Amerikalıların kendi sınırları dışında kurdukları ilk kolej, Robert Kolej’dir. 1863 yılında, kuruluş masraflarını karşılayan Christopher Robert’in adına, Amerikalı ünlü misyoner Cyrus Hamlın tarafından kurulmuştur. Kolej, Boğaziçi’nin Avrupa yakasında, İstanbul boğazının yukarı ucunun tam ortasında bulunmaktadır. Amerika’nın keşfinden tam kırk yıl önce fethedilen İstanbul’daki Hristiyan kültürünü tekrar ihya etmek amacı ile kurulduğu, açılış konuşmalarını yapan zamanın ünlü misyoner ve diplomatları olan; Samuel Cox ve William Seward ve Cyrus Hamlın tarafından açıktan beyan edilmiştir.

***

Arazisi bir Türk paşası olan Ahmet Vefik paşadan alınmıştır. Paris elçiliği zamanında; “har vurup harman savuran” paşa, bu yerin alıcılarının tarihi emellerinden bihaber, “yok pahasına” gözünü kırpmadan araziyi satarak, Paris’teki “zevki âlem gecelerine” devam eder. Bu arazi ayni zamanda ünlü kral Darius’un Avrupa’ya geçtiği noktadır. Daha da önemlisi; Fatihin İstanbul’u fethederken, fetih planlarını yaptığı otağını kurduğu yer burasıdır. O zaman Osmanlı’dan bunun rövanşı alınmalıdır. İşe yer seçimi ile başlanır ve bu başlangıç, Osmanlı’nın boğazında daha sonraki yıllar için kılçık olacak, Ortadoğu’nun en güçlü eğitim kurumlarından biri olan Robert Koleji çıkarır. 

Her milletten öğrencilere ayırımsız ve siyaset dışı eğitim vereceği yazılı hükümleri ile açılan Robert Kolej, 1863 yılında açıldığı zaman, bir İngiliz, üç Amerikalı öğrenci ile faaliyetine başladı. Osmanlı yönetimine bağlı 12 ayrı milletten öğrencilere eğitim veren bu kolejden ne ilginçtir ki, 20.yüzyılın başlarına kadar bir tek Türk öğrenci mezun olamamıştır. 

***

Genellikle azınlıkların milliyet duygularını tahrik eden lider kadroları yetiştirmeyi ana amaç edinen Robert Kolej, öncelikle Bulgar bağımsızlık ateşini körükleyip desteklemiş, hatta öyle ki, 1908 de Osmanlı’dan bağımsızlığını kazanan Bulgaristan’da başbakanlık yapan dört başbakanın Robert Kolej mezunu olduğunun bilinmesi bizlere bu okulun amaçlarını daha net açıklamaktadır. Bunun yanında, Ermeni ırkını, Türkiye’ye giriş vasıtası olacak açık bir kapı olarak gören Robert Kolej yönetimi, eğitim adı altında, mali, stratejik, kadro ve lojistik ajanlarını büyük bir gizlilik içerisinde ve yüksek bir maharetle bu okulda yetiştirip, bu gün Türkiye’nin sıkıntı çektiği konulardaki çalışmaları yıllar önce yapan bir kurum olarak hafızalarımızdaki yerini almıştır. Abartmadan söyleyebiliriz ki; Osmanlı’yı yıkan ana kadrolar bu okulda ve yine Osmanlı’nın gözleri önünde, ne yazık ki, Osmanlı’nın haberi olmadan yetiştirilmiştir.

***

10 Eylül 1971 tarihinde, yaklaşık 100 yıldan beri Robert Kolej’in kullandığı arazi üzerinde Boğaziçi Üniversitesi resmi olarak kurulmuştur. Kuruluşundan sonraki çalışmalar ve yaklaşımları ile sanki Robert kolejin misyonunu yüklenmiş olduğu görülen Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili Rektör ataması ile başlayan tartışmalar gün geçtikçe sertleşerek devam etmektedir. Gerekçe, üniversiteye atanan Rektörün siyasi bir geçmişi ve iktidar ile bütünleşen düşünceleri varmış!

Be hey gafiller böylesine Amerikan emperyalist yalanlarına nasıl inanırsınız! Türkiye de bu gün 203 Üniversite faaliyette bulunmaktadır. Bunların 130 tanesi devlet, 73 tanesi ise vakıf üniversitesidir. Bunların Rektörlerinin hepsini Sayın Cumhurbaşkanı atamadı mı? Onların atanmalarına ses çıkarmayıp, sadece Boğaziçi Üniversitesinin rektörünün atamasına siyasidir diye karşı çıkmanız, sizin Robert Kolej kurucusu Misyoner Papaz Cyrus Hamlın ’in ideallerine hizmet ettiğinizi tek başına ortaya çıkarmaya yeter de artar bile!

Derdiniz bilimsel özerklik olsa, aynı tepkiyi diğer 202 üniversitenin rektör atamalarında da gösterirdiniz! Boğaziçi Üniversitesi’nin özelliği nedir ki, diğer 202 üniversite bir yana, Boğaziçi Üniversitesi bir yana!

Suçüstü yakalandınız sizi gidi Amerikan uşakları sizi!