Mehmet Akif Ersoy böyle başlattı o ölümsüz eserini, “ KORKMA “

Şimdilerde bu başlangıç üzerinden tartışma yaratıp Mehmet Akif Ersoy’a ve hitap ettiği millete saldırmak moda oldu. Malum çevreler; Milli marşımızın edebi kahramanını, korkağı cesaretlendirmek ve eserini millet kavramı üzerinden yürütmekle suçluyor. Yetmiyor, O’nu” çakma İslamcı Arnavut” nitelemesiyle tanımlıyorlar.

Millet düşmanlığıyla gözü kararmış bu çevreler, saldırılarını sözde “İslami Hassasiyet” üzerinden yaptıklarını iddia ediyorlar.

İnsaf diyorum;

Ey tarih, bu milletin korkaklığına tanıklık yaptığın bir an var mı? Varda mı gizledin ki, Türk düşmanı tarihçiler bile göremediler. Böyle bir şey olsaydı emin olun ki, malum dünya bizi çoktan korkaklık çukuruna defnetmişti.

Milli Şairin; İslami derinliğini ve vatan sevgisini ellerinde ki ölçüm cihazıyla ölçen bu ölçüsüz çıkışlar, elbette iftira çukurunda yok olup gidecektir.

Onlar bilmezden gelse de, tarih bildirir ki bu millet, peş peşe yaşanan Balkan savaşı, Dünya savaşı ve Kurtuluş savaşında yedi düvelle savaşmış ve vatanı için milyonlarca canını Peygamberi’nin aguşuna uğurlamıştır.

“Korkma”, bu tarihi gerçeğin yarattığı toplumsal travmayı derinden hisseden duyarlılığın insani masumiyetle dile gelmiş şeklidir. Bu hassasiyetlerden uzak olanlar elbette bu derinliği anlayamayacaklardır.

Ey Türk milleti onları dikkate almamak gerekir ama illa da bir karşılık verilecekse, cevabımız şu olmalıdır;” Bu millet sizin gibi nice densizleri hoş görmüştür.” Korkmayın...

***

Milli şairimizi çağdışı ölçümlerle yıpratmaya çalışanlar, bilin ki Mehmet Akif, emsalsiz ve ölümsüz değerlerimizdendir.

Çünkü O;

- Şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, kur’an mütercimi ve siyasetçi.

- Babası Arnavut, annesi Özbek, kendisi ise Müslüman Türk.

- Osmanlıdan Cumhuriyete geçişin tanığı.

- Kurtuluş savaşının vaaizi.

- Çanakkale’nin destanı.

- I. Büyük Millet Meclisi’nin Burdur milletvekili.

- Kahire’deki “Cami’ül- Mısriyye Üniversitesinde Türkçe öğretmeni.

- Nurettin Topçu, Süleyman Nazif, Sezai Karakoç, Peyami Safa.

- Necip Fazıl Kısakürek ve faruk Nafiz Çamlıbel’i derinden etkileyen düşünce adamı.

- Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı.

- ........................

En önemlisi ise;

- 1921 yılında açılan milli marş yarışmasına” para ödülü almamak” koşuluyla katılan ve şiirini Türk ordusuna ithaf eden edebiyatçı

- Ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer ( kızılay ) bünyesindeki Dar’ül-Mesai vakfına bağışlayan fedakâr insan

- İstiklal Marşı şiirini, Safahat adlı muhteşem eserine almayıp Türk Milletine armağan eden milli Şair.

Değer kemiricileri, korkmayın bildiğiniz bütün saldırıları yapın ama bilinki her hamleniz, Milli Marşımızın ve onun şairinin ölümsüzlüğünün katığı olacaktır.

Milli Marşımızın kabulünün 97. Yılı kutlu olsun