Futbol birçok insana göre karmaşık oyundur. Halbuki çok basittir. Bu basit oyunu zorlaştıran yetenekler, taktiği uygulamada sorun yaşayan akıl, oyuncuların efektif özelliklerini sahaya yansıtamaması. Hafta sonu maçlarına alışmıştık. Bu sefer hafta içi iş yorgunluğunu son dakikada Trabzonspor ile attı taraftarımız. Ne maçtı dimi. İki takımı tanımayan seyirci gözüyle bakacak olursak sanki şampiyonluğa oynayan takımların mücadelesiydi. Tempo, azim, taktik... Her şey vardı maçta. Ta ki son düdüğe kadar. Bu kadar güçlü, diri Altay karşısında geriden gelip maçı kazanmak ancak lider takımın lider hocasıyla mümkün olurdu. Son 10 maçını kazanamayan, sadece 3 beraberlik alan, puan durumunda alttan 5.sırada bulunan Altay takımı Trabzonspor'u bayağı zorladı. Nitekim ilk yarı Trabzonspor oyunu daha çok kendi yarı alanında kabul etti.

Öne, hızlı oynamak yerine risksiz geriye ve ağır tempoda top çevirdi. Bu özelliğimiz takımın pozisyon bulmasını, organize olmasını olumsuz etkilemekte. Oyunu kanatlara yaydığımızda boşken veya adam eksiltip, hemen orta yapmak yerine topa gereksiz dokunup, oyun zevkinden mahrum kalan, öndeki oyuncularımızı pasifize eden bir oyun anlayışı bayağı zamandır var. Avcı Siopis ve Berat'ın Altay'ın golünde uyuması, maçın ilk 45 dakikalık zaman diliminde uyum problemi yaşaması üzerine 2.yarı ikisini de dışarı alıp Hamsik'in daha hızlı ve öne oyun tarzından yararlanmak, Dorukhan'ın gücünden de faydalanmak düşüncesi içerisindeydi. 2.yarı Trabzonspor daha iyi ve daha ofansif görüntü çizdi. Bunda Altay'ın geride kalmasının da etkisi var. Attığımız golden sonraki bölümde tekrar tempomuzun düşmesi, beraberliğin bir türlü bozulmaması üzerine Avcı riskleri arttırdı. Son maçlarda oyuna giren, girdiğini hissettiren, bütün hava toplarını alan, dripling özelliği güçlü, topu üstün koruma özelliği olan Koita süper bir asistle maçın adamı Norveç rüzgarı Cornelius'la beraber maçı aldı. Uğurcan'a bir parantez açalım. Her maçta bizi kurtarışlarıyla sahada tutup, lider kalmamızı sağlayan en önemli mihenk taşımız. İnanılmaz konsantrasyon, inanılmaz motivasyon, soğukkanlılık. Türkiye'nin gurur duyacağı 1 numarası bence. Hakem rakibin 2.sarısını es geçti. Faullere çok müsaade etti. Vasattı. Adım adım hedefe yanaşan, bu hedefte olumlu olumsuz her anı not alan, ciddiyeti rakip takım kim olursa olsun koruyan ekibin reçetesi sağlıklı olmamızı sağlıyor. Hafta sonu ligin son ve en önemli maçını oynayacağız. Stadın full olacağından, Akyazı'nın yine karnaval yerine döneceğinden şüphemiz yok. Bu maçı da kazanıp sezonun ilk yarısını bitirip, transfer dönemini iyi geçirmeliyiz.