“Hares” nedir, bilir misiniz? Arapça eski bir kelimedir.

Bildiğiniz o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.

Harese şudur: Develere çöl gemileri derler bilirsiniz, ayni zamanda develere Arab’ın halası diyenlerde vardır.

Bu mübarek hayvanlar üç hafta, yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani.

Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır.

Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.

Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar.

Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider.

Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve.

Bunun adı heresedir.

Hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir.

Bütün Ortadoğu'nun adeti budur.

Tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz!

Kendi kanının tadından sarhoş olur.

Bu günkü Ortadoğu ülkelerinin durumuna bakıyoruz, değişen bir şey yok!

Tıpkı bizim toplumumuzun durumu buna ne kadar da çok benziyor!

Sabah akşam; aynı toplumun, ayni inancın ve de ayni kültürün insanları birbirlerine saldırarak sanal olarak bu saldırı kültüründen besleniyorlar!

Düşmanlarımızın bile aklına gelmeyen metotları bizim toplumunuzun akil insanları siyasi görüş ayrılığı bahanesiyle birbirlerine karşı acımasızca kullanıyorlar.

Netice çok kısa geçecek olan dünya hayatını bizzat insanlarınız yaşanmaz hale getiriyorlar.

Kendi kinlerinden beslenip kendi insanlarını; şu’cu, bu’cu diye ayırıp toplumu ayrışmaya hazırlayan niyet ve gayretleri çok yakından takip etmeliyiz, yoksa bu “harese” kısır döngüsü, taşını öğüten değirmen gibi bütün değerlerimizi yok ederek milletimizi başkalarının düşmanlığı olmadan ortadan kaldıracaktır.