Hiç düşündünüz mü başına gelen üzücü bir hadiseyi ya da tanıdığımız birinin başına gelmiş kötü bir durum karşısında “Kader utansın”, “Kaderin önüne geçilmez”, “Kaderi böyleymiş” gibi cümleler neden kurarız?

Kaderci insan tasvirinde kendini boş vermiş insanların sayısı bir hayli artarken, kendinizi kaptırmayın.

Zaman, hepimizin ustasıdır. Ama usta bir semt adı değildir. İstediğinizde varamazsınız. Size ne öğrettiğine bakmadan akar gider. Ama insan öğrenmek için ve düşüncelerini eyleme dönüştürmek için yaratılmış olduğunun farkına varırsa eğer kaderini bir usta gibi şekillendirebilir. 

Hayat ve hayal kelimeleri arasında bir harfin farklılık göstermesi tesadüfi olamaz. Tıpkı kader ile keder kelimeleri arasında tesadüfü bir bağlayıcılık olmadığı gibi. 

Acı öğreticidir; tecrübe edinmek insanı daha güçlü kılar.

Mutluluk sakinleşicidir; evvelde yaşadığınız her keder için temiz ve pak bir sayfa açmanıza yarar.

Bir farklılık yaratmak istiyorsa insan bunu bir harfi değiştirir gibi yapmalı. Yani kaderine mutlu olduğu her ne varsa eklemeli, sonra kederli anlarını dahil etmeli. 

Yaşadığı hayata hayallerini dahil etmeli ve hayallerini yaşamak için kaderine inanmalı, önüne çıkan keder taşlarını da yolun bir parçası olarak görüp düşler kurmaktan vazgeçmemelidir. 

Verilen sözler sizi bir yere kadar taşır. Ama eylemlerimiz size farklılık kazandırır. 

Size onlarca örnek verip vaktiniz almak istemiyorum. Çünkü kalem sizin elinizde ve eyleme dönüşmedikçe bir anlamı yok. İnanç ilk adımınız olsun, yapacağınıza olan İnancını ve bu yoldaki ilk eylem cesaretinizi kaybetmeyin. 

Göreceksiniz ki hayalleriniz hayatınıza bir adım mesafede ve kaderiniz her adımınızda kederden bir o kadar uzakta.

Hayallerinizin kaderiniz olduğu bir dünyaya yürümeniz dileğiyle...