REÇETE’nin bu haftaki konuğu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Tosun:

ROMATİZMA NEDİR?
Romatizma, eklemlerde veya vücudun herhangi bir katmanında ağrı, sızı bazen şişlik, kızarıklık, ısı artışı veya şekil bozukluğu ve hareketlerde kısıtlanma ile seyreden bir hastalıktır. Özellikle iltihaplı romatizmalarda olay sadece kas iskelet sisteminde kalmayıp aynı zamanda böbrek, akciğer kalp, barsak göz, damarlar, deri, tırnaklarda da tutulumlar olabilir. Organın da eklem sorunu ile beraber giden bir tutulum olabilir.

KAÇ ÇEŞİT ROMATİZMA VARDIR VE EN FAZLA KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Romatizma başlığı altında onlarca birbirinden farklı hastalık vardır. Romatizmal hastalıklar ana hatlarıyla iltihaplı olanlar ve olmayanlar olarak 2 grupta toplanır. İltihabi romatizmal hastalıklar genel olarak daha genç yaşlarda başlar ve hastalığına göre değişmek üzere eklem tutulumları, iç organ tutulumları farklılık gösterebilir. Eklem ağrıları özellikle hareketsiz kalındığında ve gece artar, sabah sertliği veya tutukluk diye ifade edilen yataktan kalkarken veya uzun süre oturduktan sonra harekete geçmedeki güçlük 1 saatten daha uzun sürer, birlikte erken yorulma, halsizlik, iştahsızlık, hafif ateş olabilir, tahlillerde ve görüntüleme yöntemlerinde hastalığa özgü bulgular vardır.

Bir romatizma hastası, ne zaman hekime başvurmalı?
Romatizmal hastalıkların belirtileri çok çeşitlidir. Aşağıdaki belirtilerden biri veya bir kaçı varsa bir uzman doktora gitmeniz gerekir.

1. Uzun süreli halsizlik, bitkinlik ve özellikle erken yorulma,

2. Eklemlerde veya eklem çevresinde ağrı, şişlik, hareket ettirmede zorluk,

3. Ağrıların özellikle hareketsiz kalındığında artması ve uzun süren sabah sertliği,

4. Eklem bölgelerinde kızarıklık, ısı artışı ve hassasiyet,

5. Eklem veya bel- boyun hareketlerinde kısıtlanma.

Kireçlenme ‘’Artroz’’ nedir?
Halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalık ya da tıbbi adı ile “artroz” veya “osteoartrit” eklemlerde meydana gelen aşınma ve yıpranma sonucu ortaya çıkar. Kemiklerimizi birbirine bağlayan eklemlerimizde, karşılıklı kemik yüzeyleri üzerini kaplayan ve ağrısız ve kaygan hareketi sağlayan eklem kıkırdağı bulunur. Yıllar içinde bu parlak ve düzgün yüzeyli doku aşınır, yıpranır ve yer yer eklem aralığına dökülerek altındaki kemik ortaya çıkar.

Kireçlenme ‘’Artroz’’ En çok hangi eklemler tutulur?
Artroz en sık yük taşıyan eklemlerde görülür. En fazla diz eklemi olmak üzere, kalça, el parmaklarının uç eklemleri ve elde baş parmağın kök eklemi  ve omurga sık olarak tutulur. Buna karşın, özel bir yaralanma olmadığı müddetçe bilek, omuz, dirsek gibi eklemlerin tutulumu nadirdir.

Kireçlenme ‘’Artroz'un’’ belirtileri nelerdir?
Artrozun en önemli bulgusu ağrıdır. Önceleri eklemi kullanmakla artıp dinlenmekle geçen ağrılar, hastalık ilerledikçe kalıcı hala gelebilir. Eklemlerde şişlik, kemik çıkıntılar ve şekil bozuklukları ortaya çıkar. Kemik yüzeylerin birbirine sürtünmesi sonucu karda yürümeye benzeyen kıtırtı şeklinde sesler duyulabilir.

Kireçlenme de Risk faktörleri nelerdir?
Artroz için en önemli risk faktörü yaştır. 65 yaşın üzerindeki kişilerin üçte birinde röntgen grafileri ile saptanan artroz bulguları vardır. Obezite en önemli faktörlerden birisidir. Yaştan bağımsız olarak obez kişilerde artroz riski erkeklerde 2 misli, kadınlarda 3 misli artar. Ağır ve zorlayıcı işlerde çalışma bir diğer risk faktörüdür. Bilinmeyen nedenlerden dolayı kadınlarda artroz erkeklere oranla iki misli daha sık görülür. Ailevi birtakım faktörlerin de olduğu düşünülmektedir.

Kireçlenme ‘’Artroz’’dan korunmak için ne yapılmalıdır?
Eklemlerde artroz oluşmasını önlemek için en önemli faktör obeziteden kaçınmaktır. Yürüme sırasında vücut ağırlığının 3 ila 6 misli diz eklemine biner, bu nedenle bir kilo fazla bile olsa bu dize 6 kg olarak yansıyacaktır. Aşırı kiloların eklemde oluşturduğu anormal yükler, kıkırdak dokusunda geri dönüşü olmayan hasarlara yol açar ve beklenenden çok daha erken yaşta artroz görülmesine neden olur.

BOYUN FITIĞI NEDİR?
Boyun fıtığı,  boyun omurları arasındaki kıkırdağın omurilik kanalına doğru yer değiştirmesi sonucu kola gelen sinirlere ve omuriliğe baskı yapması ile oluşan hastalıktır. Boyun omurları omurga sisteminin en hassas omurlarıdır. Bu nedenle boynun her yöne hareketini sağlayan disk yapısında görülen kayma ve hasar boyun bölgesine zarar verir.

BOYUN FITIĞINDA RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
-Boyun omurları arasındaki kıkırdağın dejenerasyon dediğimiz yıpranması

-Ani ve hazırlıksız boyun hareketleri yapmak.  Ağır kaldırmak, ani ters dönüşler yapmak.

-Baş öne eğik olarak uzun süreli çalışmak veya bilgisayar başında uzun süre aynı pozisyonda kalmak (masa başı işleri).

-Özellikle emniyet kemeri takmadan araba kullananlarda ani fren yapılması veya trafik kazası.

-Geçirilmiş boyun travması, spor yaralanmaları.

BOYUN FITIĞININ TANISINDA KULLANILAN YÖNTEMLER NELERDİR?
En önemli tanı yöntemi hastanın klinik muayenesidir. Ayrıca tanıya yardımcı olan Servikal MR, Bilgisayarlı Tomografi, EMG den de yararlanılır.

BOYUN FITIĞININ EVRELEMESİ NASIL YAPILIR?
Boyun fıtığı tanısı alan hasta aşağıdaki klinik durumdan herhangi birinde olabilir.

1-Şiddetli boyun ağrısı ve veya kola vuran ağrı.

2-Orta düzeyde sık tekrarlayan ağrılar.

3-Ağrıyla birlikte kolda kuvvetsizlik veya uyuşma gibi sinir hasarı bulguları.

4-Ağrıyla birlikte kollar ve ayaklarda kuvvetsizlik ve uyuşma.

5- Kürek kemiğine veya göğüs ön duvarına yansıyan ağrı

6-Kollar ve ayaklarda giderek artan güç kaybı ve uyuşma, ağrı ön planda olmayabilir (Tekrarlayan boyun fıtığı ataklarını takiben omurilik kanalında kireçlenmeye bağlı daralma).

Boyun Fıtığı Tedavisi Nasıl Yapılır?
A- Sadece ağrı varsa: İstirahat, ilaç tedavisi, boyunluk, fizik tedavi

B- Ağrı ve uyuşma varsa: Fizik tedavi, fizik tedavi, kaplıca tedavisi boyun egzersizleri, uyuşmaya yönelik ilaçlar

C- Güç kaybı varsa: Önce istirahat, boyunluk, ilaç tedavisi,  Tedaviye rağmen güç kaybında düzelme olmaz hatta daha da ilerlerse cerrahi tedavi

BEL FITIĞI NEDİR?
Bel fıtığı omurgalar arasında bulunan disk denilen elastiki kıkırdak dokunun omurgaların basısı nedeniyle etrafındaki lifleri yırtarak omurilik kılıfından çıkan ve bacağın çeşitli bölgelerine giden sinirleri sıkıştırmasıyla oluşur.

Bel Fıtığı Kimlerde Daha Sık Görülür?
Tıp dilinde disk hernisi olarak adlandırılan bel fıtığının toplum içinde rastlanma sıklığı onda bir gibi yüksek bir düzeydedir. Bel fıtığı en sık 35-50 yaş arasında ve her iki cinste de eşit olarak görülür.

Bel Fıtığı Belirtileri nelerdir?
•          Belde veya bacakta dayanılmaz ağrılar,

•          Hareketlerde kısıtlılık,

•          Topallayarak yürüme,

•          Vücudun bir tarafa doğru eğilmeye başlaması

•          Bacaklarda uyuşmalar,

•          Kuvvet kaybı oluşmaya başlaması.

•          Bacakta incelme başlaması,

•          Nadiren idrar yapamama, idrar veya dışkı kaçırma

Bel Fıtığı Teşhisi Nasıl Konur?
Tanı için yine en değerli yöntem hastanın muayenesidir. Günümüzdeki modern tanı yöntemleri manyetik rezonans(MR),  bilgisayarlı tomografi ile bel fıtığı teşhisi kolaylıkla konulmakta ve derecesi belirlenebilmektedir.

Bel Fıtığında Nelere dikkat edilmelidir?
•          Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı da bel fıtığı için risktir

•          Daha çok oturarak çalışmak risklidir.

•          Şişmanlık risktir. Biliyorsunuz şişmanlık neye risk değil ki?

•          Spor yapıyorum diye rastgele hareketler yapmak risktir.

•          Ağır şeyleri kaldırmaya çalışmak risktir.

•          Yanlış duruş ve oturuşların tamamı risktir.

•          Huzursuz bir ortamda ve stres içinde yaşama.

•          Uzun süre otomobil sürmek.

•          Bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak da risktir.

Bel fıtığı tedavisinde neler yapılır?
•          Hasta eğitimi, belini nasıl kullanacağı, riskli hareketler, egzersizlerin önemi mutlaka anlatılmalı ve varsa endişeleri giderilmelidir

•          Akut dönemde yatak istirahatı ve ilaç tedavisi

•          Ağrı azalmaya başlayınca Fizik tedavi, egzersizler, yüzme, ilaç tedavisi,

•          Kronik dönemde basit ağrı kesiciler, uyuşmaya yönelik ilaçlar, egzersiz ve yüzmeye devam,

•          İdrar veya dışkılama sorunları varsa veya genital bölgede süvari yaması şeklinde uyuşma varsa, ilerleyen güç kaybı varsa acil cerrahi tedavi uygulanmalıdır.