Mübarek Ramazan ayına veda ettik ve bugün bayramımız var.

Adı üzerinde Ramazan Bayramı..

Ancak kitle iletişim araçlarında, reklamlarda, sokakta, çarşıda pazarda insanların beynine bir “Şeker Bayramı” algısı kazanıyor.

 Ramazan ayından sonra kutlanan bayramın adı nasıl oldu da şeker bayramı oldu.

Şeker ve tatlı o kadar beynimize işlendi ki çocuklar kapı kapı şeker toplamaya çıkarıldılar.

Çocuklara verilecek hediye her zaman şeker oldu.

Misafirliklerde hediye mutlaka baklava oldu..

Çikolata ise bir üst versiyon itibarın ve sınıf farkının simgesi oldu.

***

Şeker o kadar çok gıda ürünlerinde kullanıldı ki ,o kadar çok şeker miktarı arttırıldı ki ,en başta bebeklerin ve çocukların şeker eşiği sürekli yukarıya çekildi.

NBŞ Nişasta bazlı şeker, o kadar çok tatlı ki o kadar çok aynı zamanda ucuz ki, rafine toz şeker bile artık aranır oldu.

Hatta reklamlara girdi.

Sanki çok büyük bir nimet gibi; “Biz ŞEKER kullanıyoruz ürünlerimizde diye farklılık açıklanıyor.

***

Metabolizmayı bozan, vücudu allak bullak eden şeker tüketim oranı sürekli artıyor.

Dur durak yok.

Bütün bayram öncesi reklamlar; şeker, tatlı ve çikolatalar ile dönüyor.

Şeker bayramını bize kabul ettirmek için, bir çok manipulasyonlar yapılıyor.

Ramazan bayramı tanımlamasını unutturdular.

***

Şeker Bayramı ifadesi bu mukaddes bayramın ne Allah (cc) ne de kullar için olan kıymetini ifade etmiyor.

Ramazan Bayramı dini bir bayramdır ve ismini ve cismini değiştirmek, insanlara bir nevi maddi ve manevi zehir enjekte etmek kimsenin hakkı da olmamalı haddi de...

Buradan yola çıkarak insan sağlığına düşman olan şeker ve tatlının satışı kısıtlanmalıdır. Birçok hastalığa davetiye çıkaran, halkın sağlığını direkt tehdit eden bu zararlıların göze sokulacak şekilde sunumu ve kullanımı ayrıca ciddi bir israftır.

“Şeker Bayramı” algısını reddediyor, bizler Ramazan Bayramı’nı kutlayacağız.

Bu vesile ile Ramazan Bayramınızı tebrik eder İslam âlemine Hayırlara vesile olmasını Yüce Allah (cc) den temenni ederim.