Zehra Topal, Akçaabat Mersin doğumlu.
Kamudan emekli.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde çalışmış.
Araştırmacı-Yazar.
Trabzon’a, Akçaabat’a dair geçmişte yaşananları orijinal belgelerinden tarayarak kitaplaştırdı. Makaleler yazdı. Sargana’daki 1810 Rus istilasına karşı Akçaabatlıların şanlı direnişini belgeleri ile kitap haline getirdi.
Osmanlı dönemi Nüfus ve Öşür Defterlerini asıl kaynaklarından günümüz Türkçesine çevirerek, atalardan bilgi sahibi olunmasını sağladı.
O dönemlerde farklı inanç sahibi insanların bir arada yaşadığı bu coğrafyada biri Müslüman, diğeri Hristiyan iki gencin mahkemede biten sevdaları üzerine oluşan toplumsal hassasiyeti bizzat mahkeme kayıtlarından kitaplaştıran Zehra Topal, birçok araştırma sonucu ortaya çıkan makalelere de imza atmıştır.


Olayları kaynaklarından tarayarak araştırmacı yazar kimliğini ortaya koyan Topal’ın eserlerinin her biri orijinal olup kaynak hükmünde değerlidir.
Arşivin derinliklerinde Trabzon’u arayan, geçmişe dair yaşananları bugüne aktaran Zehra Topal hanımefendi kent kültürüne önemli katkılar sunmaktadır.
Bize düşen bu değerleri tanıtmak desteklemek.
Unutmayalım “marifet iltifata tabidir.”
Trabzon’da kültür adına değerli eserler veren, geçmişimizi arşivlerden arayıp çıkartan, kadim kentin izlerini sürüp ortaya koyan Zehra Topal hemşerimize teşekkür ediyoruz.
Trabzon’un böylesi kültür insanlarına ihtiyacı vardır.
Kenti yönetenler bu kültür insanlarına değer verdikçe geçmişimizi sağlam kaynaklardan öğrenip geleceği inşa edeceğimizi unutmayalım.
Zehra Topal hanımefendinin eserlerini okuyup inceleyince tarihin sadece kuru bir söz olmadığını, içinde folklorik öğeler başta olmak üzere sosyal, kültürel, askeri, idari, ticari ve eğitim gibi bir toplumun gelişim sürecini de öğrenmiş oluyoruz.
Araştırmacı yazarlar da işte tam bu noktalarda, arşivin derinliklerinden iğne ile kuyu kazarcasına bize ışık tutmaktadırlar.
Gelin Zehra Topal ve eserlerini daha yakından tanıyalım.

***


TOPAL’I TANIYALIM…

 

Akçaabat ilçesinin Mersin Köyü’nde doğdu. Mersin Köyü İlk ve Ortaokulu’nda eğitim gördü. 1979-1980 döneminde Trabzon Lisesi’nden mezun oldu. Eğitimini Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde tamamladı. Trabzon Valiliği, Milli Eğitim Müdürlüğü’nde memur olarak göreve başladı. İstanbul Üniversitesi ve T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nda Sivil Savunma Uzmanı olarak görev yaptı. 2007 tarihinde emekliye ayrıldı.
YAYIMLANMIŞ KİTAPLARI:
- Akçaabat-Vakfıkebir Öşür Defteri/1850, Vakfıkebir Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Ankara 2005.
-1840 Tarihli Akçaabat Nüfus Kayıtları, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları-5, Trabzon 2010.
-Fatma ile Kodan (Yürek burkan bir aşkın belgeseli), Serander Yayınları, Trabzon 2011. (Ali Mesut Birinci ile)
-Sargana’dan İşgale Akçaabat, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları-8, İstanbul 2012.
-Akçaabad-Vakfıkebir Nüfus Kütüğü (1835-1845), Ali Mesut Birinci, Mustafa Çakıcı, Zehra Topal, İstanbul 2012.
-Akçaabat’ın Kadim Yerleşkesi Kordyle (Akçakale, Karziya, Mersin, Vartara, Şula, Koftez ve Çahur) 1461-2020, Haziran 2020.

MAKALELER:
-Akçaabat Nahiyesi’nin Kaymakamlığa Dönüştürülmesi, Karadeniz Tarihi Sempozyumu (25-26 Mayıs 2005). 1. cilt. KTÜ Yayınları, Trabzon 2007.
-Hatuniye İmâreti Evkâfına (Gülbahar Hatun Vakfına) Tahsis Edilen Gelirler. Akçaabat Yazıları II (Hzr: Fethi Gedikli), İstanbul 2010.
-Akçaabat Tarihinde Pazarın Önemi, Burada Kurulan Pazarlar ve Alınıp Satılan Mallar, Dünden Bugüne Akçaabat Sempozyumu 26-28 Nisan 2013, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları 2014.
-Trabzon’da Zeytinciliğin ve Zeytinyağı Üretiminin Tarihçesi, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2015.
-Tarihsel Süreçte Akçaabat’ta Bağcılık, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, Güz 2021. Akçaabat-Vakfıkebir Öşür Defteri/1850, Vakfıkebir Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Ankara 2005. Eser, 383 sahifedir.  Akçaabat-Vakfıkebir Öşür Defteri/1850: Bu çalışma, bölgemize ait bir Temettuat Defteri’nin günümüz harflerine çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Doğuda Değirmendere vadisinden, batıda Yobol (Yaveboli) burnuna kadar uzanan bölgede yaşayan aile reislerinin verdiği vergi miktarı bu çalışmasının konusu olup, bölgenin ve ailelerin iktisadi durumunu gözler önüne sermektedir. 1840 Tarihli Akçaabat Nüfus Kayıtları, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları-5, Trabzon 2010. Eser, 400 sahifedir. 1840 Tarihli Akçaabat Nüfus Kayıtları: 1835 tarihli nüfus sayımından sonra yapılan nüfus yoklama kayıtlarını içermektedir. Bu kayıtlar 1835-1845 tarihleri arasında doğan ve ölenleri de kapsamaktadır.
-Fatma ile Kodan (Yürek burkan bir aşkın belgeseli), Serander Yayınları, Trabzon 2011. (Ali Mesut Birinci ile). Eser, 364 sahifedir. Fatma ile Kodan (Yürek burkan bir aşkın belgeseli): Bu çalışma, XIX. Yüzyılın sonlarında Akçaabat’ın Mersin Köyü’nde yaşanmış bir olayın mahkemeye yansıması sonucu oluşturulan mahkeme tutanaklarının Arap harf karakterinde, Türkçe harf karakterine çevrilmesiyle hazırlanmıştır. Kitabın ana konusu Müslüman bir genç kız ile gayrimüslim bir gencin birbirine âşık olması ve birlikte kaçmasının toplum üzerinde yarattığı infial, durumun mahkemeye intikali ve mahkeme sürecindeki seyri olmakla birlikte, Osmanlı Devleti’nde hukuk sisteminin işleyişini de gözler önüne sermektedir.
-Sargana’dan İşgale Akçaabat, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları-8, İstanbul 2012.Eser, 64 sahifedir. Sargana’dan İşgale Akçaabat: Bu çalışmada, Rusların 1810 yılında Trabzon’u işgal amacıyla oldukça donanımlı bir çıkartma kuvvetiyle Akçaabat’ın Sargana mevkiine yaptıkları saldırı ve I. Dünya Savaşı’na kadar olan saldırılarını anlatılmaktadır. Rusların Trabzon ile Yoroz Limanı arasına döktükleri torpillerden, Kalanima köyü sahilinde bulunanların patlaması sonucu ölen vatandaşların listesi de içerikte yer almaktadır.
-Akçaabad-Vakfıkebir Nüfus Kütüğü (1835-1845), Ali Mesut Birinci, Mustafa Çakıcı, Zehra Topal, İstanbul 2012. Eser, 791 sahifedir. Doğuda Değirmendere vadisine [vadiye bakan Divranos (Gölçayır) ve Çukurçayır köylerini içine almakta], batıda Fol vadisine dayanan ve Osmanlı döneminde Akçaabad Nahiyesi adı altında idare edilen (Trabzon şehrinin merkezi; Çömlekçi, Boztepe, Erdoğdu ve Ayasofya kilisesi arasında kalan kesim hariç) bölgede 1835 tarihinde yapılan ilk nüfus sayımının sonuçlarını ihtiva etmektedir. Çalışma, 1853-1845 tarihleri arasında bölgede yaşayan erkek nüfusu gösterdiği gibi, ailelerden bazılarının soy geçmişini 1600’lü yılların sonlarına kadar indirmektedir.


-Akçaabat’ın Kadim Yerleşkesi Kordyle (Akçakale, Karziya, Mersin, Vartara, Şula, Koftez ve Çahur) 1461-2020, Haziran 2020. Eser, 676 sahifedir. Kadim bir yerleşke olup, tespit edebildiğimiz kadarıyla tarihi geçmişi yazılı olarak M.S. II yüzyıla uzanan ve de XVII. yüzyıla kadar Kordyle (Kordil) olarak bilinen (bu tarihten sonra Akçakale, Mersin, Karziya, Vartara, Şula ve Koftez adlarında altı köyün ortaya çıktığı, Çağur köyü bu sınırlar içerisinde yer almamasına rağmen coğrafi konum itibariyle, onun da ilave edildiği) bölgenin tarihi geçmişini içermektedir. Yerel tarih çalışması olan bu eser Osmanlı arşivi kaynakları, seyahatnameler ve literatür taranarak, ayrıca sözel kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Kadim Kordyle bölgesinde yer alan ve bugün Akçaabat ilçesine bağlı birer mahalle konumunda olan Akçakale ve Mersin’in tarihi gelişimi, iskân ve nüfusu, iktisadi durumu, kültür varlıkları, sosyal ve kültürel yapısı, ulaşımı, haberleşmesi, mimarisi, sağlık ve sporu ayrıntılı şekilde işlenmiştir. Kordil’de bulunan eski manastır, kale, derbentler, kiliseler ve kuyular ele alınmış, konu bunlarla sınırlı tutulmamış, Osmanlı fethinden sonra Trabzon’da kurulan yedi adet zaviyeden birinin Akçakale’nin Tekke/Tekye mevkiinde vücuda getirildiği ve “Akçakale Zaviyesi” olarak anıldığı belgeleriyle ortaya koyulmuştur. Başta sülaleler olmak üzere, folklor unsuru olan evlilik, bayram ve diğer adetleri, inanmaları, dili, mutfağı (unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemekleri), ticarethaneleri, el sanatları (hasır örücülüğü, bakırcılık, dişçilik vs.) balıkçılığı, kaybolmaya yüz tutmuş, hatta kaybolmuş halk kültürüne dair ne varsa hepsine geniş şekilde yer verilmiştir.


-Akçaabat Nahiyesi’nin Kaymakamlığa Dönüştürülmesi, Karadeniz Tarihi Sempozyumu (25-26 Mayıs 2005). 1. cilt. KTÜ Yayınları, Trabzon 2007. Akçaabat’ın nahiyeden kaymakamlığa tahvili anlatılmaktadır.
-Hatuniye İmâreti Evkâfına (Gülbahar Hatun Vakfına) Tahsis Edilen Gelirler. Akçaabat Yazıları II (Hzr: Fethi Gedikli), İstanbul 2010. Akçaabat Nahiyesi’nde,1515-1583 tarihleri arasında geliri Trabzon’daki Hatuniye İmaretine giden köylerin listesi ve gelir miktarları makale olarak hazırlanmıştır.
-Akçaabat Tarihinde Pazarın Önemi, Burada Kurulan Pazarlar ve Alınıp Satılan Mallar, Dünden Bugüne Akçaabat Sempozyumu 26-28 Nisan 2013, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları 2014. 1583 tarihinden beri kurulmakta olan Akçaabat pazarının tarihi geçmişini anlatmaktadır.
-Trabzon’da Zeytinciliğin ve Zeytinyağı Üretiminin Tarihçesi, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2015. Akçaabat Nahiyesi’nde zeytin tarımının tarihçesi, zeytin yetişen köylerin listesi, bu köylerdeki ağaç sayısı, üretim miktarı ve elde edilen gelirler, bu gelirlerin nerelere tahsis edildiği, Tahrir defterlerinden yararlanılarak tespit edilmiş, makale haline getirilmiştir.
-Tarihsel Süreçte Akçaabat’ta Bağcılık, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, Güz 2021. Akçaabat nahiyesinde asma bağı bulunan köylerin listesi, üretilen şıra ve şarap miktarı ile bunlardan sağlanan vergi gelirinin nerelere tahsis edildiği, Tahrir defterlerinden yararlanılarak tespit edilmiş, makale haline getirilmiştir.

***

BU MU SANATÇIMIZA VERİLEN DEĞER!

Halk kültüründen haberiniz olmayabilir?
Kültürel değerlerimizi oluşturan sanatçılarımızı bilmeyebilir, tanımaya bilirsiniz.
Karadeniz Halk Müziği sanatçılarımızın insanlarımızın yüreğine dokunan, neşe katıp, hüznünü paylaşan ezgilerini de dinlememiş olabilirsiniz.
Hele yaylalarda, şenliklerde ezgileri eşliğinde horon halkasında da bulunmamış olabilir, gurbette vatan hasreti çekerken dinlediğiniz.
Bizim buraların havaları ile kendinizi yurdumuzda hissetmemiş de olabilirsiniz.
Bütün bunlar yöremizin çok değerli bir sanatçısı olan Sait Uçar’ın musallasını, derme çatma inşaat artıkları ile yapma acizliği ve umursamazlığını size veremez.
Hiç değilse Hamsiköy’de, o kadar işletme var, iki masa yan yana getirilip üzerine bir örtü öreterek son görevinizi yerine getirmede özen gösterebilirdiniz.
Yakışmadı!
Özensizlik nerden kaynaklanır bilemem ama bir hastalığımızı ifade edebiliriz.
Değerlerimizin değerlerini henüz kavrayamadık.