Göğe bakmak isteyen birisi için yeryüzündekilerin değeri ne kadar soyuttur. 

İnsan yaşadığını anlatır. Şair ise yaşayamadığını kaleme alandır. 

Turgut uyar dışarıdan bakınca sokakta, caddede, şehirlerarası bir otobüste gelip geçendir. 

Kahvede, işte, evde öylesine bir köşede sessizce  oturandır. Yalnızca göğe bakabilecek yürekli insanlar için şairdir.

Şiir bir işe sahip olmak istese acılarını saklayan bir palyaço olurdu.

Turgut Uyar bir palyaçonun o renkli suretinin altındaki ağlayan  siyah beyaz bir resim gibi saklı kalandır. 

Herkes geceye özlenen  şiirler yazarken,  o sevdiğine sabah kavuşmak için “kayayı delen incir” gibi şiirlerle sabır ve inancı sigarasına sarıp harmanlayan yazardır.

Durgun bir hayatın içinden geçenleri hayal dünyasında ivme kazandırmak bir yana dursun  “Tel Canbazlarının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiirdir” adlı eserinden bir dizesinde şöyle demektedir;

"Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama ağaçlar şöyleymiş
Ama sokaklar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız.”

Okuyucunun dengesini bozan Şairdir Turgut Uyar...

İlk şiirlerinde Garip akımının etkileri hissedilse de, Cemal Süreya ve Edip Cansever’le birlikte İkinci Yeni akımının en önemli temsilcisiydi.

Şair farklı olandır, Turgut Uyar gibi bir Şairi farklı kılan ise farklı bakmasıdır.

Edip Cansever'in de dediği gibi,  “Biz dâhil hepimiz Turgut Uyar okumalıyız.” 

Şiir işçisi Turgut Uyar, yaşadığı süre boyunca 9 şiir kitabına imza attı.

Bugünlerde şiirlerini dizilerde, filmlerde sıkça duymaya başlamış olsak da onun kim olduğunu anlamak için daha fazlasına ihtiyacımız var. Bir şairi bir kaç şiiriyle tanıma gayretimiz büyük bir gafletten ibaret ve ne yazıktır ki  insan soyu bunu alışkanlık haline getirdi. 

Bir şair olarak söylemek isterim ki onlarca şiiri içinden bir kaçı arasında kendimizi aramak, kendimizi bulmaya çalışmak düpedüz sıradanlaşmaktır.

Turgut Uyar gibi sıra dışı bir şair bundan çok daha fazlasını hak ediyor. Yaşamı boyunca mutsuzluktan dert yanmış bir şairi en azından dikey ve yatay anlamak için  bütün şiirlerini okumamız gerektiğine inanıyorum. 

"Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun
sevgim acıyor.”

Ve şiirin işçisi bu güzel adam için son perde aşk...

Tomris Uyar için saatlerin bozulduğu, onun adıyla ölümsüz şiirler yazılan  aşk. 

“Tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
Ettirmek istiyor musun demezler.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.”

Ölümü ömür törpüsü hastalık, sirozdan olur. Ama şiiri öldükten sonrada devam eden nadir şairler arasında yerini alır.

Tomris Uyar’ın yayına hazırladığı ve Nurullah Ataç, Muzaffer Erdost, Kemal Tahir, Cemal Süreya, Füsün Akatlı, Edip Cansever gibi şair ve yazarların, Turgut Uyar’ın şiirleri hakkındaki düşüncelerini dile getirdikleri “Şiirde Dün Yok Mu” adlı bir kitap yayınlanır. Dönemin birçok yazar ve şairi onun adına şiirler ve denemeler yazmıştır.

Peki onu unutulmaz Şair Turgut Uyar yapan nedir?

Bu sorunun cevabı ne bu yazıda nede başka bir satırda bulamayız. 

Ama illa bir cevap vermek gerekirse cevap

“Arz-ı Hal, Türkiye’m, Dünyanın En Güzel Arabistan’ı, Tütünler Islak, Her Pazartesi, Divan, Toplandılar, Kayayı Delen İncir, Dün Yok Mu, Büyük Saat” eserleri arasında gizlidir.

Hepimiz Turgut abiyi okumalıyız. 

Saygı ve özlemle...