Geçen hafta Trabzon kamuoyu ilginç bir bürokrat tayini ne ve sonrasında bunun durdurulmasına şahit oldu. Ortahisar İlçe Milli Eğitim Müdürü Şükrü Köse görevden alınarak yerine Erdoğdu Lisesi eski müdürü Ali Turan Bey atandı. Görevden alınmasına itiraz eden İlçe Milli Eğitim Müdürü aldığımız bilgilere göre çalmadık kapı bırakmadığı gibi, Ali Turan beyin göreve gelmesini engellemek için de görevinden resmen ayrılmadı. Ardından bu süreç içerisinde çalmadık kapı bırakmayan İlçe Milli Eğitim Müdürü, kendisini başta AK Parti(AK Partiyi iki gruba bölerek) olmak üzere, MHP, CHP ve İYİ Parti kapılarını aşındırdığı gibi, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları Türk Eğitim Sen ve Türkav gibi kuruluşlara kendisini Ülkücü olarak tanıtarak görevden alınmasının yegâne sebebinin ülkücü olmasından dolayı olduğu feveranında bulunduğu duyumunu aldık. Durumdan vazife çıkaran tüm siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının bazıları bu kişinin görevden alınmasının durdurulmasını için gayret gösterdiler. Göreve atanırken kendi sendikalarından ayrılıp makam için başka sendikalara kayıt olanlar, her nedense görevden alındıkları ve sıkıştıkları zaman bir anda ülkücü oldukları akıllarına geliyor ve pekâlâ da hiç ilgili olmadıkları halde, duygu sömürüsü yaparak bu kurumları istismar edebiliyorlar.

Şükrü Köse Trabzon Ortahisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atandıktan sonra okul müdürlüğü görevinde bulunan Trabzon’un en başarılı eğitimcilerini hiç vicdanı sızlamadan puan vermeyerek ve de verdirmeyerek istifa etmelerine sebep olan, hak gaspı yapan, kul hakkı yiyen bir insandır.

Esasında MHP’den üç defa Milletvekili adayı olan, Ülkücü kuruluşların hemen hepsinde yönetim kurulu üyeliği ve dahi başkanlık yapan, devletin 13 tane takdirname, 24 tane teşekkür, 2 tane maaş ile ödül verdiği şahsımı ekibi ile birlikte tanımadığı halde Fetövari taktiklerle puan verdirmeyerek, meslek hayatının en verimli çağında istifa ettiren bu kişiye Ülkücü ve MHP’li bilinen kişilerin ve kurumların sahip çıkması eğer duyumlarımız doğru ise çok üzücüdür.

 Dünyanın muhtelif ülkelerindeki Ülkücü kuruluşlar başta olmak üzere, çeşitli sivil toplum kuruluşlarımızda Türk Ocaklarında, Ülkü Ocaklarında ve MHP teşkilatlarında 300’ün üzerinde konferans veren, Trabzon’un en başarılı okullarından biri olan Araklı Anadolu Öğretmen Lisesinde 20 yıl okul Müdürlüğü yapan, bu süre zarfında o zamanki mevcut okul kadrosu ile bu okula Trabzon, Türkiye ve dünya çapında başarılar kazandıran şahsımı, elinin altındaki bilgisayardan “ödül kayıt sistemine” bakmaya bile tenezzül etmeden atandığı makama gelmesinin bedeli olarak hiç düşünmeden vicdansızca puanlayarak okul müdürlüğümü engelleyen; sadece MHP’li ve ülkücü olduğum için şahsıma karşı tutumu ortadayken, yereldeki etkili ve yetkili ülküdaşlarımızın ülkücü düşmanı birisine sahip çıkmaları mevcut iktidarın Fetö döneminde mağdur edilen biz ülkücü öğretmenler camiasını derinden üzmüştür.   

Her biri bir destan kahramanı olan Türk milliyetçilerinin bu davaya yaptıkları hizmetler ne de kolay unutulabiliyormuş! Araklı Anadolu Öğretmen Lisesini “Guinness Rekorlar Kitabına” girme başarısına taşı, Trabzon’un en problemli okulu olan 88.yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesini kısa sürede, Trabzon’un en güvenilir okulu haline getir, tarihçi kimliğin ile dünyanın 50 ülkesini gez ve başta “Araklı Tarihi” olmak üzere 6 adet eser yayınla, görev yaptığın sürenin son on yılında, 4 yıl ve üzeri Üniversiteleri kazanma oranını %90 ile İl birincisi olarak devam ettir sonra gelsin bir sipariş İlçe Milli eğitim müdürü sana fazlası ile hak ettiğin puanları vermeyerek seni görevinden uzaklaştırsın. Daha o zaman “Sayın Valimize açık mektubumdur” diyerek olayı kamuoyunun bilgilerine taşımış olmama rağmen, yereldeki yetkili ve etkili ülküdaşlarımızın şimdilerde sahip çıktığı Şükrü Köse kapalı kapılar ardında ülkücü müdürleri görevlerinden uzaklaştırmak için hesaplar yapan ve de bunu büyük ölçüde başaran kişidir.

Buradan bu kişiye, sadece AK Parti onu görevden alıyor diye sahip çıkarak haksızlığı önlediklerini zanneden siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine de bir çift sözümüz var, AK Parti karşısında bu kadar mı çaresizsiniz?

Yunanistan’da “Sokrates” idama mahkûm olur. İdamın taşlanarak yapılmasına karar verilir. İki tarafı kızgın insanlarla uzayıp giden bir koridor boyunca Sokrates taşlanarak, üstü-başı, kan-revan içerisinde güçlükle yürümekteyken, öfkeli kalabalık içinden kendisine eski bir dostu bir gül atar. Sokrates durup gülün atıldığı tarafa bakar ve şu tarihi sözünü söyler; “bu kızgın topluluğun attığı taşlar değil ama atılan bu gül beni öldürecek” der ve birkaç adım sonrası yere yığılır.

                Bizim durumuzda aynen buna benzemektedir. Geçmişte yapılan ihanetleri unutursak, gelecekte de ayni durumlarla karşılaşacağımızı unutmamalıyız.