Güzel ilçemiz Vakfıkebir’in Çavuşlu Köyü’nde dünyaya geldi Avni Bey ve Atatürk’ten 8 yaş küçüktü. İstiklal Savaşı’na katılmış, savaşlar görmüştü. Kızı dünyaya geldiğinde, “Türk kızı Türkan doğdu.” diyecek kadar milliyetçiydi. Vefalı ve dürüst bir baba, “Gelen komşuları akrabaları yedir, bana da bir lahana çorbası versen yeterlidir.” diyecek kadar alçak gönüllü bir eşti.

Avni Bey öğretmendi. 1927 yılında Selim Sırrı Tarcan’ın açtığı beden eğitimi kursuna katılmış, diplomasını aldıktan sonra memleketine dönmüştü.

O yıllarda Milletvekili olması için kendisine teklif getirilmiş ancak, “Enerjimi Trabzon’a vereceğim.” diyerek geri çevirmişti. Sporu çok seviyordu Avni Bey. Öğrencileri ile sık sık Trabzon dışına maçlara gidiyordu.

Bir de askerlik anılarını öğrencilerine anlatmayı çok severdi. Anılarında geçen Migonof isimli Bulgar askerini o kadar çok anlatmıştı ki lakabı öğrencileri arasında Migonof olarak kalmıştı.

Avni Bey Yenimahalle’ de oturuyordu. Trabzon şehrinin ilk beden eğitimi öğretmeniydi. Trabzon Lisesi ve Ticaret Lisesi’ndeki başarısı onu Beden Terbiyesi Bölge Asbaşkanlığı’na kadar yükseltti. O yıllarda spor müsabakaları ve milli bayramlar tahtalar ile kapatılmış bitap bir sahada yapılmaktaydı. Avni Bey bu durumu ortadan kaldırmak ve Trabzon’a yakışır bir stat yapmak istiyordu. Çalışmalara başladı ve bir bölümü de kendisine ait olan tütün tarlasını kurula sundu. Türlü bürokratik zorluklarla mücadele eden Avni Bey sonunda Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığı’na arsayı satın aldırdı.

“Ali Samiyen’den önce Galatasaray vardı, İnönü’den önce Beşiktaş vardı. Ama Avni Aker’den önce Trabzonspor yoktu.” der Şenol Ustaömer. Tütün tarlalarından bir futbol mabedi devşiren öğretmen Hüseyin Avni Aker öğretmendi.

“Enerjimi Trabzon’a harcayacağım.” diyen efsane mabedin emektar başı 1944 yılında stat tamamlanmadan hayata gözlerini yumdu. Çalışmaları sırasında çok yorulduğundan yanına yardımcı olarak verilen bir diğer spor efsanemiz Hayri Gür şu sözlerle yad ediyor Avni Bey’i: “1972-77 yılları arasında Trabzon Beden Terbiyesi’nde 5 yıl bölge müdürü olarak çalıştım. Bu sırada stat inşaatı tamamen bitmişti ve isim aranıyordu. Zamanın valisi Adil Ciğeroğlu başkanlığında bir genel kurul oluşturuldu. Bu genel kurulda ben de vardım ve Hüseyin Avni Aker ismini ben teklif ettim. Çünkü; bu statta en çok onun emeği geçmişti. Sanat okulu ve Yenimahalle arası o zamanlar uçurumdu. At arabaları ile oraya toprak taşıyor ve dolduruyorduk. Toprağı zemine serdikten sonra çim ektik. 60 kişilik kapalı tribün ile açık tribünü yaptık. O zamanın parası 40 bin liraya mal oldu bize. Vali bana hak verdi ve Hüseyin Avni Aker ismi Trabzonspor’un stadına verildi.”

Verilen mücadele aydınlık genç Cumhuriyet’i oluşturan illerden birinin spor ile bütünleşmesiydi. 1940 yılında başlayan tarih; 2017 yılında akla ve mantığa sığmayacak şekilde, bir hınç alınırmış gibi yıkıldı. Sonra yeni mabediniz Akyazı’dır, yeni isimi Şenol Güneş Spor Kompleksi’dir dendi. Buruk bir sevinç yaşadık lakin efsane kalecimizin ırkçı, terbiyeden uzak, emek ve Trabzonspor düşmanı bir varlıkla çalışabileceğini düşünemedik. Başkalarını bilmiyorum ama artık benim efsanem değilsiniz Şenol Bey. Lütfen mabedimizden isminizi çekiniz ve Avni Bey’in kemiklerini sızlatmaya devam etmeyiniz.

Not: Profesyonellik, yeteneklerini ve düşünceni bilime göre geliştirmektir. Değerlerimizin yerlerini değiştirmek, değerlere çıkar kokan yeni bakış açısı getirmeye çalışmak profesyonellik ve duruş olamaz.