Ermenistan Devlet Başkanı bugünlerde Paşinyan olarak değil de, “Pişmanyan” olarak anılsa yeridir. 30 yıldan beri işgal edilen Azerbaycan Türklüğünün kalbi olan “Dağlık Karabağ” bölgesinde sürdürülen savaşta karşılaştığı mukavemet ve askeri teknoloji üstünlüğü karşısında çaresiz kalan paşinyan çareyi ateşkes anlaşmasını imzalayarak kendince birazcık nefes almakta aramaktadır.

Azerbaycan ordusunun, gerek fiziki dayanıklılık ve gerekse silah araç gereç ve askeri teknoloji üstünlüğü Ermenileri kısa sürede şaşkına çevirmeye yetti. Her zaman yaptığı gibi “Türkler geliyor” yalvarması büyük ağabey Rusya’dan destek görmeyince önce sivil hedeflere saldırmaya başladı. Ancak kısa sürede bu saldırı üsleri Azerbaycan ordusunun SİHA ve İHAları tarafından imha edilince bu kez Amerika’dan merhamet dilenmeye başladı. Minsk grubunun da araya girmesiyle geçici bir ateşkes anlaşması imzalaması Ermenistan’ın ne kadar zor durumda olduğunu ortaya koymaktadır. Kendisinin sebep olduğu ve başlattığı savaşta acı bir yenilgi ile karşılaşan Ermenistan’ın kimse samimiyetine inanmasın. Özellikle kardeş Azerbaycan’ın 30 yıldan beri işgal altında olan vatanlarından son ermeni ayrılana kadar teyakkuzda kalmaları elzemdir. Eninde sonunda, Azerbaycan’ın da istemediği bu ateşkesi Ermeniler bozacaklardır. İşte o zaman Azerbaycan ordusu bir yıldırım harekâtıyla Karabağ hesabını görmelidir.

Batının ve özellikle Almanya’nın Dağlık Karabağ bölgesine ilgileri boşuna değildir. Çünkü Karabağ bölgesi dünyanın en zengin altın madeni yataklarına sahiptir. Dünya altın borsası da Almanya’nın elinde olduğuna göre Almanya’nın bölgeye ilgisi ekonomi ile ilgilidir. Ateşkesin ardından dünyaya servis edilen haberlerin senaryosunu bizler daha önce Saraybosna’da gördük. Saraybosnalıların vatanları göz göre göre üç siyasi otoritenin güdümüne girdi. Şimdi de ayni oyun Dağlık Karabağ için seslendirilmektedir. Bakü’ye bağlı otonom bir bölge yönetiminden bahsediliyor. Yani Bakü’ye bağlı olmasının hiç bir esprisinin olmayacağını cümle alem bilmektedir. Türk’ün vatanının adı kendisinin ama vatan otonom olacak! Akıllara zarar bir uygulama olur.

Azerbaycan ordusu bu kadar beklemişken ve bugünler için hazırlanmışken, dünya kamuoyu nezdinde bu kadar haklıyken ve de vatanı işgal altındayken bu hastalıktı politikaya geçit vermemelidir. Önce Dağlık Karabağ bölgesi son kişisine kadar bu kiralık haydut sürülerinden temizlenmeli, sonra Nahçıvan anavatan Azerbaycan ile birleştirilmelidir. İki yüzlü İran’ın ve her şeye rağmen her daim Ermenilerin yanında olacak olan Rusya’nın ve dahi bütün batı devletlerinin “istemezük” naraları karşısında bunu yapmak çok kolay olmayacaktır ama biz ateşkesi Karabağ’ı işgalden kurtardıktan sonra kabul etmeliyiz.

Tarih bize göstermiştir ki; fırsatlar milletlerin ayağına karınca hızı ile gelir ama ışık hızı ile gider! Bunu hiç bir zaman unutmamalıyız. Bugün Pişmanyan rolünde olan Paşinyan, yarın yine eski kanlı katil ruhlu rolüne bürünecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın.