Pelvik taban fizyoterapisti olarak klinikte en çok karşılaştığım problemlerden birine değineceğim bugün: idrar kaçırma.

Genellikle kadınların muzdarip olduğu ama yine de bunu doğal bir süreçmiş gibi düşünerek çok zorlanmadıkça tedavi arayışına girmedikleri önemli bir durumdur.

Öncelikle belirtmeliyim ki; idrar kaçırma, bir hastalık değil, bir semptomdur ve çok çeşitli patolojilerin habercisi olabilir. Bazen pelvik taban kaslarının fonksiyon bozukluğundan, bazen mesaneden, bazen de sinir sisteminden kaynaklı problemler olabilir. Bu nedenle; birkaç damla dahi olsa idrar kaçırma normal değildir ve sebebi araştırılıp tedavisinin yapılması gerekir.

Kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülmektedir. Kimisinde ağır kaldırmayla, öksürmeyle, hapşırmayla, atlayıp zıplamayla idrar kaçırma görülürken kimisinde ani sıkışma hissi ile tuvalete yetişemeyip kaçırma tarzında görülür. Kimisinde de sürekli damlama şeklinde olabilir. Etkilenen kişi, genellikle utandığı için bununla yaşamayı kabullenip tedavi arayışına girmemektedir. Tedaviye gelenlerin de bu problemle senelerdir yaşadığını görmekteyiz. Oysaki vücut size bir şeyler anlatmaya çalışıyor; “Yolunda gitmeyen bir durum var, bunu düzelt” diyor. Ve zamanında müdahale edilmediğinde ileride daha büyük sıkıntılara sebep oluyor.

İdrar kaçırmanın yaşam kalitesi, uyku düzeni, seksüel fonksiyonlar, depresyon, çalışma kapasitesini olumsuz etkilediği yapılan çalışmalarda da gösterilmektedir.

Bu kişilerin tedavisinde pelvik taban rehabilitasyonu çok önemli bir yere sahiptir. Cerrahi bir durum olsun veya olmasın kişinin pelvik taban fizyoterapisti tarafından pelvik taban kaslarının mutlaka değerlendirilip eğitilmesi gerekiyor. Bu kaslardaki fonksiyon bozukluğu düzeltilmedikçe kişi ne kadar ameliyat olursa olsun tekrar idrar kaçırma görülebiliyor. Bu gibi durumlarda doktor ve pelvik taban fizyoterapistinin hatta kimi vakalarda diyetisyen ve psikoloğun da içinde olduğu multidisipliner çalışma büyük önem arz etmektedir.

Sizde veya bir yakınınızda idrar kaçırma problemi varsa tedaviyi kesinlikle ertelemeyin; daha rahat, huzurlu ve özgür hissedin.

Önemli bir not: Çocuklarda da 5 yaşından sonra görülen idrar kaçırma, gece yatağı ıslatma normal değildir, patolojik bir durumdur ve tedavi gerektirir.