Gafil gezme şaşkın,
Bir gün ölürsün.

***
“Kul Himmet üstadım gelse otursa,
Hakkın kelamını dile getirse,
dünya benim deyip zapta geçirse,
karun kadar malın olsa ne fayda.”

“Kul Himmet” (16.yy)

***

Kul Himmet üstadım;
biz de geldik oturduk, diğer gelişler gibi
çıplak ve ağlayarak.

***

Bizi de adil karşıladı dünya,
hakkın kelamındaki gibi;
gözyaşlarımızı ve gülümseyişlerimizi kucaklayarak.
Gökyüzü, güneş ve yağmur ayırt etmedi besledi bizi
her birimize bir yıldız sunarak.

***
Sonra kul olduk üstadım,
bizden öncekiler gibi.
Parayla, pulla, coşarak,
mülke tapınanlar gibi.
Dünyanın büyüsüne kapılarak.
Kararttık adaleti
güçsüzleri  savurarak.

***
Karanlıkta yol süren bir abdalım,
yönünü arayanlar gibi.
Hayallerini semaya yollayarak
acı gerçeği yaşayanlar gibi.

***

Gökyüzünü zapta geçiremezler sultanım
daha önce deneyenler gibi.
Zamanı bitmeyecek sanarak,
gaflette yaşayanlar gibi.

***

Kuldan himmet umarak,
olunmaz veli.
Tek gerçek onurlu yaşamak.

***

Hikayenin sonu adil olacak,
toprak bekliyor bizi.
Herkese eşit davranacak.