Ne oldum değil ne olacağım demeli insan. Nerden geldiğine şöyle dönüp bir bakmalı. Kibirli, burnu havada olmamalı. Hele ki taşıdığı formanın ağırlığının farkına varmalı. Eğer kendini bulunmaz bir Hint kumaşı olarak görüyorsa, geçmiş olsun. Kaprisleriyle, vurdumduymazlığıyla, kendini beğenmişliğiyle önce kendine, sonra çevresine zarar verir. Kendini bataklığa sürükler, silinip gitmeye unutulmaya kadar da yolu vardır. Sadece kendisinde kalacak tek yadigar ise ‘İyi veya kötü anılarıdır..!

Evet.. Herkesin malumudur Galatasaray derbisinin son dakikalarında Abdulkadir Parmak sallayıp, teknik direktör Abdullah Avcı’ya rest çektiği. Bu ya sabırla sınalınacak, sineye çekilecek bir durumda değildir. Direkt hocanın otoriterliğine apaçık saldırıdır. Beni bilen bilir. Abdulkadir Parmak’ın bu takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu her defasında dile getirmişimdir. Sadece ona karşı değil, Trabzonspor’un kutsal formasını giyen her bir bireye düşmanca tavır sergilemek ne benim haddime nede bir başkasının. Fakat Galatasaray maçında yaşanan olayda yukardan, aşağıya, sağdan, sola yanlış bir isim varsa oda Abdulkadir Parmak’ın taa kendisidir. Yani sen, oyuna girmeyi reddediyorsun, üstelik verdiğin savunmada oyuna alınmayacağını düşünerek hocana haber vermeden kendi başına buyruk hareket ederek tribüne çıktığını ifade ediyorsun. Ohh ne güzel dünya. Kendim çalarım kendim oynarım misali. Trabzonspor kimsenin çiftliği değildir. Abdullah Avcı Parmak’ın kadro dışı bırakılması konusunda takındığı tavırda da yerden göğe haklıdır. Herkes bir kere yerini bilecek, ona göre hareketlerine çeki düzen verecek. Unutulmamalı ki kişiler gelip geçici kulüp hep kalıcıdır.

SELAM OLSUN CARDOZO’YA
Yaptığı işin hakkını profesyonelce veren kulübü benimseyen iyi niyetli isimleri unutmaz Trabzonspor taraftarları. Abdulkadir Parmak’ın son dakikada oyuna girmeyi kabul etmemesinin ardından kadro dışı kalmasına kadar varan olayın bir başka boyutunu sosyal medyada ortaya koydular. Verilen örnek tabiri caizse cuk diye yerine oturdu.

Dönemin başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Trabzonspor tarihine bakıldığında Bordo-Mavili kulübe kazandırılmış en önemli yıldızların başında gelirdi Oscar Cardozo. Adam tam bir profesyonellik abidesiydi. Hiçbir zaman yıldız edasıyla şımarıklık göstermedi. Ayakları yerden kesilmedi. Her hareketiyle taraftarların gönlüne girdi ve unutulmaz bir isim olarak kalplerine kazındı.

O Cardozo unutmuyorum 90+3’te Ersun Yanal tarafından oyuna sokulurken burun kıvırmadı işinin gereğini yaptı. Hatta bir maçta kulübede oturacak yer bulamamasının ardından sağlık çantasının üzerinde maçı takip etti, kimseyi rahatsız etmedi. İşte o Cardozo hala bugün Trabzonspor taraftarlarından büyük saygı ve sevgi görüyor. Yani taraftarlar hakedene hak ettiği değeri veriyor. Her futbolcu paranın esiri değilde, Cardozo gibi sevginin esiri olsun yeter.

YA YÖNETİME NE DEMELİ?
Abdulkadir Parmak’ın kadro dışı kalması konusunda yönetimin izlediği yol, yol değildir. Bir anlamda kendi ayağına kurşun sıkmak gibi bir eylem içerisine yönetimin girmesi kadar kanımca komik bir şey yoktur.

Siz hocanıza karşı yapılan saygısızlığa karşı dik duruş sergileyip sorgusuz sualsiz gerekeni yapacağınız yerde Avcı’nın kararını oylarsanız kendinizi tartışmaya açarsınız. Yani bir anlamda siz toplantıda Abdullah Avcı mı, Abdulkadir Parmak mı? tercihini masaya yatırdınız.

Vay bee. Avcı’yı Parmak’a kurban etmeyi bile göze alan bir başkan ve ona destek veren yöneticilerin olması gerçekten insanın kanına dokunmaması elde değil. Demek ki Avcı, kararına karşı çıkan o kesime yaranamamış, takımı dipten alıp ilk 4 içerisine sokması bile birilerinin yüreğine su serpememiş.!

‘Demokratik bir şekilde kendi aramızda tartışarak bu kararı verdik’ masallarını kimse bana anlatmasın. O ki yönetiminizde demokratik bir anlayışı benimsiyorsanız, tam kadro o toplantıyı yapardınız. Altını çizerek söylüyorum bu toplantı Avcı’nın kararını oylamamak üzerine olması şartıyla. Yönetimin bir kere ağır toplarından Asbaşkan Mehmet Yiğit Alp ve Başkan Yardımcısı Ertuğrul Doğan’ın olmadığı bir toplantıda Avcı’ya karşı bir operasyon mu çekilmeye çalışıldı sorusu da insanların beynini kemirmiştir. Bilmeyenler için dile getirmekte fayda var; Alp ve Doğan başkan Ahmet Ağaoğlu’nun karşı çıkmasına rağmen Avcı’yı takımın başına getiren iki isimdi.

Yani bu toplantıda neyi hedeflediniz yada neyi amaçladınız? Eğer Avcı’nın kararını yönetim saman altı etseydi o hoca bir dakika orada durabilir miydi? Sözünü artık oyuncularına geçirebilir miydi. El ense muhabbetlerine maruz kalmaz mıydı? İşte sorun bu. Avcı’yı yem etmek isteyenler kendilerini hocanın yerine koyarak bu soruyu kendilerine bir sorsunlar. O duruma kendilerini düşürürler miydi cevabını da vicdanlarında versinler.

UNUTMADIM UNUTMAYACAĞIM
Ne günlerin, ne ayların, ne de yılların artık bir tadı var benim için. Her gün bir boşluk, her ayın içinde geçen zamanın içimi kapladığı büyük bir özlem ve her geçen yıl ise sana kavuşacağım anın adımları. İçimde biriktirdiğim bazen mutlu, bazen ise hüzünlü anılar nedense hep gözlerimi dolduruyor. Bir tebessüm ile hatırlamak istediğim o günler bile göz yaşı seline dönüşüyor. Burnumun direği sızlıyor, sözcükler boğazımda düğümleniyor, derin bir ahhh çekmeme neden oluyor. Durduramıyorum kendimi. Aslında durdurmakta istemiyorum. Her defasında gözümden akan yaş sana olan sevdamın, sana olan hasretimin, sana olan özlemimin bir pınarı gibi. Yokluğun öyle derin yaralar içimde açıyor ki canımdan can gidiyor. Ne güzel dile getirilmiş...

Doktoru, lokmanı yok, ilacı yok
Görünmez göz ile hiçbir izi yok
Saplandı sineme görünmez bir ok Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy

MEKANIN CENNET OLSUN GÜZEL ANAM

ZORLUOĞLU BAŞKAN
Yiğidi öldür hakkını teslim et derler. Şuana kadar Trabzon’da yapılan çalışmalara bakıldığında Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu önemli işlere imza atıyor. Güzel olan Trabzonumuzu daha da güzelleştirip vitrine çıkarmak için mega projeleri hayata geçirmek adına gecesini gündüzüne katıyor. Yıllardır kimsenin cesaret dahi edemediği alt yapıya kazmayı vurup insan sağlığına ne kadar önem verdiğini gözler önüne seriyor.

Trabzon’un her yerinde yükselen inşaat sahalarını bizlere nefes alabileceğimiz güzel ve mutlu bir yaşam alanlarını müjdeliyor Zorluoğlu başkan. Ayrıca Trabzon’u turistler için cazibe merkezi haline getirmenin kararlı adımlarını atıyor. Ne yalan söyleyeyim bir vatandaş olarak projeler bende büyük bir heyecan yarattı. Hele ki Faroz ve Beşirli arasında yapılacak halk plajı bana ‘Vay bee’ dedirtti. İşte görmek istediğimiz hizmetler. Günü kurtarmanın değil, Trabzon’a değer katmanın uğraşını veren Zorluoğlu’nu kutluyoruz. Trabzon için enerjisinin hiç tükenmemesini diliyoruz.