Avrupa Kupalarındaki 100 üncü maçında deplasmanda Belarus temsilcisi Dinamo Minsk karşısına çıkarak ‘Dalya’ diyen Trabzonspor, Henrique’nin golüyle sahadan 1-0 galip ayrılarak tur için büyük bir avantaj elde etti.
Elbette futbolda peşin hükme yer yoktur ve hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz ancak görünen o ki çok büyük bir aksilik olmazsa Trabzonspor Derry City’den sonra Dinamo Minsk’i de saf dışı bırakarak yoluna devam edecek.
Oyun şöyleymiş, böyleymişten öte , bu çok önemli... Çünkü Bordo-Mavililer yaklaşık on yıldır elemeli hiçbir müsabakadan zaferle ayrılamadı.
Yani, hiçbir takımı eleyemedi.. Öyle ki, bunlar arasında Romen Galati, Kıbrıs Rum Kesiminden Anartosis ve Macar Vidoeton gibi sıradan takımlar bile var.
Trabzonspor’un diğer artı yönü de tüm futbolcular varını yoğunu ortaya koyarak mücadele ediyorlar.
Kazanmak için adeta kendilerini paralıyorlar..
Hani o zaman zaman özlemle andığımız ve geçmişte kaldı diye yakındığımız “Tekmeye kafa uzatan” anlayışı sergiliyorlar.
Nitekim Celuska ve Zeki’nin cansiperane uzattığı bu kafalar Trabzonspor’un gol yemesini engelledi.
Ne var ki niyetteki bu iyilik henüz sergilenen futbola yansımamış. Defansın sağı solu, özellikle de sağı sürekli aksıyor.
Kanatlar etkili ataklarla rakip defansın arkasına sarkamıyor.. Orta saha topa sahip olup oyunu yönetemiyor, yönlendiremiyor.
Çünkü bu alanda kendilerinden çok şeyler beklenen Adrian ve Colman’ın katkıları neredeyse sıfır. Gerçi Colman özellikle son yarım saatte ofansa olmasa da rakipten kaptığı toplarla defansa yarar sağladı. Lakin o Colman bitmiş maçta kırmızı kart görerek oyun dışı kalmayı başardı!
Bir önceki maçın başarılı ismi Volkan ise, ani ataklarlarda pas verse gol olabilecek pozisyonları çalımı tercih ederek doğmadan öldürdü.
Onur, Giray, Mustafa, Aykut, Henrique ve solbeke geçtikten sonraki futboluyla Olcan’ın arkadaşlarına oranla daha başarılı olduğu, maçın son yarım saatinde oyuna giren Maluda ise henüz hazır gözükmedi.
Müsabakanın Avusturyalı hakemi ise bence başarılı bir yönetim gösterdi.