Bir şehrin, sahip olduğu kültür ve dokudan kopmadan çehresini güzelleştirip ‘çağdaş kent’ seviyesine ulaşabilmesi, o şehirde ömür tüketenlerin kurduğu hayallerle doğrudan orantılı. Ve yine bahse konu o insanların sorumluluğundadır. Yani bir anlamda, kentin refah ve huzuruna yönelik sihirli dokunuşların asıl mimarı, memleketlinin bizatihi kendidir. Peki, bu bağlamda, mevzuya adres Trabzon’umuzda hal ve ahval nedir? Bir başka deyişle, şehir insanımızın adeta üzerine yapışmış olan yorgunluk, yalnızlık ve umutsuzluk hislerinin yanında, kentine yönelik hayal kurmasındaki boş vermişliğinin sebebi nedir? İşte bugün canım Trabzon’un bir ferdi, bir ‘uşağı’ olarak, hiç ‘sağa sola sapmadan’ sadece ve sadece memleket ve memleketlinin çıkarlarını gözetmek suretiyle siz değerli okurlarımı muhatap ettiğim bu sorulara ait olası cevapları, yine aynı bakış açısı ve azığımızdaki ferasetle irdeleyeceğiz.

Öncelikle günümüze ait yadsınamaz şu gerçeği belirtmekte fayda var; dört bin yıllık geçmişiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan kültür şehri Trabzon’un gerek mimari, gerek şehir planlaması açısından hayli sorgulanır ve sahip olması gereken ferahlıktan uzak bir konumda bulunduğu aşikâr. Bu unsurların getirisi olarak, adeta çıkmaz sokaklara omuz atan trafik sorununun bir türlü sözüme kavuşamaması… Şehir merkezine ait sosyal yaşam alanlarının ihtiyacı karşılamadaki yetersizliği… İşyerlerince vitrin olarak kullanılan kaldırımlardan Trabzon insanına adım atacak bir karış yerin kalmaması… Özellikle son dönemlerde bitti bitecek derken, uzadıkça uzayan alt/üst yapı ve peşi sıra yapılan tadilat çalışmaları…

Tüm bunların seyrinde şehre rota çizen, şehri yöneten yetkili mercilerin tüketim odaklı sürdüğü, yani üretimle mesafeli politikalarının ortaya çıkardığı ekonomik zorluklar; zannedersem geçtiğimiz yıllarda TÜİK’in belirlediği en mutlu şehirler sıralamasında ilk yirmiye erişmememizdeki en tabi sebeplerden olsa gerek. Mevcut otoritenin şehir çıtasını yükseltmeye yönelik iyi niyetli girişim çabalarını yok saymak hakkın sahibi aktörlere tabi ki haksızlık, lakin coğrafi olarak bölgenin incisi konumundaki Trabzon’a ait fotoğraf karesiyle şehir insanımızın yürek parçalayan tükenmişliği/mutsuzluğu aleni ortada.

Teşhisi hazmetmenin oldukça zor olduğunun farkındayız ama acı reçete elimizde.

Açıkça ifade etmek gerekirse tarih sahnesinde merkeze asla muhalif/asi olmayan; spor, sanat, siyaset gibi problemin eksik olmadığı alanlarda önünü açanlara asla ve kat’a ihanet etmeyen ve dolayısıyla devletinin kendine ihtiyaç duyduğu her anda yük sırtlamak için cephenin en önünde yer alan Trabzon insanı için biraz daha fazlası yapılmalı.

Aksi durumda yorgun ve kaderine terk edilmiş bir Trabzon atmosferinden hiçbir surette kurtulamayacak, umut ve hayal eksikliğinin getirisi bu mutsuzluğu asla başımızdan def edemeyecek ve en kötüsü, hak bildiğimiz kayıplarımız için kendi içimizde suç ortağı aramaya devam edeceğiz.

BİRKAÇ İYİ ADIM

Ortahisar İlçesi Akyazı Mahallesi'nde yapımı devam eden bir milyar yüz milyon liralık dev yatırım Trabzon Şehir Hastanesi, şehrin sağlık turizmi adına büyük kazanç olacak. Teşekkürler.

Şehre ruh ve yeni bir imaj kazandırmanın ötesinde, Trabzonluya nefes aldırmak için Ortahisar ve Akçaabat ilçe merkezlerinde hizmete giren toplamda 83 bin metrekarelik Millet Bahçeleri kısmen de olsa Trabzonluların yorgunluğuna şifa oluyor. Teşekkürler.

Ortahisar İlçesi Beşirli Mahallesi’nde inşa edilmek suretiyle önümüzdeki yıl bu zamanlar hizmete girmesi planlanan ‘Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ için yetkili organlarca imzalanan protokol; şimdiye kadar yalnızca çektiği çilelerle gündeme gelen bölge kadını için gerçekten kayda değer, umut verici bir adım. Teşekkürler.