Uyuyoruz zam, uyanıyoruz yine zam!
Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza, soğana, patatese, kiraya; aklınıza ne geliyorsa hemen her gün zamlanıyor.
Ne zaman, nerede duracağı da belli değil bu zamların.
Son olarak da Trabzon’un suyu zamlandı; daha altı ay önce zamlanmasına rağmen hem de.
Zam öyle böyle de değil, yüzde 47!
Peki ne olacak bu zamların sonu?
***
Ülkede uygulanan ekonomik modeller çare olmuyorsa artık başka şeyler denenmeli.
Aynı yanlışlarda diretmenin anlamı yok.
Öyle ki toplum da artık bu zamları içselleştirdi, önceleri gelen yüzde 3-4’lük zamma tepki verip ses çıkaran vatandaş günümüzde neredeyse yarı yarıya gelen zam karşısında kendisini sessiz moda almış durumda.
İşin en endişe veren yanı da bu!
***
Ekonominin başındakiler ve memleketin dümenindekiler artık çok daha fazla vakit kaybetmeden şapkayı önlerine koyup, “Nereye gidiyoruz?” sorusunu kendilerine sormalıdır.
Artık bu iş parti meselesi değil, memleket meselesidir.  
Ne yapılacaksa yapılmalıdır ve bir çözüm bulunmalıdır.
Eğer çözüm bulunamıyorsa sandık vatandaşın önüne koyulmalıdır.