Gazeteci olmamıza rağmen, bazen bazı şeylere tepki göstermekte, eleştirmekte, yorum yapmakta sıkıntı yaşadığımız doğrudur. 

Malum bugünlerde vatan haini ve terörist ilan edilmek çok kolay…

O konuda birşeyler bilseniz bile hiç bilmeyen ‘klavye kahramanı cahiller’ sizi hain ilan edebiliyor.
Korkuyoruz!.. Ne yapalım?

Dün AK Parti İl Başkanlığı bir haber geçti. İl Başkanı Sezgin Mumcu, Akyazı’daki dolgu alanına (MedicalPark Stadı’nın batı tarafına) yapılacak olan Trabzon Şehir Hastanesi’nin inşaat alanında inceleme yaptı. Haberde hastaneyle ilgili bilgiler verilirken, hastanenin görselleriyle ilgili fotoğraflar da paylaşıldı.

Görsellere bakınca gözümün önüne Şenol Güneş Spor Kompleksinin inşaat aşaması öncesi paylaşılan görselleri geldi. Ne güzeldi o değil mi?

Facebook’ta dolaşırken 61saat.com’da mesaisini sürdüren gazeteci kardeşim Serkan Kılınç’ın paylaşımını gördüm.

Şöyle diyordu:

“Şehir Hastanesine karşı değilim, kimse yanlış anlamasın... Ama ne vadedildi, ne yapılıyora baktığımızda arada büyük bir tezat var! 

Ne yazık ki ülkemizde, vadedilen ve yapılan veya yapılamayanlar arasındaki bu uçurum sanırım hiç kapanmayacak...”

Altına şu yorumu yazdım:

“İçimden geçenleri aktardın. Teşekkürler Serkan... Bir de şu var. Maç sırasında o alana park eden araçları nereye ışınlayacaklar çok merak ediyorum. Son not: Gözünüz kenarda kalan alanda olsun!”
Serkan’ın da söylediği gibi yatırıma asla karşı değiliz. Aksine daha çok gelsin diye didiniyoruz.

Haberlerimde, yazılarımda bunu zaten görürsünüz.

Paylaşımda asıl dikkat çekilmesi gereken yer bir başka yorumdu. Şöyle diyordu:

“Bu şehrin siyasetçileri, gazetecileri kadar cesur olsaydı bunları yaşamazdık..”

Belki de asıl sorun buydu!.. Ne dersiniz?

Meslek hayatımın özellikle son döneminde birçok görsel proje sunuldu önümüze. Güney Çevre Yolu,

Hafif Raylı Sistem,  Şehir Giriş Kapıları, Çömlekçi’nin üzerinden geçen Teleferik… Henüz Demiryolu ile ilgili görsel göremedik.

Bunun gibi bir sürü görsel…

Ancak söylenenle yapılan aynı değil.

Zaten günümüz siyasetinin özeti de bu değil mi?

Aklıma büyüklerimizden duyduğumuz ‘Hocanın (İmamın) dediğini yap, yaptığını yapma…’ sözü geldi.

Bir gün düzeliriz inşallah…

Kalın sağlıcakla…