SONNOKTA ŞÜKRAN ATALAR - Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Artvin illerinden sorumlu TEB 18. Bölge Trabzon Eczacı Odası Başkanı Çetin Kansız, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Başkan Kansız, grip aşısı uygulamasına Türkiye’de geç kalındığını belirterek; grip aşısının sağlık personellerinin yanı sıra eczacıların da aşıda öncelik takvimine dahil edilmesini talep etti.

Koronavirüsün başladığı aşamadaki verilerin toplumda bilincin oluşmasını engellediği değerlendirmesinde bulunan Kansız, “İlk etapta hasta sayısı değil de testi pozitif çıkanların sayısı açıklansaydı, toplum hastalığın ciddiyetini kavrar, vaka sayıları da bu noktaya gelmezdi. Başta sayıların bu şekilde verilmesi hastalığın seyrini olumsuz etkiledi.” dedi.

Kansız, vatandaşlara koronavirüs aşısına karşı önyargılı olmamaları ve imkan sağlanan herkesin aşı yaptırması yönünde çağrıda bulundu.

İşte Trabzon Eczacı Odası Başkanı Çetin Kansız’ın açıklamaları:
HALKIMIZA GÖREV DÜŞÜYOR
Soru: Koronavirüs sürecini ve eczacılarımızın bu süreçteki rolünü değerlendirecek olursanız neler söyleyebilirsiniz? Bir eczacı olarak halka çağrınız nedir?

Cevap: “Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte sadece eczacıların değil tüm sağlık personelinin çok kutsal bir görevi yerine getirdiğini düşünüyorum. Her biri her türlü fedakarlığı yaparak, doktorundan hasta bakıcısına eczacısından diyetisyenine kadar koronavirüsle mücadeleye ciddi katkı sağlıyor. Ancak sadece sağlık çalışanlarının özverisiyle bu sürecin yönetilmesi mümkün değil. Bu noktada halkımıza toplum sağlığının korunması hususunda büyük rol düşüyor. Tablonun daha acı hale gelmemesi için vatandaşlarımızın kurallara azami düzeyde uyması gerekiyor. Toplumun uyarıları ciddiye almasını ve gerekli tedbirleri almasını halkımızdan rica ediyorum”

İLAÇLAR % 100 ETKİLİ DEĞİL
Soru: Koronavirüs tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri, güvenilirliği ve kullanımı açısından neler söyleyebilirsiniz?
Cevap:
“Bu sorunuzu Covid-19 virüsüyle tanışmış hastalığı geçirip atlatmış birisi olarak cevaplayacağım. Tedavisinden, tanısına, aşısına kadar covid-19 konusu halkımızın yeni tanıştığı bir konu. Dolayısıyla daha önce yaşanmamış olan bir salgının tedavisi de zor olacaktı. Bilim insanlarımız bu konuda sayısız çalışma yaptı ancak bu tedavilerin sonucunda virüsün tedavisinde yüzde yüz etkilidir diyebileceğimiz bir ilaç ortaya çıkmadı. Covid-19 için şu kullanılacak denilebilecek, tedavisi standardı şudur diyebileceğimiz bir ilaç yok.”

ŞEHİR EFSANELERİNDEN UZAK DURSUNLAR
Soru: Koronavirüs tedavisinde kullanılan ilaçların sayısının çokluğu yönünde kaygılar var. Bazı insanlar ilaçların kullanımına karşı geliyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Cevap:
“Hekim arkadaşların ve filyasyon ekiplerinin kısacası tüm sağlık personelinin verdiği ilaçların kullanımı konusunda halkımız kendini güvende hissetmelidir. Hekim arkadaşlar bu işe başlamadan önce hasta üzerindeki etkiler test ediliyor. Bu testler sonucunda bir sakınca görülmediği için de bu ilaçlar tedavide kullanılıyor. Hastalar bu hususta kesinlikle doktor arkadaşlarımızın tavsiyelerini yerine getirsinler. Kulaktan dolma bilgilerden ve şehir efsanelerinden uzak dursunlar. Halkımızın sağlığı çok önemli. Özellikle de bu hastalığın ilk aşamada tedavisine başlanmasının çok önemli olduğu da bilinmelidir. İlerleyen zamanda hastalığın yarattığı sorunlar artar ve ilaçların etkisi de azalır. Bu da tedavi sürecini engeller.

HASTALIĞIN AYIBI OLMAZ
Soru: Hastalık belirtisi görünse dahi hastaneye gitmek konusunda çekimser davranan, hastalığı bir gurur meselesi haline getirip sosyal çevrelere girmeye devam eden kişilere yönelik düşünceleriniz nelerdir?
Cevap:
“Hastalığın ayıbı, dini, dili, ırkı, hiçbir şeyi olmaz. Hastalık her insanın yakalanabileceği bir olgudur. Hastalığa yakalandığını hisseden ve belirtilerin 2-3 tanesini zerre kadar gören insanların hemen bir sağlık kuruluşuna müraacat etmelerini istiyorum. Çünkü hastalığın yakalanılan ilk anda tedavisi çok önemli. Ölüm vakalarının ve entübelerin birçoğu da hastaya zamanında müdahale edilmemesinden kaynaklanıyor. Zatürre oluşmadan damar harabiyeti verilmeden hastalığın ilk zamanında doktora gidilmesi çok önemli. Zaten hastaneye gitmek konusunda çekimser olan vatandaşlarımız için de evlerde sağlık hizmeti veriliyor. Covid-19 testleri evlerde de yapılıyor. Bu konuda özellikle bölgemizde hizmet iyi.”

İTİBAR ETMEYiN
Soru: Türkiye’de koronavirüs tedavisi için uygulanmaya başlanacak Çin aşısı hakkında düşünceleriniz ve önerileriniz nelerdir?
Cevap:
“Aşılanma sürecine geçilene kadar toplumun yüzde 50’sinden fazlası bu hastalığı yaşayacak. Ancak bu süreci en az kayıpla atlatmak son derece önemli. Sağlık sistemini aksatmadan normal servisleri ve yoğun bakımları doldurmadan, sistemi tıkamadan bu süreci atlatmak çok önemli. İnşallah aşı bir an önce gelir. Toplumun yüzde 25’inin bile aşılanması çok önemli. 1 kişinin bile aşılanması çok şeyi değiştirebilir. Ben hastalığı geçiren birisi olarak aşı geldiğinde aşı olacağım. Covid-19 aşısında grip aşısı gibi bir kategorilendirme uygulanacak. İlk olarak sağlık çalışanları, 65 yaş üstü kronik hastalıkları olanlara aşı yapılacak. Bu grubun ardından kendisine aşı imkanı doğan her vatandaşımızın kesinlikle aşısını yaptırmasını rica ediyorum. Her şeyi bir kanara bırakalım bu aşının yüzde 50 bile koruyucu olduğunu varsayarsak; bu oranı bile çok anlamlı ve değerli buluyorum. Ki çok daha yüksek oranda koruyucu olduğu biliniyor. Aşı sayesinde sağlık sisteminin rahatlayacağını düşünüyorum. Bu sebeple kimse aşı konusunda çekimser olmasın kriterlere uyan herkes aşı olsun. Halkımızın aksi söylemlere itibar etmemesini istiyorum.”

KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN
Soru: Aşının Çin’de üretiliyor olmasına yönelik endişeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap:
“Türkiye uzun yıllardır birçok aşıyı yurtdışından temin ediyor. Elbette siyasilerin de söylemleri doğrultusunda kendi aşımızı üretmemiz önem taşıyor. Daha önce Türkiye’de aşı üretiliyordu. Yabancısı olduğumuz bir durum değil; ancak şu atmosferde çocukluk döneminden bu yana bütün aşıları yurtdışından aldığımız düşünülürse kaygıya gerek yok diyebiliriz. Kimsenin bu konuda zerre kadar şüphesi olmasın”

ECZACILAR DA DAHiL EDiLSiN
Soru: Tabipler Odası’nın koronavirüsün meslek hastalığı sayılması yönünde talepleri var. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Cevap:
“Elbette ki hastanın en yakınındaki insanın b i le yaklaşmaktan korktuğu bir süreçte, tanısından tedavisine, tedaviden taburcu edilmesine kadar temasta bulunan sağlık personelinin buna hakkı olduğunu düşünüyorum. Koronavirüslü hastaya en yakını bile yaklaşamazken, kanını alan, tahlillerini yapan personeller için bu salgının meslek hastalığı olarak kayıtlara geçmesi son derece elzemdir. Bu yöndeki talepleri yerinde ve doğru buluyorum. Ayrıca bu meslek hastalığı kavramının içerisine eczenesinin başında görev yaparken hastasından covid-19 kapıp vefat eden eczacı meslektaşlarımızın da dahil edilmesini talep ediyorum.”

YANLIŞTAN DÖNÜLDÜ
Soru: Sokağa çıkma kısıtlamalarını ve vaka sayılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap:
“Sokağa çıkma kısıtlamalarında vaka sayılarına göre çeşitli düzenleme ve değişiklikler mutlaka yapılacaktır. Vaka sayısına gelince ilk etapta Sağlık Bakanlığı tarafından, yalnızca tedavi gören hasta sayısı değil de Covid-19 testi pozitif olanların rakamları paylaşılsaydı daha doğru olurdu diye düşünüyorum. Böyle olması halinde insanlar belki bu hastalığı daha fazla ciddiye alırlardı. Şu anda sonuçlara yönelik sayıların paylaşılması daha anlamlı ve doğru. Bu konuda yanlıştan dönüldü. Şu anda da bir bilinç oluştu ancak bu bilincin gereğini yapamıyoruz. Aşırı hareketliliğimizin sonuçlarını yaşıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi