülkeye nasip etmesin. Ülkem ve milletimin menfaati için duamdır.”

ALTI MiLLETVEKİLİ İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ
AK Parti Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu açıklamalarına şöyle devam etti: “Muhalefet partilerinin toplum nezdinde itibarını ve inandırıcılığını kaybettiren en önemli sorunları hiçbir zaman mevcut durumlarını irdeleyici ve iyileştirici politikaları öncelememeleridir. Partileri ve partilileri için bir hedef veya bir amaç peşine koşmak yerine iktidarın güç kaybetmesi üzerine kurguladıkları bir anlayışı benimsemektedirler. Partileri için çıkaracakları milletvekili sayısı veya alacakları oy oranı üzerinden bir hesap yapmazlar. En önemlisi seçmenin onları tercih etmeleri için bir söylem geliştirmezler, bir proje üretmezler veya ülkenin iç ve dış gündemiyle alakalı tutarlı hiçbir şey vadetmezler. AK Partiye ve liderine düşman bir seçmen profili oluşturmak nihai hedefleridir. Seçmen AK Partiye oy vermesin de, kime verirse versin bakışına sahiptirler. Dolayısıyla AK Parti olarak bizler de, böylesine beceriksiz bir muhalefetin varlığı yüzünden dünden bugüne sadece kendimizle yarışmak durumunda kaldık. Bugün Trabzon’da 4 milletvekilimiz varsa bunu 6 milletvekili nasıl yaparız onun mücadelesini veriyoruz.”

İL BAŞKANIMIZ GÜZEL BAŞLADI
“İl Başkanımız sadece siyasetten tanıdığımız bir isim değildir. Onun öncesinde de tanıdığımız bildiğimiz çok kıymetli bir insandır. Biz kendisiyle çalışmaktan dolayı fazlasıyla memnunuz. Güzel de başladı bence. Yönetimini oluştururken tercih ettiği arkadaşlarımıza da baktığımız zaman her biri kıymetli partililerimiz olduğunu görebiliyoruz. Her biriyle İlişkilerimiz gayet iyi. Neticede biz devamlılığı olan bir partiyiz. Geçmiş dönemlerde de hizmet vermiş olan bütün il başkanlarımız ve yönetimlerinde görev almış arkadaşlarımız da birbirinden kıymetlidir. Her birinin davamıza katkısı yadsınamaz ve bu ağabeylerimizden, ablalarımızdan, kardeşlerimizden siyaseten aldığımız, öğrendiğimiz onlarca güzel hasletler var. Bizlere düşen bu hasletlerin üzerine koyarak partimizin hizmet yolunda devamlılığını sağlamaktır. Bu bakış açısıyla her gelen yeni il veya ilçe başkanları ve teşkilatımız, bir öncekinden daha başarılı olma hedefiyle çalışmalarını sürdürmektedirler. Bir sonraki il başkanının daha başarılı olması bir önceki ilk başkanımızı da memnun eder.”

ÖRNEĞİNE RASTLAMAYAN BİR GELİŞME
“Yomra krizi diye lanse edilen hadiseye gelirsek, kabul edelim Yomra AK Parti teşkilatı içerisinde çok da örneğine rastlamadığımız bir gelişme yaşandı. Ama yaşanan bu hadise büyük bir parti krizinden ziyade lokal bir hadiseden başka bir şey değildir. Partimiz bu hadiseyi parti iç dengeleri gözeterek sebep ve sonuç ilişkilerini irdeleyerek kısa sürede çözüme kavuşturacaktır. Partimiz Yomra’da İlçe Başkanlığı görevini üstlenecek bir isim bulmada zorluk yaşamamaktadır. Tam tersi bir çok aday içerisinden en doğru ismi belirlemeye çalışmaktadır. Aylarca partisini teslim edecek İlçe başkanı bulamayan muhalefet partileriyle AK Partiyi karıştırmamak gerekiyor. Evet şu an için Yomra’da bir ilçe başkanımız yok. Ama adayımız çok. Ortada aşılamaz bir hadise yoktur.”

TEPKİLERİ BİZLER DE GÖRÜYORUZ
“Altyapı çalışmalarıyla alakalı asla genele mal edilemeyecek bir takım spesifik tepkileri bizler de sahada görüyoruz. Yıllardır hep söylenedurur; her gelen yolları, kaldırımları kazıyor, açıyor kapatıyor. Telefon geliyor açıyor kapatıyor. Elektrik geliyor açıyor kapatıyor. Su, kanalizasyon geliyor açıyor kapatıyor. Şunları organize olsalar da hepsini beraber yapsalar. Böyle tek elden ve bir defaya mahsus altyapı yapılsa da bizlerde rahatlasak eleştirisi yapılırdı. Aslında şu an yapılmaya çalışılan ve büyük mesafe kat edilen tam olarak bu. Dolayısıyla yıllarca kronikleşen bu sorunun kısa sürede tamamlanması çok mümkün olamıyor. Elbette sürecin uzaması haliyle vatandaşın konforunu da azaltıyor. Ulaşım noktasında sıkıntılar yaşanıyor. Ama ben vatandaşımızın bu proje bitirildiğinde değdi, iyi ki olmuş, iyi ki bu sıkıntıya katlanmışız diyeceklerine inanıyorum. Zahmetsiz rahmet olmuyor. Biraz daha sabırlı olursak problemlerin üstesinden gelindiğine tanıklık edeceğiz. Büyükşehir Belediye başkanımız bu konuda ciddi yaklaşımlar içerisinde çaba gösteriyor.”

ELEŞTİRİLER MANTIKLI OLABİLİR AMA...
“Otogar yeri ile alakalı endişeleri ve eleştirileri eleştiri sahiplerinin bakış açısından bakarsak mantıklı olarak görülebiliriz. Son dönemde yaşadığımız su baskınları ve sel afetleri göz önüne alındığında insanımızın endişelerini anlıyorum. Ancak Türkiye’nin mühendislik alanında geldiği nokta itibarıyla hem inşaat teknikleri hem de zemin, iklim, su debisi gibi bir çok farklı parametreleri göz ardı edilerek yaptım oldu mantığıyla böylesine önemli bir projenin oraya yapıldığını düşünmek büyük haksızlık olur. Orada da tabiri caizse bir teknik kurul çalıştı. Oranın gerekli teknik tüm raporları çıkarıldı. Ve bu anlamda bu bölgenin tehlike arz etmediğine, heyelan ve sel gibi hadiselerde sıkıntılı bir bölge olmadığına hükmedildi. Şimdi ben bunun eğitimini alan, teknik insanların dediklerinin ötesinde şahsi fikrimi beyan edersem doğru olmaz. Bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmek doğru bir yaklaşım değil.”

YİNE BİZ YAPACAĞIZ
“Demiryolu konusu Ulaştırma Bakanlığımız marifetiyle yürütülüyor, çalışmalarında belirli yere gelinmiş ve halen çalışılıyor. Dediğimiz gibi bir çok farklı parametreler değerlendiriliyor. Evet, biz hep söyledik. Bizim için Gümüşhane Bayburt’tan geçen demiryolunun çok daha kullanışlı olacağını ifade ettik. Zira önceliği yük taşımacılığı olacak demiryolunun yapımı planlanırken verimli ovaların ve maden zengini bir bölgenin yük potansiyelinin göz ardı edileceğini düşünmüyorum. Bu yük taşımacılığı olayı belki bu zamana kadar yanlış anlaşılmış olabilir. İnsanlarımız demiryoluyla bir yerden bir yere seyahat ediyor olabilmeyi düşünebilirler ama bu onun çok küçük bir parçası. Daha büyük düşünmek lazım. Trabzon zaten yüzyıllar boyunca geçiş noktasında çok önemli bir liman. Ve bu özelliğini hep korumuş. Bu özelliğini biraz daha ortaya çıkarabilecek baskın hale getirebilecek, şehrin kimliğini belki bu anlamda değiştirebilecek bir güzergâh olabilmesi için tabi ki demiryolu önemli ama dedim ya bazı şeylerin sırası var. Yine yaparsa AK Parti yapar. Belki klişe laf bu oldu ama çok gerçekçi de bir laf aynı zamanda. Yine biz yapacağız. Biz başaracağız.”

SONUNA KADAR DESTEKLİYORUM
“Kahramanmaraş Caddesi’nin trafiğe kapatılması kararını destekliyorum. Maalesef henüz Trabzon’umuzda alternatif meydan alanları oluşturmada istediğimiz seviyeye erişemedik. Hemşehrilerimiz gezinti ve alışverişlerinde Atatürk Alanı, Uzun Sokak, Maraş Caddesi ve Kunduracılar dörtgeninde bulunmayı yoğunlukla tercih ediyorlar. Bu da haliyle yaya trafiğini artırıyor. Bu açıdan Uzunsokak’ın trafiğe kapatılmasıyla başlayan Meydan bölgesi değişim ve dönüşümü bu alanlarda yaya kültürünün oluşmasına olanak sağlamış ve hemşehrilerimiz de Kahramanmaraş Caddesi içinde bir yayalaştırma gerektiği düşüncesi oluşmuştur. Ancak bu karar sadece hemşehrilerimizin talebiyle verilebilecek bir karar değildi. Bunun için Büyükşehir Belediye Başkanımızın talimatları doğrultusunda üniversiteden ve diğer teknik bilir kişilerden oluşan bir ekiple de teknik anlamda da caddenin trafiğe kapatılıp kapatılmayacağı değerlendirilmiş ve kapatılması uygun bulunmuştur. Dolayısıyla artık insanımız o caddede özgürce ve ferah bir şekilde yürüyebileceklerdir. Ayrıca bu projeyi hemşehrilerimizin Kahramanmaraş Caddesi’nin mevcut haliyle trafiğe kapatılması şeklinde algılamaması gerekiyor, bu caddede altyapı tamamen yenilendikten sonra sokak sağlıklaştırması, aydınlatma ve peyzajının da tamamlanmasıyla cadde adeta bir açık hava AVM’sine dönüşen çok güzel bir gezinti alanı olacaktır. Başta ifade ettiğim gibi bu kararı sonuna kadar destekliyorum.”

Editör: Haber Merkezi