Günümüzde insanların en büyük eksikliklerinden biri, ciddi bir “amaçsızlık” içinde olmalarıdır. Hemen hemen her insan, standart bir yaşam moderni benimser. Bu model; karnını doyurmak, barınabilmek, bir ev edinmek, aile kurmak ve iş sahibi olmak, baktığında insanların büyük bir kısmının elde etmeyi umduğu en yüksek değerlerdir.

Bu standart yaşam modelinde, kişilerin en önemli hedefleri ise terfi edebilmek, daha fazla para kazanmanın yollarını bulabilmek ve bir kaç çocuk yetiştirebilmektir. Gençler, amaçsızlık boşluk içerisindedirler. Bu gençlerin büyük çoğunluğunun, ülkelerini kimlerin yönettiğinden, ülkeyi yönetenlerin hangi düşünceleri savunduklarından haberleri bile yok.

Ülkenin savunmasından ekonomisine, eğitim sisteminden adalet sistemine kadar, nasıl bir etkisi olacağından bihaberler. Bunun yanında, Dünya’da meydana gelen olayların ve gelişmelerin büyük bir kısmına alaka duymazlar. Hatta akıllarını Dünya tarihine geçecek kadar önemli olan olayların, önemini dahi fark edemeyecek kadar boş işlerle meşguller.

Enteresandır; aralarındaki konuşmalara şahit olduğunuzda, bilgisayar oyunları, internette buldukları arkadaşlıklar var. Hafta sonu kimin nereye gittiği ve ne giydiği ya da futbol maçları gibi konuşmalardan öteye gitmez. Bu gençlere, “En büyük idealiniz nedir?” diye sorulduğunda, ya “Bir mankene benzemek” ya da “Ünlü bir grubun gitarcısı gibi gitar çalabilmeyi” amaçladıklarını söylerler.

Allah (c.c.) bir ayetinde, insanların içinde bulunduğu bu amaçsızlığa şöyle dikkat çekmektedir. “Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları ‘boş’ emel oyalaya dursun, ileride bileceklerdir.” Bu tip kişiler, Allah’ın bildirdiği doğruları savunmamakta, aksine Kur’an ahlakına uymayan her türlü davranışı göstermektedirler. İnsanları yaradan Allah (c.c.), onların en rahat edecekleri, huzurunu ve güvenini en fazlası ile bulabilecekleri dini de yaratmıştır. Dolayısı ile din dışında hiçbir felsefe veya fikir akımı, insanlara aradıkları mükemmelliği ve güzelliği veremez. Her olayın Allah’ın rızasını kazanmak için bir fırsat olduğunu bilir ve her zaman bunun bilincinde hareket eder.

Çevresinde ve tüm Dünya’da gördüğü bozukluklar ve zulmü insan vicdanını rahatsız eder. Örneğin; zorluk içinde yaşamlarını sürdüren, kışın soğuğunda sokaklarda yaşama mecburiyetinde olan, ailesiz her çocuğun sorumluluğunu üzerinde hisseder. Müslüman bu olmalıdır. Allah Kur’an’da; “Öyleyse sakın yetimi üzüp kahretme, isteyip dilenene azarlayıp–çıkışma.” buyurmaktadır.

Maske, mesafe ve hijyen kurallarına sağlığımız için lütfen dikkat edelim.