Tarihçi Ahmet Uçar, Osmanlı arşivlerine dayandırdığı bilgilerle Molla Mustafa Barzani'nin( Mesur Barzaninin babası) İsraille ve hahamlarla ilişkilerine vurgu yaparak Barzani ailesinin Yahudi kökenli olmasının bölgeye ve tarihe bakışı değiştireceğini söylemektedir ve haklıdır. Çünkü bu ince detayın göz önünde bulundurulması bölgedeki olaylara çok farklı bir bakış açısı getirerek oynanan oyunun farkına varılması demektir.

Selahattin Demirtaş kendisiyle yapılan bir söyleşide kendisine sorulan “Sizce şimdi Ortadoğu’da sınırların yeniden çizildiği bir noktaya mı gelindi?” sorusuna şu şekilde cevap veriyor: “Türkiye’yi dahil ederek konuşmuyorum ama. Yüz yıl önce İngilizlerin öncülüğünde zoraki dayatmayla, cetvelle çizilen sınırlar bugün çatlamış durumda. Bugün artık bağımsızlığını ilk fırsatta ilan edebilecek bir Irak Kürdistanı var. Suriye’de özerk bir Kürdistan oluşması imkânı var.”

Ve hemen ardından “Sınırlar yeniden çizilirken, Irak Kürdistanı’yla Suriye Kürdistanı birleşecek mi peki?” sorusunu ise şu şekilde cevaplandırıyor:

“Kısa vadede bunu pek mümkün görmüyorum ama... Irak üçe bölünürse, sınırlar yeniden çizilecek demektir. Suriye’de bir Kürdistan bölgesi resmiyet kazanabilir. Sahip olduğu siyasi statü ve haklar ayrı bir konu ama şu anda zaten İran’da bir Kürdistan eyaleti var. Sonuç olarak neredeyse Iğdır’dan Hatay’a kadar, Türkiye’nin tüm güney sınırları resmî olarak Kürdistan olacak.”

Yani Suriye’de mesele Eset, Irak’ta da Saddam olmadı hiç.

Peki biz oyunun, planın neresindeyiz?

Nasıl, neden dahil, mudahil olduk. Müdahil edildik?

Soran var mı? Sorgulayan.

Tıpkı bizim de ön gördüğümüz gibi ilk fırsatta bağımsızlık ilan edecek olan bir Kürdistan, ardından Suriye'de özerk bir Kürdistan, İran'da bir Kürdistan eyaleti ve nihayetinde Iğdır'dan Hatay'a kadar birleşecek bir devlet mesajı veriyor Demirtaş!

Tüm bu anlatılanlar düşünüldüğünde ortaya çıkan sonuç malumdur.

Plebisit (halkların kendi kaderlerini belirleme hakları) Uluslararası Hukukta yeri ve gelişmiş ülkeler nazarında değeri olan bir kavramdır.

Kırım'ın bir oylamayla Ukrayna'dan ayrılıp Rusya'ya katılabilmesine imkan veren bu kural, kavram bir dönem bizi yönetenlerinde dilinde pelesenk olmuştu. İlginç!

Büyük Ortadoğu Projesi ile örtülmeye çalışılan gizli ana hedefler ve neticesinde parçalanıp, yıkılmış Türkiye Cumhuriyeti Devleti hedeflenmektedir. Sevr'e göre çizilmiş bölüşümünün haritası ve belki daha fazlası yakın planlar arasındadır.

Burada da inatla ve önemle güçlü ordu vurgusu yapmak gerek ve son 15 yılda Türk ordusuna yapılanları göz önüne getirmek gerek. Belki düşünmek, irdelemek, anlamlandırmak!

Güncel gelişmeler dikkat ile incelenip geçmiş ile bağlantı kurarak yürürlükte olan planlar da düşünüldüğünde Hatay'ın önemi, değişen demografisi ve ardından bölgedeki gelişmeler bizi endişeye sevk ediyor ancak aynı zamanda çok yönlü düşünmeye, çok çabuk farketmeye, önlem almaya da sevk etmeli.

Keza meseleleri iyice tetkik ettikten sonra ortaya çıkan görüntü sizi, Yeni Dünya Düzeni adıyla gerçekleştirilmek istenen ve Siyonist Dünya Hakimiyeti boyutuna taşınacak olan ‘Büyük İsrail Devleti’ne çıkaracaktır.

Fakat bizim biran evvel kısır siyasi döngüden çıkmamız, sığ tartışmalardan uzaklaşmamız, birlikte düşünmeye yönelmemiz gerekiyor.