Bayramı yola koyduk. Bayram havasında güzel şeyler yazayım diye düşünüyordum. Ancak, Bu gün çıktığım alışverişte gördüğüm manzara, yani gördüğüm zamlar, beni bir önceki güne dönmeyi çok arzu ettirdi. Bayramdan önce verilenler, bugün itibarı İle geri alınmaya başlandı. Elektrikten tutunda, vatandaşın ihtiyaç maddesi olan her şeye zam geldi. Yani sağanak yağışı halinde zamlar, vatandaşa çaktırmadan, piyasada etiket fiyatlarına yansıdı. Bu gün çıktığım alışverişte bunu bariz şekilde etiketlerde tekrar gördüm. Bir ay geçmeden zam üstüne zam!

Biz zamları seneden seneye, bilemedin altı aydan altı aya görürdük. Şimdi her ay zam, piyasa denetimleri de yok kadar az. Herkes artık kafasına göre zam üstüne zam yapar oldu. Allah aşkına bu ne iş? Bunu anlamış değilim. Anladığım şu ki; ben her zaman söylüyorum. Kaşıkla verip kepçeyle alıyorsunuz. Birde buna piyasadaki vurguncuları eklerseniz, durum çok vahim. Verilen  fazlası ile geri alınıyor. Olmuyor beyler, bu hiç olmuyor. Ben bu gidişatı hayra yorumlayamıyorum. Allah aşkına, verip fazlası ile alacaksanız onu da vermeyin.

Fındık fiyatları için, bir ay önce kilogramı 50 TL’nin üzerinde olmalıdır diyordum. Bu tespitimden mecburen vaz geçtim. Çünkü her gün girdi fiyatları değişiyor. Bir noktada durmak mümkün değil.

Fındık fiyatları 60 TL’nin üzerinde olmalıdır. Eğer bir ay içinde yine zam olursa ki olacak. O zaman fındıktaki talebimizde ona endeksli olarak değişecektir. Başka söze gerek var mı? Bu zamlar böyle giderse, bizde böyle gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Biz bir tarafa vuran, diğer tarafı övenlerden de değiliz.

Ancak biz doğruları alkışlayan, yanlışları dile getiren ve bunları açıkça söyleyeniz. Biz doğruları, yapılan güzel hizmetleri görmeyen kör gözlü basiretsizlerden de değiliz. Biz bu ülkenin idaresinde bulunan hükümetimizi ve devletimizi, dış emperyalist güçlere ve onların içimizdeki uşaklarına karşı da küçük düşürecek, hiç bir eylemin hiç bir olumsuzluğun yanında ve içinde de olmayız. Bunu da açık yüreklilikle buradan söylüyorum. Ülkemizi, bayrağımızı ve milletimizi çok seviyoruz. Hükümetimizi ve idarecilerimizi, sorunlara daha köklü ve kalıcı çözümler bulmaya davet ediyorum ve uyarıyorum.

Bir ülkenin vatandaşı rahat ve huzur içinde olursa, devlet huzur içinde olur. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.