ZORLUOĞLU SANAYİ ESNAFINI DİNLEDİ
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, yeni haftaya esnaf ziyareti ile başladı. Değirmendere Mahallesi’nde bulunan Büyük Sanayi Sitesi’ni ziyaret eden Başkan Zorluoğlu, esnafla bir süre sohbet etti, sıkıntılarını dinledi. Zorluoğlu, esnaf ziyareti kapsamında Trabzon’un eski belediye başkanlarından Niyazi Sürmen’le de iş yerinde bir araya gelerek sohbet etti.

Trabzon halkı ile her fırsatta bir araya gelmeye özel önem verdiğini dile getiren Başkan Zorluoğlu “Göreve başladığım günden itibaren halkımızın yanında oldum. Ziyaretlerimde hemşerilerimden gördüğüm yakın ilgi, beni fazlasıyla mutlu ediyor. Onları dinleyerek taleplerini karşılamak, sorunlarına çözüm bulmak bizim görevimiz.

Esnaf kardeşlerimin sorunları ve yapacakları öneriler bizler için çok önemli. Her zaman dile getirdiğim gibi Trabzon’u toplumun her kesiminin sesine kulak vererek yöneteceğiz. Fırsat buldukça değil, fırsat yaratarak esnafımızın ve vatandaşımızın yanında olmaya, sorunlarını bizzat dinlemeye devam edeceğim.” ifadelerini kullandı.

ALİ KILIÇ’IN UNUTAMADIĞI ANISI
Trabzonlu duayen gazetecilerden Ali Kılıç sosyal medya hesabından bir anısını paylaştı. Kılıç’ın tarihi derinliği olan anasını paylaşmak istedik: “Pazarkapı Mahallemiz’den pek ünlü Gara Nazım abiyi sonsuzluğa uğurladık. Nazım Abi’ye Allah’tan rahmet ailesine ve sevenlerine sabır, başsağlığı diliyorum. Nazım abiyle ilgili bir anım aklıma geldi. Nazım abi mahallemizin renkli simalarındandı. Gazetecilik yıllarımın ilk zamanlarıydı. Nazım abi cam bardak yerdi. Hatta sabun bile yerdi.

Bir gün Günaydın muhabiri Mehmet Özşahin abiyle Nazım abiyi haber yapmaya karar verdik. Nazım abiyi çarşıda bulduk. Rüştü’nün Fırını’nın yanındaki büfeye götürdük. Nazim abi birden çay bardaklarını yemeye başladı. Biz fotoğraf çekmeye başladık. Sonra sabun yedirdik onu da çektik. Haberi tamamladık. İstanbul’a gazeteye gönderdik. Haberin çıkmasını bekledik. Haber bir türlü yayınlanmıyor. Nazım abi her gördüğünde bana haberi soruyor. Ben de çıkacak abi diyorum. Birazda çekiniyorum Nazım abiden. Sonuçta haber yayınlanmadı. Tabi Nazım abi her gördüğünde bana ters ters bakıyordu.

Sonra ben Erzurum’a tayin oldum. Yıllar geçti. İngiltere’ye kardeşim İbrahim’i ziyarete gitmiştim. Lokantada İbrahim’le otururken dışarıda bir kamyonet durdu. İbrahim ‘sebze siparişlerimiz geldi’ dedi. Beraber dışarı arabaya gittik siparişleri almak için. Dışarı çıktım. Arabanın arkasına gittim. Şoför inip yanımıza geldi. Ne göreyim Nazim abi. Beni bir gördü bana bir baktı, ben yine çok mahcup olmuştum. Abi dedim haberin İstanbul baskılarında çıkmış deyip biraz rahatlattım. Ölümünü duyunca bu anim aklıma geldi.”

MİNİK HACER’İN DİLEĞİ…
Adil Bal sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraf karesi ve notu ile beğeni aldı. Bal’ın notu şöyle: “Hava bugün güneşli. Çok güzel bir gün. Meydan Parkı’nda arkadaşlarla oturuyoruz. Bu küçük kızımız önümüzden geçti. Elinde naylon borudan kendi bayrağını kendi yapmış. Bağıra çağıra gidiyor. Böyle bir haykırma yok Trabzon, Trabzon, Trabzon diye. Koştum ailesini ve kendini çevirdim öptüm, sevdim. Başladık konuşmaya aslen Araklılı adı Hacer imiş. İstanbul'dan ailesi ile bu maça gelmiş. İlkokul 7. sınıfa gidiyormuş.

Sağa sola baktım bir bayrak alayım hediye edeyim dedim babası sağ olun. O duymasın ama ben ona formayı ve kaşkolü alırken bayrak da alıyordum istemedi. Dün bütün gece bu bayrağı kendi yazdı, çizdi, yapıştırdı ve bunu yaptı. Benim bayrağım bu dedi. Yürürken bayrağını elinde öyle güzel sallıyor, öyle güzel Trabzon şampiyon diye bağırıyordu ki birden gözlerim doldu. İlk şampiyonluk ve o güzel günler aklıma geldi. V bu anı da sizlerle paylaşmak istedim. Ne diyelim bu sene o sene olsun, Hacer’in dileği olsun. Trabzon şampiyon olsun.”

EN BÜYÜK DEVRİMDİR
Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez “17 Şubat 1926’da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanun’un 94.yıl dönümünde herkesi medeni kanun kazanımlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.” dedi. Suiçmez şu açıklamalarda bulundu: “17 Şubat 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanun’u; çok hukukluluğu kaldıran, yurttaşların haklarını güvenceye alan, kadını erkekle birlikte eşit ve özgür birey-yurttaş yapan, çağdaşlığı ve laikliği esas alan, Cumhuriyetimizin hukuk alanındaki en büyük devrimidir. Türk Medeni Kanun’u Laikliği, kadınerkek eşitliğini, kadın ve erkeğin özgür, eşit yurttaş olduğunu, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesini hukukumuza yerleştirmiştir.

Bağımsızlık savaşımızın ve Cumhuriyet Devrimlerimizin çok önemli bir yansıması olan Türk Medeni Kanunu özellikle kadın haklarının güvencesi olmuştur. Kadınlar; evlenme, boşanma, malvarlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar bakımından erkeklerle eşit yurttaş konuma gelmişlerdir. Tek eşliliğin ve Resmi nikâhın kabulü, hâkim kararıyla boşanma, evlilik yaşı, erkeklerle eşit miras payı gibi düzenlemeler sonucunda kadınlar, eşit ve özgür birey olma konusunda çok önemli kazanımlar elde etmişlerdir.”

Editör: Haber Merkezi