Geçen hafta havanın güzelliğinden yararlanıp gazeteci arkadaşımız Bülent Deveci ile birlikte önce Faroz Limanı ve sonrasında sahil boyunca Ganita'ya doğru bir gezinti yaptık.

Doktorların sık sık öğütlediği 10 bin adımı yakaladık.

Denizden gelen iyot kokusuna eski anılar eşlik edince keyifli bir yürüyüştü diyebiliriz.

Sahil kesimindeki çalışmalar devam ediyor.

Eğer planlandığı gibi sonuçlanırsa Trabzon sosyal hayatının denizle barışık tarafı yeniden renklenecek diye beklenti var.

Bu beklentileri şöyle sıralayabiliriz:

1-Ayasofya'nın altında yeniden oluşan Uzunkum Plajı zaman geçirilmeden düzenlenmeli.

2-Gülcemal dolgusunun olduğu bölgeden Faroz arasındaki düzenleme, Faroz Limanı ve çevresinde de yapılarak yeni “nefes alma” mekanları oluşturulabilir.

3-Sahilin birçok kesiminde Ganita'ya, Moloz'a doğru gidildikçe halen denize akan kanalizasyonlara çözüm bulunamadıkça o bölgelerdeki hiçbir projenin anlamı kalmaz.

4-Yürüyüş yolları Ganita'ya kadar ağaçların altında denizin serinliğini hissederek devam ettirilmeli.


 

5-Ganita'dan Akyazı'ya kadar kurulacak raylı sistemle şehre ayrı bir güzellik ve hareketlilik kazandırılabilir.

Bugünlerde sahilde sürdürülen çalışmaların içine raylı sistemi de dahil edersek, yarın bir daha sıkça yapılan “yapıp yıkma işlemi”ne de gerek kalmaz.

6-Büyükşehir Belediyesinden edindiğimiz bilgilere göre bu hattın ihalesi ve planlaması ile ilgili işlemler yakın zamanda başlatılacakmış.

7-Denizi ile barışık bir kent, doğal ve tarihi zenginliklerine de ayrı bir değer katmış olacak.

8-Sahil boyu işleyen raylı taşımacılık sistemi de Trabzon'u turizm anlamında daha da cazip bir kent yapacaktır.


 

9-Denizle baş başa sahil boyunca süren yolculuk ayrı bir keyif verirken, taşımacılığa da katkı verecektir.

Kanalizasyonların deniz kenarında çirkin görüntü sergilemediği, kokusuyla etrafı rahatsız etmeyen sahilimizin bir an önce planlandığı gibi bitirilmesi halkın beklentisi haline geldi.

Neden olmasın?

Umarız Büyükşehir Belediyesi bu sese kulak verir.

Aslında plan ve proje çalışmaları ile birlikte düzenleme işleri devam ediyor. Bir de sahilde raylı ulaşım gerçekleşirse Trabzon farklı bir çehreye bürünmüş olur.

Fotoğraflar: Bülent Deveci

++++++++

SAHİL GÜZEL KOLİBASİLİ ENGEL

Genelde aileler tercih ediyor burayı.

Henüz yok olmamış bir kumsal.

O kadar büyük değil.

Kimsenin de kıyısından denize girdiği yok.

Tercih edeni çok buna rağmen.

E denizine girilmeyen sahil neden tercih edilir?

Ya da sahili olan denize neden girilmez?

İsterseniz baştan alalım hikâyeyi.

Burası Maliyeye ait bir tesis.

Hemen Akyazı'nın yanı başında.

Trabzon Akçaabat karayolunun Yıldızlı kesiminde.

Yolun altında.

Ulaşımı kolay.

Aileler çocuklarını alıp pikniğe gidiyorlar.

Maliyenin de çay kahve ve dışardan getirdiğiniz ızgara türü yiyecekleri pişirme gibi hizmetleri var.

Allah için çalışanları da ilgili ve güler yüzlü.

Park yeri de var.

Denize karşı kurulu masalarda çayınızı içip kahvaltınızı rahatlıkla yapabilirsiniz.

Buraya kadar her şey güzel...

Lâkin denize giremezsiniz.

Yasak mı?

Hayır.

Peki, neden denize giremezsiniz?

İzin verseler de girmek istemezsiniz.

Çünkü; deniz kolibasili dolu.

İlgililer bunu bir levha ile de duyurmuşlar.

İyi de böyle güzel ve tercih edilen bir yer için kolibasilinin önlenmesi adına hiç bir çalışma yapılmamış mı?

İyi ki levha asılıp, halk uyarılmış.

Yoksa bu güzelim sahili görüp denize girenler çok olurdu.

Peki, çözüm, sadece levhayı dikmek mi?

Kolibasili olduğu belirtilen denizin temiz olması sağlanamaz mı?

Ben yetkili olsam bu yazıyı okur okumaz durumu incelemeye alır, sorunu çözmeye başlardım.

Görev kimin mi?

Başta mülkün sahibi defterdarlık olmak üzere, belediyenin, sağlık müdürlüğünün, çevre şehircilik müdürlüğü ve tüm ilgililerin.

Deniz ölçümleri, kontrolleri yapılıyor ve her zaman kolibasili çıkıyorsa çevrede de aynı sorun var demektir.

Konu önemli. Çözüm şart.

++++++

TARİHİ KÖPRÜ VE YIKILAN YENİ YOL

Bir resim ama sıradan bir resim değil bu.

Bir yanda asırlık köprü, diğer yanda daha dün sayılabilecek zamanda yenilenen  yol.

Dereli'deki sel felaketinden sonra yol yeniden yapıldı.

Asfaltı daha henüz kurumadan dere geldi yine aldı gitti yolu.

Kemerli köprü de hemen yanı başında yüzyıllık güzelliği ile seyrediyor olanları.

Aklından geçiriyor mu acaba bu tarihi köprü, “Ben ne seller yağmurlar gördüm. Ama hâlâ sapasağlam ayaktayım. Siz nerde yanlış yaptınız da her yağmurda yıkılıp yeniden yapılıyorsunuz?” diye.

Sormasına gerek var mı?

Cevabı belli değil mi?

Yüz yılı aşan köprü, yüz gün dayanamayan yola ne dese haksız mı?

Oysa o köprü yüz yılları devirip bugüne gelirken neler yaşamadı ki.

Var bir yerlerde yanlış.

+++++++++

Haftalık

Fahri Doktora Futbol ve Kültür Sanat

Süper Ligin şampiyon hocasına Trabzon Üniversitesi Fahri Doktora unvanı vermiş.

Galiba Türk futbol tarihinde bir ilk gerçekleşti.

Bir futbol teknik direktörüne Üniversite'nin fahri doktora unvanı vermesi sık rastlanılan bir olay değil.

Trabzonspor'un bu yılki şampiyonluğunda teknik direktör olarak emeği bulunan Abdullah Avcı'nın takdir edilip onore edilmesi önemli.

Yalnız bugüne kadar kazanılan şampiyonluklardaki görev almış “efsane” hocalara şimdiye kadar doktor unvanı fahri de olsa verilmemesi  bir eksiklik sayılmaz mı?

Tabi ki Trabzon Üniversitesi henüz yeni kurulmuş bir eğitim kurumu. Şampiyon şehrin kupalarının peş peşe kazanıldığı zamanlarda sadece KTÜ vardı.

O zamanlar bu konu hiç hatıra gelmemiş demek ki...

Trabzon sadece spor kenti değil.

Kültür ve sanat tarafı spordan da daha ağır gelir.

Ülkemizin yetiştirdiği değerli kültür sanat insanlarının içinde çokça Trabzonlu sanatçılar bulunmakta.

Ressamlar, şairler, karikatüristler, ses saz sanatçıları, yazar ve araştırmacılar, aktörler, tiyatro sanatçıları, film yönetmenleri gibi kendini ispatlamış çok değerli kültür insanlarına şimdiye kadar böylesi bir paye verilmemiş olması bir eksiklik olarak yorumlanıyor. Madem şampiyon takımın hocasına fahri doktor unvanı verilebiliyor, Trabzon'u dünyaya kültür sanat kenti olarak tanıtan sanatçılarımıza da bu tür onore edici ödüller verilebilir.

Trabzon Üniversitesi bünyesinde Eğitim Fakültesi var. Sanata yönelik birçok bölümde öğrenci yetiştiriyor. Sanat insanlarımızı ve ürettikleri eserleri yakından bilmesi itibariyle bir ilki başlatmak yakışır.

Bir kitap, bir eser, bir tablo, bir beste, sahnelerde sergilenen performanslar, bir kupa kadar değerli olmalı ki, zengin kültürel alt yapı nice kupalar kazandırsın.

***

Köyler Okullarına Kavuşuyor

14.05.2022 RESMÎ GAZETE’de yayımlanan yönetmeliğin 4. maddesi köy ve benzeri yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın okulların açılmasına imkan vermekte:

“Nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın valilikçe uygun görülmesi durumunda Bakanlık onayı ile ilkokul açılır.”

Geçenlerde bu konuya değinmiştik. Köy okulları öksüz bırakılmasın açılsın diye.

Taşımacılık sistemi çocukları yaşadıkları ortamdan kopardı.

Yerinde eğitim çevresine de ışık saçar.

Şimdi,

Köyler yeniden çocuk sesleri ile şenlensin.

Öksüz kalmış kırık yıkık okullar yeniden eğitime kapılarını açsın.

Bayrağımız yeniden İstiklal Marşımızın eşliğinde direklerdeki yerini alsın.

Köyler öğretmenlerine yeniden kavuşsun.

Yeni mezun öğretmenler çok sevdiği mesleklerine başlasın...

Valilik şimdiden açılacak köy okullarının tespitlerini yapıp yeni öğretim yılı açılışına start vermeli.

Sakın kimse demesin ki, “Biz büyükşehir olduk, köy kalmadı, her yer mahalle oldu.”

Yönetmeliğin “köy ve benzeri yerler” ifadesi konuya yeterince açıklık getiriyor zaten.

***

Tünel Akvaryum  Ve Turizm

Ortahisar Belediyesince yaptırılan Zağnos ile Kuzgundere vadisini birbirine bağlayan  “Tünel Akvaryum” açılarak hizmete girdi.

Dünyanın ve ülkemizin çeşitli yerlerinde bulunan dev akvaryumlar içinde barındırdığı balık ve diğer canlılarla yerli ve yabancı ziyaretçilerin çokça ilgisini çekmekte.

Trabzon'da ziyarete açılan dev akvaryumu diğerlerinden ayıran önemli bir özellik var:

Tarihi alan içinde.

5000 yıllık tarihi bulunan kentin tarihi kalesinin altından, iki vadiyi birbirine bağlayan tünel açılarak her türlü balığın sergilendiği bir dev AKVARYUM oluşturulmuş. Bu özelliği ile dikkat çekmekte.

Belki de dünyada örneği yok.

Bu anlamda tarihi mekân içinde bulunan TÜNEL AKVARYUM, turistler için yeni bir gezi alanı oluşturabilir.

Şimdiden “info/tanıtım” programı hazırlanarak seyahat acenteleri ve Turizm operatörlerine bölgenin tarihi kimliğini de göz önüne alarak bilgilendirme etkinliği düzenlenmeli.

Bu arada giriş fiyatları konusunda da düzenlemeler yapılırken bir ailenin toplam ziyaret gideri de dikkate alınmalı.