“İnsanlar ne derler?” kavgasının mağlubu olarak, kendini başka insanların yörüngesinde bulanlar kulübüne hoş geldiniz.

Eğer vaktiniz varsa dinleyin; kendi hayatınızın merkezinde başkaları varsa, bazen değiştirmek yetmez hayatı olduğu gibi kabullendiğiniz insanlarla yola devam etmek gerekir. 

Ve insan kendini değiştirme pahasına kendini özel yapan değerlerini kaybetmemek için elinden ne geliyorsa yapmalı. 

Belki yanlış, eksik, hatalı ama tam anlamıyla kendi olarak yola devam etmeli insan.

Başarılı ya da sevilen insan ideolojisinden vazgeçmeli.

Toplum tarafından kabul görme arzusu onu hiç sevmediği bir insana dönüştürebileceği ihtimalini yok saymamalıdır. 

Çocuk gelişiminde doğru telkinde bulunma öngörüsü şöyledir.

Çocuğunuza “yalan söyleme demeyin, doğruyu söyle deyin” bence bu kavram, yediden yetmişe herkesin ilke edinmesi gereken değerdir. 

Çünkü kişi kendini ispatlamaya çalışırken zor durum esnasında yalana başvurabilir. 

Elinden gelenin fazlası diye bir şey yoktur. 

Elinden gelenin fazlası başka biri olabilme çabasıdır. Ama insanın doğruyu bulabilmesi, onu hayatı ile hayalleri arasında bir yolculuğun başkarakteri yapar.  

Benim inancım; “Doğru bir tanedir ama asla bir kişiye ait değildir.”

Başkalarının doğru dediği her şeyi yok sayın, kendi doğrularınıza ulaşın. Kendi yaptığınız yanlışları kabullenin.

Kendiniz olmaktan vazgeçmeyin.