Boston şehrinde üniversitede çalışan profesör ünvanlı Robert White milletvekilini arıyor. Herhalde tanıdığına iş isteyecek sandım. İş istedi ama kendine. Duyuyorum, “Vekilim bizim üniversitede rektörlük seçimi var, Beyaz Saray’da referans olabilir misin?”.  

Gene telefon, bu sefer bir milletvekili arıyor. Duyuyorum, “Vekilim, sizinkiler orada güçlü, bizim Robert White Hoca var, rektör olmak istiyor, yardımcı olur musun?  Vekil, “referans mektubu yazarım, ziyaret de ederim.”

Robert White Hoca rektör olur, bu sefer milletin vekili Rektör White’ı arar. “Bizim Galileo Brown, üniversitede hoca olmak istiyor ama ALES’ten düşük not aldı.” Rektör, “Vekilim hallederiz inşallah, adını ve TC’sini ver bize”… ALES yerlerde, yabancı dil orta bile değil, ama Galileo üniversitede asistan olur.

Şehir ve isimler hariç masalın gerçeğine Ankara’da tanık oldum. Kalkınmış zengin ülkelerin üniversitelerinde böyle masallar olmadığı için ilmin ışığında ülkelerini kalkındırıyorlar.

İstanbul 1. Bölgede AK Parti’den milletvekilliği aday adayı olmuş Hoca, milletvekili adayı olamadı veya layık görülmedi ancak Türkiye’de en yüksek puan alanların tercih ettiği köklü Boğaziçi Üniversitesi’ne 2021 yılında rektör atandı. Masal yazmaya veya şahit olamaya gerek yok, hikâye gerçek. Kral çıplak!

Üniversitelerde seçim olduğu zamanlarda da düşünerek oy kullanan azınlık; çıkar, hemşehri, ideoloji ve kadro peşinde oy kullanan çoğunluk hocalar elbette vardı. Azınlığın kudreti bilimin kazanmasına yine yetmiyordu.  O yüzden bilim gene gelişmiyordu, şimdiki gibi taklit vardı. 

Türkiye’de bilim yapan az sayıda saygın hocanın alayı -şu anda aşı için harıl harıl çalışanlar dahil- gerçekten emek vererek Avrupa veya Amerika üniversitelerinde bir dönem eğitim alanlardır. Biliyorlardı ki Saray referanslı Rektör Robert White’ın yolundan bilim ve adalet çıkmazdı. 

Bir üniversitenin kurulması, kökleşmesi yüzyıllar alıyor. Bilimin olması gereken kampüslerde ve memleketimiz Türkiye’de Robert White masalları böyle devam ediyor.