Trabzonspor’un, Antalya’ya mağlup olması Bordo-Mavili renklere gönül veren bazı kesimlerde tedirgin bir hava oluşturdu. Bu durum onlar için anormal değil normaldir. Çünkü bu kesim ister istemez  geçmiş yıllarda olduğu gibi kirli ellerin  Trabzonspor’u durdurmak için devreye gireceği endişesini taşır. Çünkü geçmişte yaşanan travmaların etkilerini hala da yaşamaktadırlar. Doğal olarak da puan farklı ne kadar fazla olursa olsun içleri sıkılır, Antalya yenilgisini kendilerine dert edinir. Nasıl etmesinler ki.

Hangi takımdan olursa olsun vicdan sahibi insanlar bu ligde Trabzonspor’un alın terinin nasıl çalındığı gerçeğini bilir ve dile getirir.  Allah için çok hakkımızı yediler, çok kupamızı götürdüler..! Trabzonspor’un yerinde başka takım olsa çoktan kapısına kilit vurulur yer yüzünden silinirdi.  İşte Trabzonspor’u diğer takımlardan ayıran en önemli özellik taraftarının Bordo-Mavi renkler için sevgisini  dibine kadar yaşamasıdır. Onlar için hayatının rengidir Trabzonspor. Onunla sevinip, onunla üzülüp kaderine ortak olmasıdır. İnşallah bu kaderin kesiştiği nokta sezon sonunda  Trabzonspor’un şampiyonluğu olur. Bu ligden alacağımızı tahsis ederiz.

BİR YENİLGİDEN ARDA KALANLAR

Antalya karşısında alınan yenilginin Dünya’nın sonu olmadığının altını kalın harflerle çizmekte fayda var.  Tabii ki gönül ister ki Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kaybettiği haftada kazanıp farkı daha da açalım. Ancak hocanın dediği gibi ‘namağlup şampiyon olacağımızın sözünü vermedik.’ Çok doğru bir söz.  Aslında bu yenilgiden  çıkarılacak çok ders var. Antalya karşısında oynanan futbolun panik yapmamız gerektiğini, her şartta teknik kadro ve oyuncu grubuna destek olmamızı. En önemlisi ise takımın ara transfer döneminde en az 4 nokta atışı yapması gibi. Ne dersiniz?

BİR TEK ONLA ŞAMPİYON OLMAYACAK

Nwakaeme’nin Hatay, Altay ve Başakşehir maçlarında forma giyemeyecek olması nedeniyle herkes karalar bağlamış durumda. Nijeryalı oyuncunun takımı için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bu sütunlardan defalarca dile getirmişimdir ama gel gör ki 39 puanı bir tek Nwakaeme toplamadı. Bu noktalara gelmesinde Uğurcan’dan Hugo’ya,  Hamsik’ten Abdülkadir Ömür’e, Bakasetas’tan Berat’a kadar herkesin emeği var. Nwakaeme olmasa da onun yerini dolduracak nitelikte oyuncularda takım içerisinde mevcut. Diyeceğim o ki; Nwakaeme yoksa şampiyonluk kaçar düşüncesine kapılanlar elinizi vicdanınıza koyun diğer oyunculara haksızlık etmeyin.-

TARAFTARA AÇIK ÇAĞRI

En yakın rakibinin önünde 9 puanla lider durumda bulunan Trabzonspor’un şampiyonluk yolunda belki de Hatayspor en kritik viraj olarak karşımıza çıkıyor. Galatasaray’ın Başakşehir ile Fenerbahçe’nin Beşiktaş ile oynayacağı haftada Bordo-Mavililer Hatay engelini kayıpsız geçerse çok büyük bir avantajı eline geçirir. Böylesine önemli bir maçta hiç kuşkusuz en önemli görev taraftarlara düşecek.  Teknik direktör Abdullah Avcı’nın dediği gibi, “Taraftarla hücum ve savunma yapacağız. En önemli silahımız onlar olacak” açıklaması bence iyi bir taktik. Yıllardır şampiyonluğa hasret olan bir kentin taraftarları da üzerlerine düşeni yapıp Akyazı’nın yolunu tutmalıdır.

BUNU BUŞEHRE ÇOK GÖRMEYİN

Spor anlamında Trabzon denince ilk akla futbol gelir. Futbol kenti olarak lanse edilir fakat benim kanımca spor şehri diye adlandırılması çok doğru ve yerinde olacaktır. Futbol tabii ki bu şehrin amiral gemisidir ancak diğer branşları da yabana atmamak lazım. Trabzon’un salon sporlarında bireysel  anlamda Türkiye’ye damga vurmuş isimleri çoktur. 

Boks’ta Olimpiyat şampiyonu Busenaz Sürmeneli, yine boksta Büyük erkeklerde Trabzon ‘a ilk kez Dünya ikinciliğini getiren Kerem Özmen. Daha yeni yapılan Dünya Muaythai Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Tuğçe Bektaş. Bu isimler bu kentin çocukları. Üzerlerine aldıkları yükü başarıyla kaldırarak gururumuz olmayı başaranlardan. Arkalarından niceleri gelecek neferlerde yolda.

Ancak bu şehir en çok basketbola aç. 53 bin üniversite öğrencisine ev sahipliği yapan Trabzon’un spor anlamında renkli yüzü olarak tabir ettiğim basketbol’un profesyonel anlamda bu şehirde hayat bulmaması  bir çok insan gibi benimde zoruma gidiyor. Trabzonspor Medicalpark günlerini hatırlıyorum hınca hınç Hayri Gür Spor salonunu dolduran Trabzonlu olsun  veya olmasın izleyicilerin heyecanlı  ve bir o kadar keyifli anları gözümde canlanıyor. İki haftada bir koşarak gittiğimiz o salon şenlik alanıydı. Şimdi ise kongrelerde hatırladığımız bir nokta haline geldi.  Bu şehrin ileri gelenleri daha neyi bekliyor. Basketbol’un yeniden vizyona girmesi için elini taşın altına sokmaktan neden kaçınıyor. Bir babayiğit çıksın diye umut ediyoruz. Çıkar mı? Bence çıkar. Trabzon’da yaşayan basketbol severlerin yüreğine dokunur.