“Artık O da karşı sahile geçenler arasındaki yerini almış ve bir zamanlar bindiği kayığı çoktan terk etmiştir.”

Şimdi yıllardır eleştirdiği vahşi kapitalizmin tadını çıkartacaktır öteki yakada.

***

Ne yazık ki bu ülkedeki insanların büyük kısmının bilinçaltına en kestirme yoldan karşı sahile geçebilmek sevdası yerleştirilmiştir. Zira bireyleştirilen insanımıza kapital kodlar yükleyen sistem, diğer taraftan da; toplumsal, geleneksel, milli ya da insani bütün alanları silmeye yönelmiştir.

***

Karşı tarafa geçmeyi başaranlar, yıllarca savundukları keskin inançları hemen terk etmek gibi bir zorunlulukla karşı karşıyadırlar. Artık yeni sloganlar, yeni söylemler, yeni bakışlar ve yeni şarkılar edinmek durumundalar. Yıllarca eleştirdikleri bu karşı sahili yeni mahalleleri olarak içselleştirmeleri gerekir. Bunu yaparken arka mahallede kalanlara karşı geliştirilmesi gereken en temel tutum “acımak” olmalıdır.

Acımak sayesinde; Allah versin, Allah yardım etsin ve dua gönderme gibi yeni bir inanç sistemine atarlar kendilerini.

***

Yıllarca eleştirdikleri o insafsız çarkın bir parçası olmuşlardır şimdi. Ancak bir müddet daha sistemi eleştirme riyasından da geri kalmamalılar. Bu arada; birkaç bağış, biraz tebessüm ve çokça dertlenme ile zekât da halledilmiş olabilir.

***

Ayrıca geride kalanlar için, iyi bir rol model olduklarını da düşünürler. Öyle ya karşı tarafa geçebilmenin yollarını bulmak ta çok önemli değil midir?

Sistemin açıklarından girmek, açıkgöz olmak, bastığın omuzlara bakmamak, güçlünün elinden tutmak, hakka hakkaniyetli yaklaşmamak, acımamak, arkaya bakmamak küçümsenecek şeyler midir? Ve yeni idoller edinmek…

***

Kapitalizm alan geliştirmeye devam ediyor ne yazık ki, üstelik en keskin muhaliflerini çarklarına katarak. Yeni katılımlarla acımasızlık dünyasının boyutları hızla büyüyor. En zor zamanlarda bile sistem acımasızlığını sürdürüyor. (Korona günlerinde olduğu gibi)

Geride bırakılan sahilleri, ölümcül dalgalar dövmeye devam ediyor. Bu ölümcül dalgalarda öteden beri sörf yapanlar ve onlara acemi mahcubiyeti ile katılan “Miçolar”, bilesiniz ki yarattığınızı düşündüğünüz “Çaresizler Dünyası” bir gün batıdan doğuya doğru dönebilir. Ve çaresizler, insanlığın çaresi olabilir…

***

Ey karşı sahil sevdasıyla kayıklarını terk edenler, ayrıldığınız mahalleye dayatılan hayat, bir vahşi kapitalizm projesidir.

Herkes kendi hayatını yaşar, bu “Kaderdir” deyip, dayatılan bu hayatı Yüce Yaradan’a bağlama manevrası yapanlar, en hafifinden bir inanç densizliği içerisindedirler.

Üstte kalanlar:

Bilesiniz ki, altta kalanların canı çıkmıyor. Ora da hayat sizin anlayamayacağınız bir felsefeyle devam ediyor. Olan size oluyor, dünyanız giderek zombileşiyor…