Televizyonlarda yayınlanan bazı bilgi yarışması programlarına rast gelince bakmaktan geri kalmam. Anlı şanlı ünlü üniversiteleri bitirdiğini söyleyen iddialı yarışmacıların çok basit sorulara saçma ve yanlış cevap verdiklerini görünce sinir olur ve hemen kanal değiştiririm.

ATV Televizyonu’nda yayınlanan Kenan İmirzalıoğlu’nun sunduğu “Kim Milyoner Olmak İster” adlı yarışma programına katılan A.Y, 7 bin 500 TL değerindeki “Ercan Havalimanı nerededir?” şeklindeki soruyu bilemez ve bu nedenle “Seyirci Jokeri”ni kullanmak ister.
Seyircilerin yüzde 32’si “Lefkoşa” şıkkını seçerken, yüzde 37’si ise “Bakü” şıkkını seçer. Muhtemelen bir üniversiteden mezun olan yarışmacı “Ben seyircimize güveniyorum” diyerek “Bakü” şıkkını seçer ve sadece 2 bin TL kazanarak bu yarışmadan cahilliğinden elenir gider.
Hem yarışmacının hem de programa seyirci olarak katılanların çoğunluğunun Ercan Havalimanı’nın nerede olduğunu bilmemesi, Türk halkının KKTC ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Uğruna kan dökerek şehitler verdiğimiz bu toprakları, devleti bilememekten daha acı ne olabilir ki?
Şimdi gelelim asıl konumuza. Türk halkını ve Kıbrıs Türklerini ilgilendiren bir konu şimdilerde KKTC’de gündemde.
Şöyle ki, Türk vatandaşları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne pasaportsuz ve TC Nüfus Cüzdanlarıyla gidebilmektedir. Fakat, KKTC tanınmasa da bize göre bir devlettir ve oraya havalimanlarının dış hatlar bölümünden geçerek gitmekteyiz. Aynı şekilde gelirken de dış hatlardan ve gümrükten geçerek seyahat etmekteyiz.
Kuzey Kıbrıs’taki Şehit Pilot Fehmi Ercan Havalimanı’na yapılan seferlerin tıpkı iç hat seferleri gibi yapılması konusu KKTC siyaset çevrelerinde şimdilerde gündem meşgul edip, hararetle tartışılıyor.
Bu tür taleple ortaya çıkanlara ilk tepkiyi Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay vererek, Ercan Havaalanı’nın Türkiye’nin ‘iç hattı’ olmasının mümkün olamayacağını açıkladı.
Canaltay, havalimanı vergilerin dövize endekslendiğini, TL ile sabitlenmesinin ise uçak şirketleri ile Türkiye arasındaki anlaşmaya bağlı olduğunu dile getirdi.

KKTC Başbakan Faiz Sucuoğlu bu adımı ‘vergilerin düşürülmesine’ bağlayınca, gözler bir anda bilet fiyatlarındaki alan vergilerinin TL karşılığına çevrildi.
2013 yılında özelleştirilen ve T&T Şirketi (Taşyapı-Terminal) tarafından işletilen Ercan Havalimanı ile ilgili olarak çıkan bir yasayla yolcu başına alınan vergiler dövize endekslenince, dövizdeki artışa paralel olarak bilet fiyatları da çok hızlı bir şekilde artışa geçti.
Ercan Havalimanı’ndan Türkiye’ye gelen bir yolcu, alan vergisi olarak 18.00 Euro ödeme yaparken, İstanbul Havalimanı çıkışlı yolcular ise alan vergisi olarak 16.00 Euro bedel ödemek zorundadır.
Bu durumda bir yolcu Türkiye’den (İstanbul Havalimanı’ndan) Kuzey Kıbrıs Ercan Havalimanı’na yapacağı yolculuk için gidiş geliş toplam 34.00 Euro vergi ödemesi gerekiyor. Kısaca gidiş-dönüş alınan bir bilet için vergi olarak 500 TL’den fazla para ödemiş oluyor.
Bu rakamlar döviz kurundaki artışlarla değişiklik gösteriyor.
İşin doğrusuna gelince, bu parayı yalnız KKTC yurttaşları değil, TC vatandaşları da ödemektedir. Biz de mi itiraz edelim.
Konuyu temelden çözmek ancak başta ihaleler yapılırken, ayakbastı parası da denen havaalanı vergilerinin daha makul düzeyde tutulmasıyla gerçekleşebilir.
Veya özelleştirilen havalimanlarının yeni bir anlayışla devletleştirilmesiyle bu gibi “Deli Dumrul Vergileri”nden kurtulmak mümkündür.